Tufan Türenç: Postmodern Düyun-ı Umumiye halleri

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

ÜZERİMİZDEN silindir gibi geçen ekonomik kriz kimine göre bitti, kimine göre henüz bitmedi.

Türkiye birdenbire mi duvara tosladı dersiniz.

Olayı bu kadar düzeysel görürseniz öyle, ama bunu çok daha önceden görenler de oldu.

Örneğin, bunlardan biri eski DPT müsteşarı, İstanbul belediye başkan adayı ve eski Bursa milletvekili, şimdi ise Türkiye için kafa yoran, yeni bir siyasi hareket için hazırlanan bir ekonomist-politikacı.

İlhan Kesici...

Bakın, 8 Mart 1998 yılında ANAP grup toplantısında yaptığı konuşmada neler demiş.

Kesici önce ekonomik verilere göre bir durum değerlendirmesi yapmış, rakamlarla gidişin hiç de iyi olmadığına işaret etmiş, sonra da ülkenin durumunu şu halk fıkrasıyla anlatmış:

‘‘Halk İslamı'na göre ölü, defnedildikten sonra yukarıdaki cenaze merasimini hissedermiş ve ‘Ağlaşmalar var, imam dua okuyor. Acaba kim öldü?' dermiş. Sonra tören tamamlandıktan sonra cemaat yavaş yavaş ayrılır, ağlaşmalar azalır, imam talkın verir, herkes dağılırken ölü de ‘Tamam, cenaze bitti herhalde, ben de kalkıp gideyim' dermiş.

Kalkmak isteyince kafayı cenazenin üstüne konulan sapıtma taşına vururmuş ve o zaman durumu anlar ‘Ha demek ki ölen benmişim, eyvah' diye feryat edermiş.

İşte değerli arkadaşlar, Türkiye'nin durumu aşağı yukarı böyle.’’

* * *

Kesici bu fıkrayı anlattıktan sonra önemli uyarılarda bulunur ve acil önlemler alınması gerektiğini söyler.

Sonra Osmanlı İmparatorluğu döneminden çarpıcı örnekler verir.

1853-1856 arasında yapılan Kırım Savaşı, imparatorluğu perişan eder. Savaşın yükünü taşıyamayacak hale gelir.

Çaresiz 1875 yılına kadar tam 15 büyük borçlanma yapılır, ama durum düzeleceğine gittikçe kötüleşir.

İmparatorluğun faiz borcu, devletin toplam gelirinin yüzde 25'ini aşar.

Kesici burada çarpıcı bir karşılaştırma yapar:

‘‘Şimdi ne? Borç faizlerinin devletin varidatına oranı tam yüzde 55.’’

Yani Kesici'nin verdiği bilgiye göre o tarihteki oran bu.

Osmanlı İmparatorluğu bakmış ki durum iyiye gitmiyor. Bir seri önlemler almış.

Faizler 5 yıl için yarıya indirilmiş, borçların yarısının tahvilat ile ödeneceği ilan edilmiş ve yüzde 300 oranında devalüasyon yapılmış.

Ama bütün bu önlemler de yeterli olmamış.

Çaresiz koca imparatorluk ünlü ‘‘Düyun-ı Umumiye’’ye (Umumi borçlar: İmparatorluğun borçlarına karşılık alacaklı devletlerin gelirlere el koymak için kurdukları idare) teslim olmak zorunda kalmış.

Yıl 1881...

* * *

Bunları anlattıktan sonra Kesici ilginç konuşmasını şöyle tamamlar:

‘‘Değerli arkadaşlar, elbette, şimdiki dünya Osmanlı İmparatorluğu zamanındaki dünya değildir. Şimdiki ‘Düyun-ı Umumiye'ler, olur ise Osmanlı İmparatorluğu zamanındaki ‘Düyun-ı Umumiye' tarzında olacak değildir. Ama, herhalde postmodern bir ‘Düyun-ı Umumiye' halinde bir başka halle Türkiye karşılaşacaktır.’’

Bu konuşmanın ilginç bir başka yanı da önce Asya'da patlayan, oradan Rusya'ya atlayan, ama henüz Türkiye'de hissedilmeyen ekonomik krizin en sıcak günlerinde yapılmış olması.

Daha ilginç olanı da, bu uyarının Asya'dan kaçan milyarlarca doların Türkiye'ye getirilip, ülkenin uçurulacağının iddia edildiği günlere rastlaması.

Kesici'nin o günkü gerçekçi uyarılarını kulak arkası edenlerin, bugün Türkiye'nin geldiği postmodern ‘‘Düyun-ı Umumiye’’ vaziyetleri karşısında acaba kulakları çınlıyor mu?

Yazarın Tüm Yazıları