Paylaş
Tansu Hanım öfkeli bir telaş içinde... Bütün otomotik silahlarını çekmiş, Kemal Derviş'i tarayıp duruyor.
Onu ‘‘İthal malı yerli Cottarelli’’ olarak tanımlıyor, sonra hızını alamayıp İngiliz işbirlikcisi Osmanlı Sadrazamı ‘‘Damat Ferit’’e benzetiyor.
Kendisini ziyaret edip program hakkında bilgi veren ve destek isteyen Derviş'e siyasi nezaket sınırlarını aşarak ‘‘Siz ayakta durmakta zorlanan hükümetin pili oldunuz’’ diyor.
Tansu Hanım'ın kendisini frenleyemeyerek yaptığı bu çıkışlara halk büyük öfke duyuyor.
Çünkü toplum Derviş'i şu anda bir kurtarıcı olarak görüyor ve onun ülkeyi bu darboğazdan çıkaracağına inanıyor.
Derviş'in önünü kim kesmeye kalkarsa, onun çalışmalarına kim engel olursa halkın büyük tepkisiyle karşılaşacağı kesin.
O nedenle Tansu Hanım siyasi bir yanlışlığın içinde, üstüne üstlük onun bu kontrolsüz tavrı partisinin yöneticilerine de yansıyor.
Onlar da Derviş'e ‘‘Mr. Breakfast... Tahsilat Memuru... Ermiş... Mehdi... İthal bakan...’’ gibi adlar takarak akıllarınca onu aşağıladıklarını sanıyorlar.
Oysa kamuoyu araştırmaları DYP tabanının yarıdan fazlasının da Derviş'e güvendiğini ortaya koyuyor.
Çiller ve kurmaylarının gözleri öylesine dönmüş ki bu gerçeği bile göremiyorlar.
* * *
Tansu Hanım son seçim fiyaskosundan sonra sanırım kendi kendine oturmuş ve kafasında bir özeleştiri yapmıştı.
Sonra bir karara varmış, bunu birçok insana olduğu gibi bir konuşmamız sırasında bana da açıklamıştı:
‘‘Ben bundan sonra kavga etmeyeceğim. Kavgalı muhalefetin bana çok şey kaybettirdiğini biliyorum. Onun için artık yapıcı muhalefet izleyeceğim.’’
Gerçekten de uzun süre bu kararını uyguladı Tansu Hanım...
Benim gözlemlerine göre de bu statejisi Tansu Hanım'ı epeyce rahatlattı. En azından kendisine yönelik eleştirilerin dozu azaldı.
Ama son zamanlarda sorumlu muhalefetin Tansu Hanım'ı sıkmaya başladığını gözlemledik.
Derviş'in gelmesiyle ise tamamen kontrolden çıktı ve daha adamcağız işe girmeden amansız salvolara başladı.
Düşünüyorum da acaba Tansu Hanım Derviş'i kendisine rakip olarak mı görüyor?
Biraz komik ama Tansu Hanım hálá kendisinin yeniden iktidara gelip başbakan olabileceğine mi inanıyor acaba?
Olur olur, insan denen yaratık gerçekleşmeyecek düşlerin büyüsüne kapılabilir.
* * *
Bir de hem politikacılarımızdaki, hem kamuoyundaki, hem de araştırmacılardaki bu aceleciliğin nedenini anlayamıyorum.
Derviş için bugün tüm ülkede olumlu bir hava esmektedir, bu tamam.
Ama henüz hiçbir şey belli değildir.
Adam başarılı olacak mı, yoksa daha öncekiler gibi işlerin içinden çıkamayıp bırakıp gidecek mi?
Bu konuda henüz bir karar vermek olanaksız. Bunu Derviş'in kendisi bile bilecek durumda değil.
Zaten ülke bu bataktan çıkamazsa Derviş'in ne umutluğu kalır, ne potansiyel liderliği.
Bugüne kadar gelmiş geçmiş kuyruklu yıldızlar gibi o da kozmosta kayıp gider.
Onun için şimdiden Derviş'i geleceğin başbakanı ilan etmek tam bir masalcılık olur.
Ha Derviş bu zor işi başarır, bütün olumsuzluklara rağmen ülkeyi bu bataktan çıkarır...
Tüm liderler kusura bakmasın, o zaman Derviş'e liderlik de, başbakanlık da helal olsun.
Paylaş