Paylaş
KAN dökmek için tetikte bekleyen terör, en ufak hatayı affetmez ve istediği canı alır. Diyarbakır'da terördeki gerileme belli ki polisi bile akıl almaz bir rehavete sürüklemiş. Belli ki istihbarat, ciddi bir şekilde ihmal edilmiş.
Terörün kentteki bir numaralı hedefi olan kişinin pusuya düşürülmesini başka türlü açıklamaya olanak yok.
Rahmetli Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın halka güvendiği için zırhlı aracını kullanmaması, normal araca binmesi, teröristlerin işini çok kolaylaştırdı.
Bu birinci hata.
Diyarbakır gibi yıllarca terörün merkezi olmuş bir kentte istihbarata nasıl bu kadar boş verilmiş?
Belli ki teröristler günlerce, belki de aylarca bu pusuyu kurmak için çalışma yapmışlar, planlar hazırlamışlar.
Bu kadar profesyonel bir eylem hazırlıksız yapılamaz.
İstihbarat örgütleri, böyle uzun bir hazırlık gerektiren eylem hakkında nasıl duyum alamamışlar?
Bunu anlamak olanaksız.
Demek ki bu konuda bir gevşeme olmuş.
Bu da ikinci hata.
Yoğun tehditler alan bir emniyet müdürünün, çok daha etkin bir şekilde korunması gerekirdi.
Oysa olay gösterdi ki, Gaffar Okkan'ı koruması gerekenler kendilerini bile koruyamadılar.
Onlar da pusuya düşmekten kurtulamadılar.
Bu da üçüncü hata.
* * * Bir de insanın aklını kurcalayan bir soru var...
Teröristler, emniyet müdürünün oradan o saatte geçeceğini nereden biliyorlardı.
Bu nokta üzerinde ciddi olarak durulmalı.
Benim bildiğim kadarıyla Gaffar Okkan, programı, makamına gidip gelme saatleri belli olmayan bir yöneticiydi.
Teröristlerin içeriden bilgi aldıkları olasılığını düşünmek bile istemiyorum.
Sonuç olarak, bu kadar çok hatadan sonra böyle bir felaketin yaşanmaması zaten mucize olurdu.
Terör konusunda bu kadar deneyim sahibi olan polis örgütünün, böyle bir eylemi gerçekleştirilemeden önlemesi gerekirdi.
Ama görüldüğü gibi Diyarbakır'da inanılmaz bir gevşeme olduğu ortaya çıkıyor.
Yazık, bu gevşeklik çok sevilen, değerli bir emniyet müdürü ile 5 polisin canına mal oldu.
Halkın, Gaffar Okkan'ın ve korumalarının ölümlerine bu kadar içtenlikle yanması insanın gözlerini yaşartıyor, yüreğinde duyduğu isyanı büyütüyor.
Halkın bu kadar sevdiği bir emniyet müdürünün böyle kolayca pusuya düşürülüp öldürülmesi kabul edilebilecek bir olay değil.
* * * Alaturkalık budur işte.
Teröristlerin günlerce hazırlık yapıp eylemi ellerini kollarını sallayarak ortaya koyması, işte bu alaturkalığın sonucudur.
Ne yazık ki terörün kolunun kanadının kırıldığı zannı böyle büyük bir felaketi getirdi.
Teröre karşı daima uyanık olmak, önlemleri hiçbir zaman gevşetmemek gerekir.
Türk polisi en kısa zamanda bu kanlı teröristleri yakalamalıdır.
Güvenlik güçleri bundan sonra da her an böyle büyük eylemler olacakmış gibi tetikte beklemelidir.
Başarı, terör örgütlerini eylem koyamadan saf dışı etmektir.
Türkiye yıllardan beri çok sayıda değerli insanını teröre kurban verdi.
Halkımız terörden çok çekti. Şiddetten bıktı, usandı.
Artık barış, huzur ve güven istiyor.
Bunun en anlamlı mesajını dün Diyarbakır halkı verdi.
Paylaş