Paylaş
İSMET Paşa İzmir'de her mitingdeki konuşmasına ‘‘Egeliler, İzmirliler dünyanın cennetinde yaşıyorsunuz’’ diye başlardı.
Paşa'nın her seferinde bunu vurgulamasının amacı, İzmirlilere bu cennete sahip çıkmaları uyarısında bulunmaktı.
Ama tüm büyük kentlerin halkı gibi İzmirliler de kentlerine sahip çıkamadılar ve Tanrı'nın onlara verdiği o cenneti koruyamadılar.
Zaman içinde hızlı kentleşmenin getirdiği çarpıklık, yasa tanımazlık İzmir'in de cennetliğini alıp götürdü.
O güzelim Körfez kapkara, leş gibi kokan bir lağım çukuruna döndü.
Öteki büyük kentlerimiz gibi İzmir'in çevresi de sağlıksız yaşamın sürdüğü gecekondu varoşları tarafından sarıldı.
Paşa'nın cennet olarak tanımladığı ama sonradan cehenneme dönen İzmir'e son gidişimde bazı şeylerin değişmekte olduğunu heyecanla fark ettim.
Öncelikle o dev kara lağım çukuru mavileşmeye başlamış.
İnsanın burun direğini kıran leş gibi o koku kalmamış.
Söylendiğine göre Körfez kendini yavaş da olsa temizlemeye başlamış.
Bu mucize nasıl gerçekleşmiş?
Körfez'e akan bütün pis suların toplandığı büyük kanal projesinin önemli bölümü tamamlanmış.
Daha önceki belediye başkanlarının başlattığı, Başkan Ahmet Piriştina'nın da hızlandırdığı büyük kanal projesi ile Körfez'e akan pis suların yüzde 60'ı denetim altına alınmış.
* * *
Önümüzdeki yıl kanal şebeke bağlantıları tamamlanınca 52 derenin taşıdığı pis suların tümü geçtiğimiz günlerde hizmete alınan Çiğli atıksu arıtma tesisine verilecek.
Orada temizlendikten sonra denize bırakılacak.
Böylece Körfez'e bir gram bile pis su akmayacak. Kirlenme duracağı için denizin kendi kendini temizlemesi daha da hızlanacak.
Buna ek olarak iç körfezin ağzını kapatan ve akıntıları engelleyen Ragıp Paşa Dalyanı'nın yıkılması da temizlenmeye büyük katkı sağlayacak.
Yakın gelecekte o dev lağım çukurunda denize girilebilecek, balık tutulabilecek.
Hayali bile heyecan veriyor.
İkinci dikkati çeken olay Kordon'daki yeni düzenleme. Orada büyük bir gezinti alanı kazanılmış.
Büyük hedef, tüm Körfez'in yeşil bir kıyı bandıyla kesintisiz çevrelenmesi. Bunun önemli bölümü tamamlanmış.
Piriştina'nın verdiği bilgiye göre 1 milyon metrekareye yakın yeni park yapılmış.
Ulaşımda otobüs-vapur-metro hizmet bütünleşmesi sağlanmış.
Metro ile taşınan günlük yolcu sayısı 83 bine ulaşmış. 12 kilometre olan metroyu 5 kilometre uzatmak için proje çalışmaları tamamlanmış, yakında temel atılacak.
Aylık 305 bin olan vapur yolcu sayısı 1 milyonu geçmiş.
* * *
İzmir'in kültür ve sanat kenti olması yolunda ciddi adımlar atılmış.
Fuarda TV stüdyosu olarak kullanılan döküntü yapı pırıl pırıl bir tiyatro, sinema ve oda orkestrası konserleri salonu haline getirilmiş.
Yakın gelecekte İzmir, adı Adnan Saygun Sanat Merkezi olarak belirlenmiş dev bir kültür yapısına kavuşacak. Merkezin temeli yakında atılacak.
İzmir 2005 yılında heyecan verici bir uluslararası organizasyona da ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
2005 yılı Dünya Üniversiteler Spor Oyunları İzmir'de yapılacak.
Piriştina, ‘‘Bu organizasyonu İzmir'e alabilmek için büyük mücadele verdik’’ diyor.
10 bin sporcu ve yöneticinin katılacağı üniversite oyunları olimpiyatlardan sonraki dünyanın en büyük organizasyonu.
Belediye şimdiden kolları sıvamış, titiz bir hazırlık içinde.
Kendinden önce yapılan olumlu işlerin hiçbirini elinin tersiyle itmeme akıllılığını gösteren Ahmet Piriştina yapıcı bir başkan.
Şov yapmadan çalışıyor. Temel sorunlarla boğuşuyor.
Eminim, İzmir iki yıl içinde büyük ve heyecan verici değişikliklere sahne olacak.
Paylaş