Tufan Türenç: Devlet bugüne kadar neyi, niçin bekledi?

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

İdeolojisi, hedefi ne olursa olsun fanatizm, tüm insani duygularını yitirmiş vahşi robotlar yaratır.

Bu robotlar insanlık dışı her türlü vahşeti gözlerini kırpmadan yaparlar.

Hizbullah örgütünün eylemlerini hep birlikte izliyoruz.

Masum insanların boğulup oraya buraya bir leş gibi gömülmüş cesetleri çıktıkça iliklerimize kadar ürperiyoruz.

Bu çağda, insanlığın benimsediği bunca yüce değerin yaygınlaştığı dünyada şeriat devleti kurmak uğruna yıkanmış beyinlerin neler yapabileceğini ibretle izliyoruz.

Hizbullah bir uç.

PKK öteki uç.

Ama her ikisinin de yarattığı robotlar bir tek noktada birleşiyorlar: VAHŞET...

Bunların gıdası kan... Tıpkı vampirler gibi kanla besleniyorlar.

İnsan yaşamının bunların gözünde hiçbir değeri yok.

Kurşunluyorlar, boğuyorlar, kesiyorlar, biçiyorlar...

Bunu yaparken de işkence uygulayarak bir tür doyuma ulaşıyorlar.

Kanlı terör, fanatizmin tek ve en büyük silahıdır.

Fanatizm bunu, yarattığı canavarlarla yürütür.

* * *

Hizbullah adlı vahşi örgütün, öldürdüğü masum insanları Türkiye'nin çeşitli yerlerine gömdüğü, çıkan cesetlerden anlaşılıyor.

Bunları hiçbir zorlukla karşılaşmadan bahçeden elma toplar gibi toplayıp götürmüşler.

Örgüte ait evlerde uzun süre işkenceden geçirmişler.

Canları sıkılınca da boğarak öldürmüşler.

Sonra da o evlerin orasına burasına gelişigüzel gömmüşler.

Yani bu insanlık dışı eylemlerini, yakalanma korkusundan uzak bir şekilde hiç acele etmeden büyük bir rahatlık içinde yapmışlar.

Peki yıllardan beri bu vahşet örgütü, insanlık dışı eylemlerini pervasızca sürdürürken devletin güvenlik birimleri ne yaptı Tanrı aşkına?

Bunları yakalamak için bu kadar masum insanın işkenceler altında boğazlanmasını neden bekledi?

Hizbullah'ın mezar evlerini eliyle koymuş gibi bulan polis, şimdiye kadar neden elleri kolları bağlı kaldı?

İnsanların aklına daha ilginç bir soru takılıyor?

Bugün kim ve ne için düğmeye bastı da bu vahşet sürüsü sapır sapır ortaya döküldü.

Birbiri ardına mezar evler bulundu.

* * *

Bu sorunun yanıtını devlet, vatandaşlarına vermek zorundadır.

Hizbullah'ın eylemleri biliniyordu. Bu örgütle ilgili her gün gazetelerde bir sürü haber çıkıyordu.

Konca Kuriş, iki yıl önce evinin önünden yakınlarının bakışları arasında alıp götürüldü.

Devlet iki yıl içinde bu kadının izini bile bulamadı.

Yaklaşık 10 yıldır işlenen ‘‘faili meçhul cinayetler’’in büyük bir bölümünün bu örgüt tarafından gerçekleştirildiğini sokaktaki çocuk bile biliyordu.

Devlet, herkesin ıcığını cıcığını bildiği bu örgütün üzerine neden gitmedi de bugünkü vahşetin doğmasına göz yumdu?

Hükümet bunun hesabını, güvenlik birimlerinin gelmiş geçmiş bütün sorumlularından sormalıdır.

Binlerce aile bu vurdumduymazlık, hatta örgüte göz yumma yüzünden acı çekti.

Şimdi de yakınlarının vahşet içinde nasıl katledildiklerine tanık oluyorlar.

Bu durum, Avrupa uygarlığına katılmaya hazırlanan Türkiye gibi bir devlete yakışmıyor.

Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti devleti, davul zurna çalarak işlenen bu vahşi cinayetlere engel olacak duyarlılığı gösteremedi.

Yazarın Tüm Yazıları