Paylaş
Cumhurbaşkanı Demirel 1980-87 dönemini dört duvar arasında geçirdi. O yıllarda konuşması, düşüncelerini açıklaması bile yasaktı.
Ama o mesajlarını kitlelere fıkralarla aktardı.
Türker Sanal'ın ‘‘Demirel'den siyasi fıkralar’’ adlı kitabından birkaçını aktaralım.
O günlerde ‘‘12 Eylül oldu, ülkede huzur sağlandı’’ diye Demirel'in başına sık sık kakılıyordu. O da bunun üzerine şu fıkrayı anlattı:
‘‘Çocukları bir kentten bir başka kente uçakla götürüyorlarmış. Ancak çocuklar oradan oraya koşup oynayınca uçağın dengesi bozulmuş. Uçuş tehlikeli olmaya başlayınca pilot hostesi çağırıp çocuklara engel olması için talimat vermiş.
Bir süre sonra uçak birden sessizliğe bürünmüş. Denge düzelmiş, uçuş normale dönmüş. Pilot bu kadar kısa zamanda hostesin çocuklara nasıl hákim olduğunu merak etmiş. Çağırıp hostese bu işi nasıl başardığını sormuş. Hostes gayet sakin anlatmış: 'Uçağın kapısını açtım, çocuklar çıkın bahçede oynayın gerekirse sizi çağırırım dedim.'’’
* * *
O yıllarda Demirel'e herkes ‘‘Bir bilen’’ diyordu. Ziyaretine gelenler kendisini soru yağmuruna tutuyordu.
Bu kadar soruya muhatap olunca bir gün dayanamayıp şu fıkrayı anlattı:
‘‘Manevrada Mehmet elde tüfek yerde yatıyormuş. Komutan 'Düşman önden gelirse ne yaparsın?' diye sormuş.
Mehmet yanıtlamış.
Komutan 'Peki ya şu yandan, ya bu yandan, ya arkadan gelirse' diye sorularını sıralamış.
Mehmet hepsini yanıtlamış.
Komutan sonunda 'Ya tepeden gelirse' diye sormuş.
Mehmet dayanamamış, 'Memleketin tek askeri ben miyim komutanım' demiş.’’
* * *
1982 Anayasası yüzde 92 ile kabul edilince bazı kesimler Demirel'e laf çarpmaya başlamışlar. Demirel bunlara şu fıkrayla yanıt verdi:
‘‘Bir gün iki berduş kasaba meydanında dolaşıyorlarmış.
Bakmışlar bir kalabalık. Hemen yanaşmışlar. O sırada bir güvencin uçup berduşlardan birinin omzuna konmuş. Kalabalık berduşa 'Sen padişahımız olacaksın' demiş. Berduş kabul etmemiş. Güvercini kovalamış ama kuş havada bir iki tur attıktan sonra gelip yine omzuna konmuş.
Bu kez ısrarlara dayanamayıp padişah olmayı kabul etmiş ve hemen arkadaşını başbakan yapmış. Arkasından da başlamış zulme.
Arkadaşı 'yapma, etme halk kızacak' demiş.
Ama padişah olan berduş aldırmamış, 'Güvercin uçurup padişah seçen halka böylesi az bile' diye yanıt vermiş.’’
* * *
Bugünlerde Demirel için yoğun tartışmalar yapılıyor.
Başta Ecevit pek çok insan Demirel'in görev süresinin bir 5 yıl daha sürmesini istiyor.
Kimileri ise ‘‘Yeter artık’’ diyerek genç birinin cumhurbaşkanı seçilmesini öneriyor.
Demirel'i isteyenler onu övüp göklere çıkarırken, istemeyenler eski defterleri karıştırıp günahlarını ortaya döküyorlar.
Ama herkes ‘‘Ya seçilmezse... Acaba Güniz Sokak'a inip köşesinde mi oturur, yoksa parti kurup siyasete mi soyunur’’ diye merak ediyor.
Demirel ise gayet sakin bunlara şu yanıtı veriyor:
‘‘Canım benim için kimse endişelenmesin. Ben kendime oyalanacak iş bulurum.’’
7 yıllık yasaklı dönemde Demirel'in konuşma hakkı bile yoktu. Ama o susmadı ve yeni bir yöntem bularak fıkralarla politika yaptı.
Demirel kesin seçilir. Ama seçilmezse Güniz Sokak'a iner ve bir takım insanları ‘‘doğduğuna pişman eder’’.
Paylaş