Paylaş
BEN Fazilet Partisi'nin kapatılmasından yana değilim. Çünkü parti kapatmanın bir sonuç getirmediğine inanıyorum. Bunun örneklerini Türk siyasal yaşamında çok yaşadık.
Kapatılan partinin örgütü yeni parti kuruyor ve bıraktıkları yerden daha da bilenmiş olarak politikaya devam ediyor.
Ben Necmettin Erbakan'a politikacı olarak zerre kadar yakınlık duymam. Ama buna rağmen 76 yaşındaki bir insanın cezaevine girmesine de karşıyım.
Erbakan'ın söylediği sözler yüzünden hapis yatmasının yanlış olduğuna inanıyorum.
Bütün bunları defalarca yazmama rağmen, sonradan Fazilet Partili olan Nazlı Ilıcak Hanımefendi'nin benim yazımı hiç anlamadığı görülüyor.
Ben Almanya'dan yazdığım yazıda, her fırsatta Türkiye'ye demokrasi dersi veren bu ülkenin, kendi rejimi söz konusu olunca demokrasi filan dinlemeyip faşist Almanya Nasyonal Partisi'ni kapatmaya karar verdiğini vurgulamıştım.
Ben o yazıyla Fazilet Partisi'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne işaret mişaret vermedim.
Nazlı Hanım ya yazıyı anlamadı, ya da işine geldiği gibi anladı.
Neyse, fazla önemli de değil.
Yalnız...
Nazlı Hanım çok önemli bir noktayı görmezden geliyor. Bakın ne diyor:
‘‘Almanya'da Nasyonal Parti dazlaklarla birlikte ölüm olaylarına sebebiyet verdiği, ırkçılığa dayalı şiddeti ve nefreti yaydığı için kapatılabilir.’’
Ve devam ediyor:
‘‘Yoksa, böyle afaki tespitlerle, kimse bir kişiyi ya da partiyi demokratik düzen veya laik cumhuriyet açısından tehlikeli ilan edemez; ilan edip de tepesine binemez.’’
* * *
Nazlı Hanım bunları yazarken sanırım Sıvas olaylarını hiç alkına getirmiyor.
Acaba Sıvas'ta insanları diri diri yakan yobazlar hangi partinin militanlarıydı?
Onların mahkemelerde gönüllü avukatlığını kimler yaptı?
Erbakan başta olmak üzere o zamanki Refah Partisi'nin yöneticilerinin bu vahşet hakkındaki demeçleri arşivlerde.
Nazlı Hanım bir zahmet bunları bulsun ve okusun, ondan sonra da vicdanında bunları bir değerlendirsin.
Sonra... Başta Erbakan olmak üzere parti yöneticilerinin ve milletvekilerinin demeçlerini, attıkları nutukları gözden geçirsin.
Bunların şiddet içerip içermediğine karar versin.
Bence eğer Nazlı Ilıcak bu önerdiğim çalışmaları dürüstçe yapar, mantıklı bir değerlendirmeden geçirirse FP'nin de, Erbakan'ın da, bazı yönetici ve milletvekillerinin de iler tutar tarafı olmadığını görür.
Nazlı Hanım milletvekili olmak uğruna saflarına katıldığı partinin ne olduğunu önce kendisi anlamalıdır.
Neden ‘‘yenilikçi’’lerin içinde yer aldığının yanıtını aramalıdır.
* * *
Evet, gelelim Fazilet Partisi'nin içinde olanlara...
Fazilet'te testinin dibi son kongrede delindi. Bu testi o zamandan bu yana su tutmuyor.
Yenilikçiler şunu bir türlü kavrayamadılar; parti marti yok, Erbakan ve şurekası var.
Bir de onlara her daim kul köle olması gereken teba var.
Hoca'nın her kelamına baş sallamayan, hele hele ona kafa tutmaya kalkanların bu partide yaşama hakları yok.
Demokrasi memokrasi söylemleri ise baştan aşağı palavra.
Biz bunu yıllardan beri yazıyoruz.
Yenilikçi kanat şimdi şimdi gerçeği görüyor.
Çünkü Erbakan'ın balyozu başlarına yeni indi.
Ya partide kalıp Hoca'larına kul köle olacaklar, ya da yeni bir parti kurup mücadelelerini sürdürecekler.
Paylaş