Paylaş
UEFA'nın adil olmayan kararı, uğraş alanı spor dışında olan biz gazetecileri bile isyan ettirdi.
Hiç suçu olmadığı halde cezalandırılan Galatarasay'ın yanında olmak, iğrenç cinayetleri Türk halkının da nefretle karşıladığını vurgulamak için gidiyoruz Leeds'e.
Spor karşılaşmalarının, toplumlar arasında dostluk ve sevgi bağlarını güçlendiren bir araç olduğunu göstermek istiyoruz.
Yoksa amacımız ne UEFA kararına, ne de iki Leeds taraftarının öldürülmesi nedeniyle tepkili olan üzüntülü insanlara meydan okumak.
Kardeşlik, dostluk için gidiyoruz.
Yazılı Türk basını, bazı ilkel yaratıkların işledikleri cinayetten sonra takındığı tutumla zaten bu dürüst niyetini fazlasıyla gösterdi.
Burada radyo ve televizyonların ortamı gerginleştiren yayınlar yaptıklarını ve bir gazeteci olarak bunlardan da utanç ve üzüntü duyduğumu özellikle belirtmek istiyorum.
Aynı çarpıklığı, hatta daha büyük boyutta İngiliz basınında gördüğümüzü de belirtmeliyim.
Zaten bu üzücü olayın tırmanmasında özellikle İngiliz bulvar gazetelerinin rolü çok büyük oldu.
İngiliz tabloidleri tıpkı bizim sözlü ve görüntülü basının büyük bölümü gibi bu olayda sorumsuzca davrandı.
* * *
Ben Leeds'te bir olay çıkacağını zannetmiyorum.
İngiliz halkının, bu iğrenç cinayetleri, Galatasaray'a ve Türk milletine mal etmenin yanlış olduğunun bilinci içinde bulunduğuna inanıyorum.
Hava gergin. Ama Galatasaray'ın sahadaki centilmen davranışıyla bu gerginliğin yumuşamasını sağlayacağına eminim.
Zaten İstanbul'daki maçta da Galatasaraylı futbolcular son derece dikkatli davrandılar.
Maç boyunca bir teki bile sarı kart görmedi.
Üzücü olaydan sonra konuk takıma gösterilen aşırı bir saygıydı bu...
Ama nedense İngiliz gazeteleri bu gerçeğin üzerinde durmadılar bile.
Olayın tırmanmasında Leeds kulübünün yöneticilerinin de rolü oldu.
Örneğin Fatih Terim maçı seyretmeye gittiğinde bir tek yönetici kendisiyle ilgilenmedi.
Ne ‘‘Hoş geldin,’’ ne ‘‘Güle güle’’ diyen bir Tanrı'nın kulu olmadı.
Aynı olayı tersine çevirelim.
Onların antrenörü aynı koşullar içinde İstanbul'a gelseydi inanıyorum ki havaalanında karşılanır, en iyi şekilde ağırlanır ve yine havaalanından uğurlanırdı.
Neyse bunu ünlü İngiliz centilmenliğine verelim.
* * *
Yarın akşamki maçın dostluk içinde centilmence oynanmasını bütün Türk halkı gibi diliyorum.
Ama ben yine de Galatasaraylı futbolculara bir ayrıntıyı anımsatmak istiyorum.
Sakin olsunlar, kulaklarını tribünlere tıkasınlar, Leeds'li futbolcuların yapacakları hırçınlıklara sakın yanıt vermesinler.
Hakeme kesinlikle itiraz etmesinler.
Çünkü İngilizler, Galatasaray üzerinde ağır bir psikolojik baskı yaratmayı amaçlıyorlar. Bu baskıdan hakem de etkilenebilir.
Maç olaylı geçerse hiç kuşkuları olmasın ki hakem, yaratılan hava nedeniyle Leeds yararına karar verebilir.
Biliyorum ki maçın bütün ayrıntısını düşünerek planlama yapan Fatih Terim, futbolcularını bu konuda uyaracaktır.
Önemli olan centilmence oynayıp turu atlamaktır.
Galatasaray, Leeds'i eleyecek kadar güçlüdür.
Futbolcularımızın bunu başarıp İngilizler'e de şapkalarını çıkarttıracaklarına inanıyorum.
Paylaş