Paylaş
CUMHURBAŞKANI kendisinden bekleneni yaptı ve Başbakan'ı aratarak görüşme için randevu verdi.
Daha önce de yazdığım gibi bu davranış Sezer'i büyütecektir.
Devletin zirvesinde küskünlük kabul edilemez.
Neyse, hiç değilse krizin bu yanı çözüldü.
Bundan sonrası diyalog kurulacağı için daha kolay olabilir.
Ecevit, kararname konusunda gereksiz katı bir inat içinde olmayacak kadar deneyimli bir politikacıdır.
Çankaya'nın hukuk devleti duyarlılığını anlayabilecek bir demokrattır.
Cumhurbaşkanı da hükümeti güç durumda bırakmayacak bir tutum sergilemeli.
Toplumun huzurunun bozulmaması için devletin zirvesindeki iki adam belli bir noktada buluşabilme hünerini göstermek zorunda.
Ülkemizin düzlüğe çıkması için büyük bir özveriye katlanan milletimiz hem Sezer'den, hem de Ecevit'ten bu anlamsız krizi çözmelerini bekliyor.
Ülkenin inatlaşmayla, çekişmeyle yitirecek zamanı yok.
* * *
Politikada dürüstlük babında pek az insanın söyleyecek sözü vardır. Pek çok insanın ise konuşmaya bile hakkı yoktur.
Bu pek az insandan biri de Köksal Toptan'dır.
Köksal Bey dürüst, namuslu, onurlu bir politikacıdır. Uzun politik yaşamında üzerine en ufak bir leke bulaşmamıştır.
Onun için bugün yapılan yargısız infazları hak etmemiştir.
Seçim giderleri için yardım kabul ettiği kişinin hayali ihracatçı çıkması büyük bir şanssızlıktır.
Dünyanın hemen her ülkesinde politikacılar seçimlerde bazı varlıklı kişi ya da kuruluşlardan parasal destek alırlar.
Bunları kurala bağlayan ülkelerde alınan paralar kayıtlara girdiği ve ilan edildiği için ilerde politikacıların başına dert olmaz.
Ama Türkiye gibi kuralların işlemediği ülkelerde bakarsınız Köksal Toptan gibi dürüst insanlardan biri can evinden vuruluverir.
Köksal Bey'in bu yardımı ne kadar iyi niyetle kabul ettiği, parayı kendi banka hesabına gönderilmesinde bir sakınca görmemesinden anlaşılmaktadır.
Toptan eğer hinoğlu hin bir politikacı olsaydı bu parayı ya elden alırdı ya da başkasının hesabına yatırtırdı.
Bugün de göğsünü gere gere çıkar ‘‘Ben kimseden bir kuruş para yardımı almadım’’ diyerek Türk halkını bal gibi kandırırdı.
Çok önemli görevlerde bulunmuş olan Köksal Toptan'ın mütevazı bir mal varlığı olduğunu biliyorum.
1995 yılında oğlunu evlendirirken nikáh ve düğünü İstanbul'da Boğaz'daki öğretmen evinde yapmıştı.
O gün, o mütevazı düğün yerine dürüst bir politikacının tek oğluna daha görkemli bir düğün yapamamasının nedenini çok iyi anlamıştım.
Eğer isteseydi, ‘‘pek çok kişi’’ gibi beş yıldızlı otellerden birinde o düğünü bedava yaptırabilirdi.
Ama bugün bazı kesimler onu rüşvet alan bir politikacı gibi sunuyorlar.
Yozlaşmış toplumlarda kokuşmuşluğun başını çekenlerin bilinen taktikleridir bunlar.
* * *
Bugün tatsız bir gün.
Daha doğrusu bugünü yarına bağlayan gece tatsız bir gece.
Bir yıl önce tarihin en büyük felaketini yaşamıştık.
Eksiklere, yanlışlara rağmen akıl almayacak kadar hızla toparlandık.
Sanırım dünyanın en güçlü ülkeleri bile bir yıl içinde böyle büyük bir felaketin altından hiç eksik bırakmadan kalkamazlardı.
Toplum olarak büyük bir özveri ve yardımlaşma örneği verdik.
Bu hasletimizi bütün gayretlere ve çabalara rağmen halen yitirmediğimiz için Tanrı'ya dua edelim.
Bugün Gölcük'teyiz.
Hürriyet'i oradan yapacağız.
Amacımız, oradaki insanların yüreklerindeki duyguları yansıtmak, bir daha böyle büyük acıları yaşamamak için toplumsal duyarlılığı güçlendirmek.
Paylaş