Paylaş
ÖNCEKİ gece Meclis'i izleyen yabancı sermaye gruplarının bir teki bile kalkıp Türkiye'ye gelmez.
Eğer gelirse ben o grubun aklından kuşku duyarım.
650 milyon dolarlık yatırımla Türkiye'ye gelen Ford'a bedava arsa verildi diye Meclis'te denmeyen kalmadı.
Bu yüzden dönemin hükümetinin başbakanı ile sanayi bakanını Yüce Divan'a göndermeye kalktık.
Suçları, Ford firmasına Adapazarı'nda arazi tahsis etmeleri.
Kendilerine binlerce defa şunlar anlatıldı:
‘‘Biz bu araziyi vermeseydik bu yatırım Portekiz'e gidecekti. Bu araziyi bedava da vermedik. 15 milyon dolarlık eğitim tesisleri kurma şartını koyduk. Kurulacak fabrika yılda bir milyarlık dolarlık ihracat yapacak. Binlerce kişiye istihdam sağlanacak.’’
Ama o kafa anlatılanları dinlemiyor bile.
Bildiğini okuyor ve ‘‘Hayır, Yüce Divan'a gidip hesap vereceksin’’ diyor.
Aklı başında bir sürü insan da aynı şeyleri söyleyip yazıyor:
‘‘Yapmayın, etmeyin, bu ülkeye yabancı sermaye filan gelmez.’’
Ne yaparsanız yapın, ne derseniz deyin o kafa kendi siyasi hesaplarından başka bir şeyi göremiyor.
Dünyadaki para dolaşımından aldığımız payın çok düşük olduğundan, gerekli yabancı sermaye girişini sağlayamazsak ekonomimizi düzlüğe çıkaramayacağımızdan filan haberi yok.
Daha doğrusu o kafanın dünyadan haberi yok.
* * *
Oturumu izleyen bir banka yöneticisi ile dün konuştum. Dehşet içindeydi:
‘‘Ben anlayamıyorum, yabancı sermaye tam Türkiye'ye ısınmak üzereyken bir densizlik yapılıyor, hop adamlar kaçıp gidiyor. Eğer bu eylüle kadar yabancı sermaye girişi sağlanmazsa Türkiye'nin işi çok zorlaşır.’’
Bu bankacının verdiği bilgiye göre bugün Türk ekonomisinde dengeler pamuk ipliği ile bağlı.
Ankara'daki gereksiz dalgalanmalar herkesin geri çekilmesine ve beklemeye geçmesine neden oluyor.
Borsa tepetaklak oluyor, yabancı sermaye hemen pılıyı pırtıyı toplayıp kaçıyor.
Oysa Türkiye'nin beklemeye tahammülü yok.
Yabancı sermayenin gelip yerleşmesi ve kalıcı yatırımlara yönelmesi gerekir.
Ama bu kafalar olduğu sürece bu iş çok zor.
Ford gibi bir dünya devine yaptığımıza bakın.
Adam 650 milyon dolar yatırıyor, en son teknolojiyi kullanıp fabrika kuruyor, bir milyar dolarlık yıllık ihracat garantisi veriyor...
Teşekkür edeceğimize, adamların yaptıklarını burnundan getiriyoruz.
* * *
Oy hesaplarıyla siyaset yapma hastalığından kurtulamadığımız sürece bu saçmalıklara sık sık tanık olacağız.
Herkesi hırsız kabul etmek, iş yapanları suçlamak önemli hastalıklarımızdan biri.
Öküz altında buzağı ararken öbür tarafta bazı uyanıklar sezsiz sedasız devletin parasını vagonla kaldırıp götürüyorlar.
Biz SEKA arazisi ile uğraşırken birileri bankaların içini boşaltıp trilyonları hortumluyor.
Adam banka alıyor, büyük bir reklam kampanyası ile para topluyor, sonra bankanın içini bir güzel boşaltıp devlete ‘‘Al başına çal’’ diyor.
Mevduatta devlet güvencesi olduğu için hazine uçan trilyonları tıkır tıkır ödüyor.
SEKA arazisinin hesabını soran o kafa var ya o kafa, bin kez oynanan bu oyunun farkına bile varamıyor.
Sonuç:
Dün itibarıyla borsaya yabancı sermaye girişi sıfıra yakın.
O kafanın gözü aydın.
Paylaş