Paylaş
CEZAEVİNDE ölüm orucuna yatan mahkûmlar için saatler geri dönülmeyecek sona doğru hızla ilerliyor.
Her türlü inadı, öfkeyi, katılığı bir kenara bırakarak yaşam çizgilerinin kırılma noktasına doğru sürüklenen 100'e yakın insanı elbirliğiyle kurtarmalıyız.
Ölüm orucu bugün 43'üncü gününde.
60'ıncı gün her şey bitecek. O nedenle önümüzde fazla zaman yok. Bir an önce harekete geçmeliyiz.
Önce ölümü durdurmalıyız.
Sonra ne yapılacaksa yapılsın.
Ölüm orucuna neden olan F tipi cezaevleri konusunda herkes kafa yorsun ve bir çıkış noktası bulunsun.
Ama elimizi çabuk tutalım, eylemi durduralım.
Ölümü elbirliğiyle yenelim.
İnanın sonrası kolay. Sorunu çözeriz. Yeter ki ölüme soyunanları bundan vazgeçirelim.
Ölüme engel olmama utancını dünyanın önünde toplum olarak yaşamayalım.
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, bir bilim adamıdır. Ölüme giden insanları uzaktan izleyecek kadar katı yürekli olmadığına inanıyorum.
Ölümü durdurma girişimlerine her türlü katkıyı vereceğine eminim.
Bundan önceki ölüm oruçlarında olduğu gibi ağırdan alarak hata yapmayalım.
Bu kez ölüme kurban vermeyelim. Ölüme yenilen ülke durumuna düşmeyelim.
* * *
Bir an kafamızdaki bütün yargıları bir kenara iterek düşünelim.
İnsanları ölümü göze alacak kadar çaresizliğe götüren sorunu soğukkanlılıkla ele alalım.
Hükümet, ‘‘Devlet mahkûmlara ödün vermez’’ katılığından kurtularak F tipi cezaevleri konusundaki bütün görüşleri dinlemeli.
Yeni yaptırılan bu cezaevleri nasıl düzeltilebilir, buradaki ortak yaşam mekánları nasıl genişletilebilir, bunları aramalı.
Bu cezaevlerinin insani yaşam koşullarına kavuşturulmaları için şu değişiklikler öneriliyor:
- Cezaevindeki ortak yaşam mekánları çeşitlendirilsin.
- Bu alanlar genişletilsin.
- Mahkûmların bu mekánlardan yararlanmaları cezaevi yönetiminin insafından çıkarılıp ciddi kurallara bağlansın.
- Cezaevleri ıslah edici özelliğe kavuşturulsun.
- Buralarda insan haklarına, evrensel hukuk ilkelerine tam anlamıyla uyulsun.
Bunlar yapılırsa F tipi cezaevlerine olan tepkiler ortadan kalkar.
Buna rağmen tepki koymaya devam edenler olursa onların haklılığı geçerli olmaz.
Uluslararası standartlara uygun, yani mahkûmlara günde 8 saat ortak yaşam sağlayan bu cezaevleri devreye girdikçe ve yaygınlaştıkça bir daha ölüm oruçları yaşanmaz.
Yani, toplum olarak cezaevlerinde ölümü yenmiş oluruz.
* * *
İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman'ın yaklaşımı hükümetten anlayış ve destek görürse sorun dehşet verici sonla noktalanmadan çözülebilir.
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, cezaevlerinde açlık grevinden insanların öldüğü bir kara dönemin bakanı olarak tarihe geçmemeli.
Soruna insancıl yaklaşım Türkiye için çok önemlidir.
İçinde bulunduğumuz dönemde cezaevlerinde ölümlerin yaşanması, Türkiye açısından dışarıda ülkemize karşı olan havayı daha da ağırlaştırır.
Faciayı yasadışı örgütlerin organize ettiği gerekçesi geçerli olamaz.
Bütün dünyaya meydan okuma merakından bir an önce kurtulamazsak bunun ağır faturalarını da ödemek zorunda kalırız.
Hükümet bu katılığı bırakmalı.
Ölüme gidenleri durdurmak için çırpınan insanlara destek vermeli.
Hükümet isterse ölümü çok kolay yeneriz.
Unutmayalım, ölüm, sorunları çözmez derinleştirir, silinmeyen izler bırakır.
Paylaş