Paylaş
ALİ Sami Yen'e cehennem diyenler, Elland Road Stadı'nı görmeliler. Tribünler öylesine sahaya yakın ki, futbolcular seyircinin nefesini bile enselerinde hissediyor.
Stadın yapısı nedeniyle tribünlerdeki tezahürat katlanarak sahaya iniyor. Bu nedenle yoğun ses bombardımanı, buna alışık olmayan konuk takımın futbolcularını abandone ediyor.
Türk seyircisinin coşkulu tezahüratı nedeniyle yapılan ‘‘Ali Sami Yen Cehennemi’’ benzetmesi, Elland Road yanında çok hafif kalır.
Fatih Terim, Elland Road'un bu özelliğini bildiği için futbolcularına özel görüntü ve efektlerle bu cehennemi Florya Tesisleri'ndeki televizyon odasında yaşatmış.
Zaten Terim'in en büyük özelliği, kazanmak için her türlü ayrıntıyı ele alması ve bunu pozitife çevirmeyi becermesi.
Şu gerçeği bir kez daha belirtelim: Taksim'deki cinayetten sonra Ali Sami Yen'deki maçta hem oyuncular, hem de seyirciler çok olgun davranmıştı.
UEFA gözlemcileri, en ufak bir taşkınlığın olmadığı maç için çok olumlu bir rapor vermişler.
Doğrusu Elland Road'daki maçın da sakin geçmesi için Leeds yöneticileri şaşılacak kadar büyük çaba harcadılar.
* * *
Leeds'te yayımlanan bütün tabloid gazetelere İngilizce ve Türkçe ilanlar verdiler.
Leeds Kulübü Başkanı Peter Ridsdale imzasıyla yayımlanan bu tam sayfa ilanlarda, çok aklı başında mesajlar verildi taraftarlara.
Örneğin, ‘‘Maçın sonucu ne olursa olsun, Elland Road'a gelen herkesin güvenliğinin garanti altına alınmasını rica ederim’’ diye seslenen Ridsdale, herkesin sorumluluk içinde hareket etmesi gerektiğini hatırlatıyor.
Daha sonra taraftarlara şöyle sesleniyor:
‘‘Lütfen tuttuğunuz futbol takımını sportmence destekleyin ki, eve ve ailenize gittiğinizde iyi hatıraları olan bir maç seyretmiş olun. Teşekkürler.’’
Keşke Peter Ridsdale, bu sağduyulu yaklaşımı olaylardan sonraki günlerde de gösterseydi.
Ama bu sağduyu gösterileceğine olay tırmandırıldı ve bu noktaya getirildi.
Yaratılan tansiyonu düşürmek için maçtan önce olağanüstü bir çaba harcandı. Bu baştan yapılsaydı, bunlara gerek kalmazdı.
* * *
Maçtan önce Leeds'te dolaştık. Havayı görebilmek için kentin dışındaki otelimizde değil de, merkezde bir lokantada yemek yemeyi tercih ettik.
Gittiğimiz büyükçe bir lokantaydı ve tıklım tıklım doluydu.
Bizi tedirgin edecek en ufak bir davranışla karşılaşmadık. Belli ki Leeds halkının büyük çoğunluğu olaya bizim gibi bakıyor, bizim gibi değerlendiriyordu.
Ah keşke şu ölümler olmasaydı... Olay 2 serseri grubunun basit bir kavgası olarak kalacaktı ve bizden çok inanın İngilizler'in başı ağrıyacaktı.
Çünkü, onların holiganlar yüzünden tüm dünyada şöhretleri çok kötü.
Buradaki havayı görünce, o iki serserinin Türkiye'ye yaptığı kötülüğü çok daha iyi anlıyor insan.
Galatasaray muhteşemdi. Elland Road cehenneminde kendisine yapılan haksızlıklara turu atlayarak yanıt verdi.
Bunu başaracaklarına hepimiz inanıyorduk.
Bu onların hakkıydı. Leeds'i kendi sahasında eleyip Kopenhag vizesini aldılar.
Galatasaray'la övünelim. Terim ve futbolcularının kupayı Türkiye'ye getireceklerine de inanalım. Bu cehennemden çıkan takım, bunu başaracak güçte ve inançtadır.
Paylaş