Paylaş
İKTİDARA karşı halkta beliren hoşnutsuzluğu kullanmak muhalefetin hakkıdır. Buna kimse bir şey diyemez. Hatta bunu yapmak muhalefet için demokratik bir görevdir de...
Ama işin içine tahrik girince bu, demokratik görev olmaktan çıkar, ülkeye zarar veren çirkin bir siyasete dönüşür.
FP ile DYP'nin bu çok kritik günlerde daha sorumlu hareket etmeleri gerekir.
Yoksa kaş yapalım derken göz çıkarırlar. Daha sorumlu hareket etmezlerse kontrolden çıkacak olaylar onları da üzer.
Evet hükümet hatalıdır, muhalefet iktidarın çekilmesini istemektedir ama bunun çözümü halkı sokaklara döküp yasadışı gösterilere itmek olmamalıdır.
Kapalıçarşı esnafı dün Recai Kutan ile yanındaki partililerini çarşıdan sürüp çıkararak muhalefete çok anlamlı bir ders verdi.
Her iki parti bundan sonraki günlerde adımlarını daha dikkatli atmak zorundalar.
Kendilerine CHP'nin sorumlu muhalefet anlayışını örnek almalıdırlar.
Unutmayalım bu ülkede yakarak yıkarak, öfkeleri körükleyerek hiçbir şeyi düzeltemeyiz.
* * *
Şimdi işin bir de öbür tarafına bakalım...
Bizim mesleğin temel kurallarından biri, gazeteyi hazırlarken hızlı ve hatasız çalışmaktır.
Bu ikisini birlikte götüremediğiniz zaman başarılı olmanız mümkün değildir.
Çünkü okura hatalarla dolu bir gazete vermek büyük saygısızlıktır, bu bir...
İkincisi de en hatasız, en mükemmel gazeteyi yapıp tepesine kuş kondursanız bile onu zamanında tezgáha çıkaramazsanız hiçbir işe yaramaz.
Çünkü yaptığınız o güzel gazete tezgáhta kalır.
Ekonomi yönetimi de aynı kuralları içerir.
Kriz anında yangını büyümeden bastırmak zorundasınız. Eğer gecikirseniz yangın yayılır ve başedilmez hale gelir.
O zaman en iyi önlemleri alsanız, en mükemmel programı hazırlasanız da bir işe yaramaz.
Bugün Türkiye'deki durum bu noktadadır.
Hükümet krizi önlemede geç kalmış, yangının her tarafı sarmasına seyirci kalmıştır.
* * *
Kemal Derviş hiç kuşkusuz çok iyi bir teknokrat.
Ama bugüne kadar daha çok masa başında çalışmış.
Yine kuşku yok ki onun hazırladığı ekonomik programları uygulayan pek çok ülke ekonomik sıkıntıdan kurtulmuş.
Ancak Kemal Derviş hem politikayı, hem piyasayı, hem de Türkiye'nin koşullarını tam bilmiyor.
Onun da ötesinde bizim yöneticilerle aralarında derin bir anlayış farklılığı var.
Türkiye'deki durum şu; ev tutuşmuş yanıyor, insanlar itfaiyeden hemen su sıkmaya başlamasını istiyor.
İtfaiye müdürü ise gayet sakin, insanlara biraz daha sabırlı olmalarını söylüyor.
Ben ekonomist değilim ama böyle bir krizde önce yangının söndürülmesi ve evin tamamen yanmasının önüne geçilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Halka sorarsanız insanlar ülkenin kurtulması için varlarını yoklarını vermeye razılar.
Kimileri ‘‘Arabamı satar parasını devlete veririm yeter ki ülke düzlüğe çıksın, bu durumlar düzelsin’’ diyor.
Bunu laf olsun diye değil, içtenlikle söylüyor.
Ama bir tek şey istiyor halk, o da bu paraların çarçur edilmeyeceğine inanmak...
Paylaş