Paylaş
ULUSLARARASI Çalışma Teşkilatı (ILO) verilerine göre dünyada 3 milyar kişilik toplam işgücünün üçte biri işsiz ya da gizli işsiz.
Özellikle gelişmemiş ülkelerde sağlıklı istatistikler olmadığı hesaba katılırsa işsizliğin gerçek boyutunu tahmin etmek aslında hiç de kolay değil.
ILO'nun raporundaki şu gerçek çok çarpıcı:
‘‘Bu kesimin günlük geliri 1 ABD Doları'ndan daha az. Yoksulluk sınırının altındaki 500 milyon kadar çalışanın ise hemen hemen tümü kalkınmakta olan ülkelerde.’’
Görüldüğü gibi durum hiç de iç açıcı değil.
Raporun gelecek on yıla dönük tahminleri ise insanı daha büyük bir karamsarlığa sürüklüyor.
Önümüzdeki on yılda 500 milyon yeni istihdam olanağı yaratılması gerekiyor.
Bu istihdam olanaklarının 300 milyonu Asya, 13 milyonu ise Avrupa için gerekli.
Bu sayıda insanı iş sahibi yapmak için gerekli olan finansman, raporda belirtilmiyor.
Anlaşıldığına göre, gelişmişler için sorun yok. Ama gelişmekte olan ülkelerin işi nanay.
Raporun şu cümlesi ise daha çarpıcı:
‘‘İşsizlik oranlarında düşüş sadece gelişmiş ülkelerde kaydedilebilirken, kalkınmakta olan ülkelerde isabetli, yerinde ve verimli istihdamın yokluğu fakirliğin temeldeki sebebi.’’
* * *
Önümüzdeki bu kritik on yıllık süreçten Türkiye güçlenerek nasıl çıkabilir?
Yabancı sermayeyi çekip daha çok yatırım yaparak mı, daha çok üreterek mi, ihracatını ikiye üçe katlayarak mı?
Bunlar Türkiye gibi gelişmekte olan ve binbir sorunla boğuşan bir ülke için hiç de kolay değil.
Ama Türkiye'nin elinde öyle bir silah var ki, biraz aklını kullanır, gerekli önlemleri alırsa bu on yılı en kárlı şekilde kapatabilir.
Bu silah turizmdir.
Geçtiğimiz yılı 10 milyon turistle kapayan ülkemiz, önümüzdeki beş yılda bunu ikiyi katlayarak 20 milyon turisti ağırlamayı başarabilir.
Turizmde bir marka ülke haline gelen Türkiye için bu hedef bir düş değildir.
20 milyon turist demek, 20 milyar dolar demektir.
Türkiye'nin yirmi yıllık hedefi ise 50 milyon turist olarak düşünülmelidir.
Bu hedef rahatlıkla yakalanabilir. Çünkü, Türkiye turizm potansiyelinin çok azını kullanabilmektedir.
Eğer uçak filosu güçlendirilebilir, üç yıldız, iki yıldız yatak kapasitesi artırılabilir ve altyapı genişletilebilirse 50 milyon turist hedefine ulaşılabilir.
1980-1990 arasındaki yatırım hamlesi ve heyecan yeniden başlatılabilirse bu düş gerçekleşebilir.
Şunu unutmamak gerekir: 50 milyon turist demek, doğrudan ve dolaylı olarak milyonlarca insana iş ve 50 milyar dolar gelir demektir.
Bunlar heyecan verici rakamlardır.
* * *
Bugün Fransa yılda 60 milyon, İspanya 40 milyon turist ağırlıyor ve milyarlarca dolar kazanıyorlar.
Turizm Türkiye'nin en kestirme kurtuluş yoludur. Bunun için devletin bir seferberlik başlatması gerekir.
Terör belası büyük oranda atlatıldığına göre bu seferberliğin başarısız olması olanaksızdır.
Özellikle değişik kültürleri barındıran Doğu ve Güneydoğu, büyük turizm potansiyeline sahip yeni bölgelerdir.
Bu yörelerin turizm açısından çekiciliği tahminlerin de ötesindedir.
Oraların hızlı kalkınması (makus talihini yenebilmesi de diyebiliriz) bu yolla sağlanabilir.
Önce bu hedeflere ulaşmanın düş olmadığına inanmalıyız.
Eğer inanırsak bunu başarırız.
Paylaş