Tufan Türenç: Ecevit bir türlü öfkesini yenemiyor






Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

NEDENSE her seferinde çıkmaz bir sokağa girip, kafamızı kriz duvarına çarpmamızın nedenleri üzerinde pek durma gereği duymuyoruz.

Oysa işin özü, üretmeden, emek vermeden kafayı kullanıp köşeyi dönme uyanıklığının toplumun hemen her kesiminde egemen olması değil mi?

Ahlaksızlığın, hırsızlığın, devleti soymanın, banka alıp içini boşaltmanın toplumda ‘‘akıllılık, işbilirlik’’ olarak kabul edilmesi değil mi?

Yolsuzluk operasyonları zaten bu gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koyuyor.

Nereye, hangi kuruma el atsanız altından derin bir pislik çukuru çıkıyor.

Sanat kurumlarına, sanat adamlarına bile bulaşmış hırsızlık. Gerisini siz düşünün.

Bunlar kendiliğinden meydana geldi diyecek bir saflık içinde olmak yanlışların en büyüğüdür.

Bu anormalliklerin büyüyüp yaygınlaşması 1980 sonrası ‘‘Kafayı kullan, köşeyi dön’’ mantığının ürünüdür.

Bugün Türkiye tam bir talan yeri görünümünde. Önüne gelen, olanak bulan hemen kesesini doldurmaya bakıyor.

14 aydır uygulanan ve halkın büyük özveriyle katlandığı ekonomik programın başarıya ulaşmamasının da ağırlıklı nedeni bu.

Büyük bölümü kapkaçcılığa dayanan bir ekonomiyi denetim altına almak da öyle sanıldığı kadar kolay değil.

Kayıt dışılığa el atmaya, havadan para kazanmaya set çektiğiniz anda piyasadaki para kanatlanıp uçuveriyor.

Bir anda milyar dolarlar yurtdışına kaçırılıyor.

* * *

Şimdi ülkenin bu hastalığını bir kenara bırakmış, o haklı bu haklı, onun yüzünden çıktı bunun yüzünden çıktı tartışmaları ile havanda su dövüyoruz.

Halk ikiye bölünmüş, Sezer mi yoksa Ecevit mi, bunun peşine düşmüş.

Devletin tepesinde kavga edilerek bir ülkede huzurun sağlanması olanaksızdır.

Bunu hem Ecevit'in hem de Sezer'in bilmesi gerekir. Halkı devletin en yüksek iki makamı arasında bir tercihe zorlamamaları gerekir.

Siyasi istikrarı iki günde bir sallarsanız ekonomik istikrarı sürdürmeniz de olanaksız hale gelir.

Türkiye'de olan budur.

Dünyada hiçbir ülke 3 ay arayla iki ağır krizi kaldıramaz.

Zaten ekonomide alabildiğine bir kural dışılık sürüyor.

Bu kadar kural dışı hareket etmeye alışmış para piyasalarıyla ekonomiyi yönetmek de pek kolay değil.

O nedenle bürokratların istifasını isteyenler biraz gerçekçi olmalı.

Siyasi istikrarın, ekonomik kuralsızlığın bu kadar egemen olduğu bir ülkede bürokratın elinde sihirli değnek yok ki.

Bugünkü kadroyu alsanız, yerine yenilerini getirseniz özdeki yanlışlığı düzeltemediğiniz, siyasi istikrarı sağlayamadığınız sürece ne değişecek?

* * *

Ben Ecevit'te Ahmet Necdet Sezer'in Çankaya'ya oturmasından sonra ilginç bazı değişiklikler gözlemliyorum.

Ecevit, Demirel zamanında hemen hemen hiç hata yapmayan bir başbakandı.

Hatta zaman zaman bugünkü fiziğinden pek farklı olmayan Ecevit'in gösterdiği performans beni şaşırtıyordu.

Ama Sezer'le birlikte Ecevit sorun yaratmaya ve sürekli hata yapmaya başladı.

Oysa Sezer'i kendisi teklif etmiş, seçilmesini sağlamıştı.

Ama memur kararnameleri ile başlayan zıtlaşma giderek tırmandırıldı. Bu tırmanmada Sezer'den çok Ecevit'in rolü oldu.

Son krizi şöyle bir başından bugüne kadar gözden geçirirseniz Ecevit'in bir değil, birçok kez hata yaptığını kabul edersiniz.

Bu kadar deneyimli bir politikacının bu kadar çok hata yapmasını benim aklım almıyor.

Ecevit, Sezer'e duyduğu öfkeyi bir türlü yenemiyor olmalı.

Yazarın Tüm Yazıları