Paylaş
ANKARA'ya her gittiğimizde daldan dala atlamak, bir geceye duygusal açıdan çok değişik mekánları sıkıştırmak durumunda kalıyor insan.
Önce Çankaya resepsiyonu...
Evren, Özal ve Demirel dönemindekilere göre biraz daha tenha ama değişik insanların katıldığı bir davetti.
Cumhurbaşkanı ve eşi artık alışmaya başladığımız her zamanki mütevazılıkları içindeydi.
Çankaya'da değişik bir mantalitenin egemen olduğu hemen anlaşılıyordu.
Ama değişmeyen, Cumhurbaşkanı'nın çevresinde oluşuveren halkalardı.
Ben onları Evren'in, Özal'ın, Demirel'in de çevrelerinde görmüştüm.
O halkaları oluşturanların vıcıklığı aynıydı. Sadece insanlar değişikti.
Örneğin Evren'e ‘‘Kurtarıcımız‘‘, Özal'a ‘‘Siz ikinci Atatürk'sünüz’’, Demirel'e de ‘‘Allah sizi başımızdan eksik etmesin’’ diyorlardı.
Şimdi ise Sezer'e ‘‘Sizin gibi bir cumhurbaşkanına sahip olmaktan onur duyuyoruz’’ iltifatları yapıyorlardı.
Bana göre her dönemde söylenenler üç aşağı beş yukarı aynı vıcıklığı içeriyordu.
Eski dönemler geldi geçti. Ama Sezer dönemi daha yeni başladı.
Tanıdığım kadarıyla Sezer bu vıcıklıklara kanacak bir insan değil.
* * *
Neyse, Çankaya resepsiyonu böyle...
Saat 20.30'a doğru davetten ayrıldık. Bu davetlerin israf olduğuna inanan Emin Çölaşan emin olsun ne içki içtik, ne de bir lokma yedik.
Otelde bir şeyler atıştırdıktan sonra Çankaya eski belediye başkanı Doğan Taşdelen ve dostlarının buluştuğu saz ve söz meclisine katılma olanağını bulduk.
Bu olanağı yaratan Muharrem Sarıkaya'ya ve bizi yürekten ağırlayan Doğan Taşdelen'e böyle bir gece yaşamamızı sağladıkları için binlerce kez teşekkür ederiz.
Bu duygu dolu, Anadolu felsefesini yansıtan halk müziği ile bezenmiş güzel gecede kimler yoktu ki...
Başta insanı yüreğinden yakalayan bestelerin sahibi ünlü halk ozanı Musa Eroğlu ve usta sanatçı Yavuz Top...
Tanrım, neler çaldılar, neler söylediler, bizi nasıl duygu ummanlarına sürüklediler.
Káh coştuk, káh hüzünlendik.
Sonra sesiyle TRT sanatçısı Kubilay Dökmetaş, eski TRT sanatçısı, halen Ardahan DSP milletvekili olan Faruk Demir.
En elektrikli oturumları bile Anadolu dervişlerden kendisine miras kalan engin sabır ve hoşgörüsü ile olay çıkmadan yönetme hünerini gösteren Meclis Başkanvekili DSP'li Ali Ilıksoy...
Ustalar, gece boyu bir çağlayan gibi Anadolu'nun o eşsiz felsefesiyle yoğurdukları dizelerle ve müzikle bezenmiş türküleri yüreklerimize akıttılar.
Ben sazın, sözün bu kadar ustaca ve uyumlu kullanıldığını tatmamıştım.
İnanılmaz muhteşem bir geceydi.
Böyle bir mecliste bulunabilmek her zaman insana nasip olmaz.
Bizim mesleğin cilvelerinden birini daha bir gecede yaşamış olduk.
Çankaya'dan usta halk ozanlarının yürekten coşup söylediği bir meclise ulaşabilmek.
Musa Eroğlu, Yavuz Top, Kubilay Dökmetaş ve Faruk Demir'in sazını ve sesini dinleme mutluluğunu yaşamak...
* * *
Bu güzel geceyi yazmaya çalışırken Fransız parlamentosunun Ermenilerle ilgili tasarıyı onayladığı haberi geldi.
Güler misiniz, ağlar mısınız.
Geçmişinde Cezayir, Vietnam katliamları bulunan sömürgeci-emperyalist bir ülkenin Türkiye'yi suçlamasının Ermeni toplumuna ne kazandıracağını benim mantığım almıyor.
Bu saçmalığı Ermenistan halkının da mantığının almadığına inanıyorum.
Yazık... Tarihe gömülmesi gereken kinleri kullanmaya kalkmak günümüz dünyasında kimseye bir yarar sağlamaz.
Paylaş