Paylaş
BİZİM birinci sayfadaki ‘‘Barda sevgilisi için 50 şişe şampanya açtıran hovarda’’ haberini okuyunca hiç yadırgamadım.
Böyle yüzlerce, binlerce olay yaşanmıştır barlarda.
Şarkıcı kadınları parasıyla elde edebilmek için hacı ağalık yapanların sonu da hep aynı olmuştur.
Benim öğrenciliğimde Aksaray'da inşaatlarda kalfalık yapan bir Mehmet Ali Bey vardı.
Giyiminden, hareketlerinden, konuşmalarından, çevresine hükmedişinden herkes Mehmet Ali Bey'i kalfa değil patron sanırdı.
Ama o yövmiyeyle çalışan bir inşaat kalfasıydı.
Bir gün meyhanede Mehmet Ali Bey'i masaya davet edip üç beş kadeh birlikte yuvarlayınca geçmişindeki sırları öğrendim.
Alkol insanların dillerinin çözülmesi için en iyi aracıdır.
Mehmet Ali Bey bana yaşamını bütün ayrıntısıyla anlattı o gece.
1950'li yıllarda İstanbul'un en büyük müteahhitlerinden biriymiş ve gece hayatının en saygın (para harcayan) kişileri arasında yer alırmış.
Gitmediği geceler bile o yılların en ünlü gazinolarında, gece kulüplerinde, barlarında, pavyonlarında kendisi için ayrılan masaya kimse oturtulmazmış.
* * *
Mehmet Ali Bey kazandığı paranın hiç bitmeyeceğini sanmış o zamanlar. O álemin kadınlarının ayaklarını şampanyayla yıkarmış hep.
Bu korkunç har vurup harman savurmanın sonunda bir gün sermayeyi kediye yüklediğini ve her şeyin bittiğini fark etmiş.
Elindeki avucundaki uçup gitmiş ve bir daha belini doğrultamamış.
Benim tanıdığın zaman inşaatlarda kalfalık yaparak ekmek parasını doğrultmaya çalışıyordu.
Kesin olarak söyleyebilirim ki Nişantaşı'ndaki bilmem ne barda kadın şarkıcı için 50 şampanya açtırıp, ayakkabısından içki içen genç tekstilciyi de Mehmet Ali Bey'in dramatik sonu bekliyor.
Genç tekstilci ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılardan etkilenmemiş olabilir ama on binler sokaklara dökülmüş feryat ederken nasıl bu kadar sorumsuzca davranabilir, insan buna hayret ediyor.
Diyeceksiniz ki esnaf da bu genç gibi değil ama bir başka sorumsuzluk örneği vermiyor mu?
Hiç kuşkusuz veriyor. Hatta bana göre bindiği dalı kesiyor.
* * *
Esnaf duyduğu öfkede yerden göğe kadar haklı ama giriştiği sokak gösterilerinde değil.
Çünkü işin tadı kaçmak üzere.
Bu eylemler uzarsa esnaf tam anlamıyla bindiği dalı kesmiş olacak.
Önümüz yaz. Turizm sezonu ufak ufak başladı.
Bu yıl 12 milyon turist bekliyor ülkemiz.
Turist para demek, alışveriş demek.
Ama turist en ufak bir kargaşadan korkar ve gelmekten vazgeçer. Bunu iki yıl önce acı bir şekilde yaşadık.
O yıl en büyük zararı da esnafımız gördü.
Tam 12 milyar dolar bekliyoruz turizmden. Bunun fazlası olur, eksiği olmaz. Hepimiz bu konuda çok dikkatli davranmalıyız.
Bu arada Antalya'da miting düzenleyen DYP'ye de helal olsun.
Ya o mitingde olaylar çıksaydı, Tanrı saklasın ya ölüler, yaralılar olsaydı. Sağ sol tahrip edilseydi.
İl mi kalmadı miting yapacak?
Antalya bu yıl 4.5 milyon turist ağırlamaya hazırlanıyor.
Bu kumar oynanır mı?
Hiç kimse unutmasın, ekonomik krizi sokak taşkınlıkları yaparak aşamayız, sadece krizin daha da derinleşmesine yol açarız.
Tamam, hepimiz demokratik tepkilerimizi sonuna kadar koyalım.
Ama ülkemizi kaosa sürükleyecek sorumsuzluklardan da özenle kaçınalım.
Lütfen ülkemiz için biraz daha sağduyulu davranalım.
Paylaş