Paylaş
GÖĞSÜNÜZÜN tam ortasında, iman tahtası denen göğüs kemiğinin tam üzerinde yanma ile birlikte hafif bir ağrı duyarsınız.
Aynı anda saç diplerinizde terleme olur, nefes alıp vermeniz zorlaşır.
Böyle bir durum meydana gelirse hafif bir kalp krizi geçiriyorsunuz demektir.
Eğer yukarıda saydığım olgular daha şiddetli ise bu kriz epeyce ağırdır.
Bu durumda en yakın hastaneye kaldırılmanız ve hemen gereken müdahalenin yapılması gerekir.
Bazı durumlarda kriz çabuk atlatılır ve yaşam devam eder.
Bazı durumlarda ise olumsuzluklar artar. O zaman ne yazık ki müdahale edilemeden veya edilse bile sonuç alınamadan yaşam sona erer.
Bu tatsız şeyleri neden yazıyorum?
Şunun için, yarın ‘‘Dünya Kalp Günü’’...
Yarın binlerce doktor, bilim adamı bütün dünyada insanlara kalp sağlığını anlatacaklar.
Kalp krizinin önlenmesi için alınması gereken tedbirleri bir kez daha açıklayacaklar.
Kalp hastalıkları konusunda gerek teşhiste, gerek cerrahide elde edilen baş döndürücü gelişmeler, ölümlerin azalmasını sağladı.
Bundan 30-35 yıl önce kalp krizine tıbbın belli tedaviler dışında yapabileceği bir şey yoktu.
Bugün özellikle ‘‘by-pass’’ ameliyatları sayesinde kalp hastalıkları artık korkulu rüya olmaktan çıktı.
Bu tıp biliminin büyük bir başarısıdır.
* * *
Bu yazıyı aslında orta yaş ve orta yaş üstü insanlardan çok gençlerin okuması gerekir.
Çünkü uzmanlara göre, kalp krizine yol açan koşullar çocukluk yıllarında başlıyor.
Kalp krizine, kalbe kan taşıyan üç ana damardaki tıkanıklıklar neden oluyor.
Kalp damarlarının tıkanmasında en büyük rolü kötü beslenme oynuyor.
Eğer insanlar çocukluktan başlayarak sağlıklı beslenseler, kalp krizi riski genetik koşullara bağlı bir hastalık haline gelir.
Peki sağlıksız, yani kalp için zararlı olan beslenme nedir?
Yağlı ve vücutta hızlı bir şekilde yağa dönüşen gıdalar gerektiğinden fazla alınırsa kandaki yağ oranı artıyor.
Kandaki yağ zerrecikleri kalp damarlarının iç duvarlarına tutunarak orada tabakalar oluşturuyor.
Vücut bunlardan kendisini korumak için yağ tabakalarının üzerini ince bir örtüyle kaplıyor.
Eğer kötü beslenme devam ederse yağ tabakaları kalınlaşıp üzerlerindeki bu örtüyü zorluyor ve delinmesine neden oluyorlar.
O anda başıboş kalan yağ zerrecikleri bir balon gibi şişerek bütün damarı kaplayıp tıkıyor.
Bu anda kalbe giden kan, tıkalı damardan geçemiyor ve kalp kasları beslenemediği için de o bölgede bir fırtına meydana geliyor.
İşte kalp krizi dediğimiz olay bu.
* * *
Uzmanlar, damar tıkanmasının çocukluktan itibaren başladığını söylüyor.
Anne babaların beslenme yöntemine özen göstermeleri gerekiyor.
Bunun birinci koşulu, yağ ve vücutta hemen yağa dönüşen gıdalardan çocukları uzak tutmak.
Sebze ve beyaz et ağırlıklı mutfaklar kalp hastalıklarına karşı ideal olarak kabul ediliyor.
Örneğin, Japonya'da yağ ve şeker kullanılmadığı için kalp hastalıklarına çok az rastlanıyordu.
Ama son yıllarda Batı tipi beslenme yaygınlaştığı için kalp hastalıklarının arttığı gözleniyor.
Sağlıklı beslenme çocukluktan başlatılırsa, kalp hastalıkları da korkulu rüya olmaktan çıkar.
O zaman kalbiniz uzun bir ömür, sadık bir hizmetkár olarak emrinizde olur.
Paylaş