Paylaş
KEŞKE Demokratik İlkeler Derneği'nin düzenlediği, Amerikalı tarihçi Prof. Justin McCarthy ile İngiliz gazeteci-yazar Dr. Andrew Mango'nun konferansını Bakanlar Kurulumuz naklen izleyebilseydi.
Türkleri bilen, tanıyan, bu nedenle gerçekleri araştırma sorumluluğuyla ve dürüstlüğüyle vicdani görevlerini yerine getiren bir bilim adamı ile bir gazeteci-yazarın söylediklerini özellikle Türkiye'yi yönetenler dinlemeliydi.
Bakın bu dürüst Türk dostları Ermeni soykırımı iftiraları ile ilgili olarak suskunluğumuzu nasıl eleştirdiler:
‘‘Atatürk gerçek bir dáhiydi. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra benimsediği ‘Yurtta sulh, cihanda sulh' politikası çok doğru ve dáhiyane bir politikaydı. Ama bu 1950'den sonra iyi ve doğru bir politika değildi. Çünkü siz bu politikaya öylesine bağlı kaldınız ki hiçbir konuda sesinizi çıkarmadınız. Düşmanlarınız konuştu siz sustunuz. Yani size saldıran, sizi suçlayanlara karşı hiçbir şey yapmadınız. Düşmanlarınız da iftiralarla, tarihi saptırarak o kadar öne geçtiler ki...’’
* * *
‘‘Gerçek aranmalıdır. Fatura kime çıkarsa çıksın. Bugün bazı tarihçiler gerçekleri yazıyorlar ama bunu mücadele gücü olan pek azı yapabiliyor. Genç bilim adamları ise Ermeni diasporasının tehditlerinden, baskılardan korktukları için susuyorlar. Dünyada herkes Ermenilerin söylediklerine inanıyor. Çünkü sizi duymuyor, Çünkü sizin sesiniz çıkmıyor...
Gerçekleri hızla yazmanız lazım. İngilizce yazmanız lazım. Genç bilim adamlarınızı yetiştirin, onlara araştırma, inceleme olanakları sağlayın. Önlerini açın ki dünyaya fırlayıp gerçekleri haykırsınlar. Bunu yapacak nitelikli tarihçileriniz var.
Unutmayın siz değiştirmezseniz hiçbir şey değişmez.’’
* * *
‘‘Ermeni iftiralarını çürütmek için tek yol tarihi gerçekleri bulmaktır. Bunun için arşivler açılmalıdır. Ortak bir komisyon kurulsun. Bu ortak komisyon bütün arşivleri tarasın. Hem Osmanlı, hem Ermeni, hem Rus arşivleri araştırılsın. Bunun için dünyaya çağrıda bulunun ‘Biz açıyoruz ama onlar da arşivlerini açsınlar' deyin. Ermeniler büyük olasılıkla bunu kabul etmeyecekler. İşte o zaman sizin dünyaya söyleyecek çok sözünüz olur.
Talat Paşa'ya ait olduğu iddia edilen uydurma bir telgrafla koskoca bir millet soykırım yapmakla nasıl suçlanabilir? Buna nasıl izin verilebilir?
Ermeniler diyorlar ki: ‘Soykırım için özür dileyin biz de geçmişi unutalım.' Bu tuzağa düşülmemelidir çünkü bunun arkasından tazminat ve toprak talepleri gelecektir.
Türkler ataları için söylenen yalanları asla kabul etmemelidirler.’’
* * *
‘‘Türkler katil değildir. Bunu dünyaya anlatmanız lazım. Çünkü Ermeniler sizi dünyaya katil olarak tanıtıyor. Bu iddialar ansiklopedilere, kitaplara girdi. Bunlar bir anda buralardan çıkarılamaz. Vakit alacak ama sonunda iyi olacak.
Şu gerçeği bütün dünyaya duyurmak gerekir. İngilizler İstanbul'u işgal ettiği zaman Osmanlı arşivlerini incelediler ama bir katliam (o zaman henüz soykırım sözcüğü terminolojide yoktu) olmadığını itiraf etmek zorunda kaldılar.
Unutulmasın Ermenistan'da yaşayan insanların gelecekleri, refahları komşularına bağlı. En büyük komşu da Türkiye... Çok sayıda Ermeni bugün yasadışı yollardan gelip Türkiye'de çalışıyor. Ermeni milliyetçileri Türkiye'ye zarar vermek isterken aslında kendi halklarına zarar veriyor.’’
* * *
Prof McCarthy ile Dr. Mango bu acı gerçekleri söylüyorlar.
Ermeni baskılarına, tehditlerine boyun eğmeden doğruları yazıp söylemeye çalışan bu dostların uyarılarına kulak vermeliyiz.
Türkiye'yi yönetenler iş bittikten sonra klişeleşmiş nutuklar atmaktan vazgeçip yerlerinden biraz kıpırdasınlar artık.
Demokratik İlkeler Derneği'ni bizi gerçeklerle buluşturduğu için kutluyorum.
Başbakan'a, bakanlara, politikacılara çok değerli zamanlarından birazını ayırarak Prof. McCarthy ile Dr. Mango'yu banttan izlemelerini öneriyorum.
Paylaş