Paylaş
AMERİKA'daki seçim rezaleti uzadıkça milyonlarca Amerikalı gönüllerinde yatan bu dileği her fırsatta seslendiriyor.
Toy denecek yaşta başkan seçilen bu sevimli adam, öylesine akıllı bir yönetim göstermiş ki ekonomik yönden Amerika'yı uçurmuş.
Yalnız bununla da kalmamış, 8 yıllık başkanlık döneminde Amerika'yı her türlü pislikten uzak tutmayı başarmış.
Washington yeni dünya değerlerinin sahibi, onların savunucusu olarak hareket eden bir süper ülke sorumluluğunu taşımış hep...
Amerika Clinton yönetiminde sömüren değil, sömürüye karşı çıkan bir tavır sergilemiş.
Önce Bosna'da, sonra Kosova'da işlenen insanlık suçlarına göz yuman Avrupa'nın pisliğini temizlemiş.
Demokrasiye, insan haklarına, barışa karşı son derece duyarlı bir politika izlemiş.
Ülkesinin ağırlığını bu üç kutsal kavramın bütün dünyada egemen olması için kullanmış.
Güçlülere karşı hep zayıfların yanında yer almış, haklıyı haksıza karşı korumuş.
Teröre karşı çıkmış, terörle mücadeleye her zaman destek vermiş.
Clinton uyguladığı dürüst politika ile Amerika'ya karşı olan olumsuz tepkiyi en aza indirmeyi başarmış.
* * *
Bunları, Clinton'ın Türkiye'nin içine düştüğü krizin aşılması için IMF ve finans çevreleri nezdinde harekete geçtiğini öğrenince düşündüm.
Ve Clinton'a olan sempatim birden tepe noktasına fırladı.
Türkçe'de bir söz vardır, ‘‘İnsanın ruh güzelliği yüzüne de yansır’’ deriz.
Bu sözün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha anladım.
Türkiye bundan önce de birçok kez ekonomik sıkıntılar içine düştü.
Ama hiçbirinde Amerika başkanları Clinton gibi duyarlılık gösterip böylesine içtenlikle devreye girme gereği duymadı.
Hiçbirinin aklına bile gelmedi.
Clinton ruh yapısı sağlam, içi güzellikle dolu bir insan.
Belki başarısının sırrı da bu üstün niteliklerine bağlı.
Bilemem ama sanırım Clinton'ın başından geçen çapkınlık skandalları ondan başka hiçkimseyi ayakta tutamazdı.
Eğer yasalar ve gelenekler izin verseydi ve Clinton üçüncü kez seçime girebilseydi oyları siler süpürürdü.
Bundan hiç kuşkum yok.
Keşke de öyle olsaydı.
Al Gore ile Bush, Clinton'ın tırnağı olamazlar. Bunu Amerikalılar da biliyor.
* * *
Uzmanların dediği gibi geçen hafta ekonominin bağrına dev bir ateş topu düştü.
Her tarafı yaktı, yıktı...
Bu ateş topunu bağrımıza elbirliğiyle atanlar bile şimdi şaşkınlıkla birbirlerine şu soruyu soruyor olmalılar:
‘‘Türkiye bu cenhenneme nasıl dayandı?’’
Onu siz gelin de bu cehennemin içinde yaşayanlara sorun.
O ‘‘Kara Salı’’, o ‘‘Kara Cuma’’ nasıl atlatıldı. İnsanlar nasıl ölüp ölüp dirildiler?
Türkiye bu zor günleri bundan öncekiler gibi atlatacak. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Özellikle de şu iyi bilinsin ki bu ateş topunu Türkiye'nin bağrına atanların hevesleri kursaklarında kalacak.
Bunlar gelir geçer...
Ama biz böyle günlerde yanımızda olanları hiçbir zaman unutmayız.
Özellikle de Clinton'ın yaptıklarını...
Paylaş