Paylaş
FAZİLET Partisi, Hoca'nın kurup kapattırdığı dördüncü parti. Bu bir dünya rekoru.
Şimdi Hoca beşinci partiyi kuracak ve Tanrı ömür verirse onu da kapattıracak.
Kendi yapamazsa Nazlı Hanım var nasıl olsa...
Benim bildiğim Erbakan Hoca, yeni partinin her şeyini kafasında hazırlamıştır.
Adını, emanetçi başkanını, kurucularını...
Eminim kararı öğrenir öğrenmez düğmeye basmıştır.
Nedense Hoca yaşadığı olaylardan hiç ama hiç ders almıyor.
Parti kuruyor, yasalara aldırmadan yönetiyor, sonunda da götürüp duvara toslatıyor.
Ama doğrusu Hoca, kolay pes eden insan değil.
Her zaman koltuğuna Japon tutkalıyla yapışmıştır. Kimse kolay kolay ayıramaz.
Demirel, 1970 öncesi Odalar Birliği seçimini kaybeden Hoca'yı makamından çıkarabilmek için günlerce uğraşmıştı.
Sonunda başaramayınca polis çağırmak zorunda kalmıştı.
* * *
Anayasa Mahkemesi, kapatma kararını verirken bu kez çok zorlandı.
Çünkü alacağı karar siyasi bir karardı.
Kolay değil, ülke çok duyarlı günler yaşıyordu.
Anayasa Mahkemesi kararı konusunda her gün değişik değişik söylentiler çıkarılıyordu.
Piyasalar geriliyor, dolar ve faizler yükseliyordu.
Siyaset de öyle. Her şey FP için verilecek karara odaklanmıştı.
Çünkü karar bir erken seçim getirebilirdi. Türkiye bunun tedirginliğini yaşıyordu.
Sonunda karar açıklandı.
Ülke erken seçim tehlikesinden kurtuldu. Bu hem siyasete, hem de ekonomiye rahat bir soluk aldırdı.
Sine-i millet olayı ne olacak derseniz, onu ciddiye almaya gerek yok.
Aslında Fazilet Partisi'nin kapatılmasından çok, Milli Görüş Hareketi'nin ikiye bölünmesi önemlidir.
Hoca'nın binbir emekle kurduğu ve gelişmesi, büyümesi için gecesini gündüzüne kattığı ‘‘İslami hareket’’ büyük yara alacak.
Yenilikçiler yollarını karardan çok önce ayırmışlardı.
Şimdi onlar yeni ufuklara doğru yelken açmaya hazırlanıyorlar.
* * *
Yenilikçilerin gelenekçilerden, yani Erbakan'a bağlı olanlardan kafaca bir farkları olduğunu hiç sanmıyorum.
Hatta kimilerine göre Yenilikçiler, Erbakancılardan daha da katı.
‘‘'Erdoğan, Erbakan'ı aratır’’ diyenler bile var.
Ne olursa olsun kurulacak iki partinin de birbirleriyle sivrilik yarışına gireceklerinden, birbirlerini çelmelemek için her şeyi yapacaklarından kuşku duymamak gerek.
Bugüne kadar politikada dini kullanmakta rakipsiz olan Erbakan'ın işi artık zor.
Çünkü Erdoğan ve arkadaşlarının kolay lokma olmadığını en iyi Hoca bilir.
Şimdi ikisi de kursunlar partilerini ve dini politikaya edebildikleri kadar alet etsinler.
Bütün bunlardan daha ilginç olan, Nazlı Ilıcak'ın durumu.
Bu hanım girdiği her kurumu batırmakla ünlüdür.
Sonunda kabak FP'nin başına patladı.
Nazlı Hanım, şeriatçılık konusunda en hızlı FP'liden daha hızlı çıktı.
Hoca'ya bile haber vermeden Merve olayını tezgáhlayarak FP'nin ipini o zaman çekti.
Paylaş