Paylaş
DEMİREL'in uzun, çok uzun, inişli çıkışlı ama daha çok zirvelerde geçen devlet hizmeti ve siyasi yaşamından sonra hür ve serbest bir vatandaşlık dönemi başladı.
Böyle karizmatik bir politikacının dolu dolu geçen devlet ve siyaset yıllarından sonra sorumsuz bir vatandaş gibi köşesinde oturma hakkı olduğunu sanmıyorum.
Kendisi son basın toplantısında politikaya dönüp dönmeyeceği konusunda henüz karar vermediğini söyledi.
Siyasete bir de Güniz Sokak'tan bakmak istiyor.
Çankaya penceresinden görünen manzaralara göre karar vermenin yanlış olacağı kanısında.
Siyasi çevreler ise Demirel'in siyasete dönüp dönmeyeceği konusunda net bir görüş belirtemiyorlar.
En yakınları bile bu konuda ne düşündüğünü bilmiyor.
Kamuoyunun büyük bir bölümü, eski cumhurbaşkanının aktif politikaya dönmemesinden yana.
Siyasette dışlanan ve halen boşta olan geniş bir politikacı grubu ise Demirel'le birlikte yeniden bu arenada yer almayı düşlüyor.
Hiç kuşku yok ki Süleyman Bey, kimsenin dolduruşuna gelmeyecek kadar olaya gerçekçi yaklaşması gerektiğini bilir.
Ben Demirel'in merkez sağı derleyip toparlaması için politikaya dönmesi gerektiğini, bunun ülke için kaçınılmaz bir görev olduğunu düşünüyorum.
Böyle bir görevin Demirel'in ülkeye yapacağı en büyük iyilik olacağına inanıyorum.
* * *
Bu inancımın nedenini biraz açmam gerek.
Bugün Türk siyasetinde, özellikle de merkez sağda inanılmaz bir boşluk var. Bu boşluk günden güne de büyüyor.
Halkın nabzı tutulduğunda bu erimenin yeni bir oluşum gerçekleşmeden de durmayacağı görülüyor.
Halk gerek DYP'ye, gerek ANAP'a güven duymuyor.
Daha doğrusu bu iki partinin kendisini yönetmeye layık olmadığına inanıyor.
Çevreleri ne kadar toz pembe tablolar çizmeye uğraşırlarsa uğraşsınlar sanırım bu gerçeği hem Çiller, hem de Yılmaz görüyor.
Bundan sonra halkın güvenini yeniden kazanamayacaklarını çok iyi biliyorlar.
Merkez sağın bu iki parti çevresinde yeniden toparlanamayacağı artık kesin olduğuna göre, yeni bir oluşumun gerekliliği kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Merkez sağı MHP'nin dolduracağı varsayımına gelince...
İktidarda zaman zaman sert ve haşin yüzünü gizlemeyi beceremeyen MHP'nin yakaladığı yükselme şansını yitirdiği görülüyor.
Halk tek başına bir MHP iktidarından korkuyor.
Merkez solla ilgili değerlendirmeler ise bu yazının konusunun dışında. Onu ayrı bir yazıda irdelemek daha doğru.
* * *
Demirel gibi çok deneyimli bir politikacının merkez sağdaki bu muazzam boşluğu görmediğini düşünmek büyük saflık olur.
Halkın güveneceği isimlerle başlatılacak bir hareketin büyük bir seçmen kitlesini arkasına alacağını da çok iyi bilir.
O nedenle Demirel'in, ülke siyasetinin büyük ihtiyaç duyduğu ve ülke geleceği açısından yaşamsal olan böyle bir hareketi başlatması onun kaçamayacağı bir görevdir.
Demirel bu hareketin başında aktif olarak yer almayabilir.
Ama böyle bir hareketin başına geçecek yeni isimleri bir araya getirip bu hamuru kendi deneyimleriyle yoğurarak boşluğu doldurabilir.
Bunu yapacak tek politikacı da Demirel'dir.
Benim inancıma göre bu da ülkeye yapacağı en büyük iyilik olacaktır.
Paylaş