Tufan Türenç: Bizim içimize sinmedi






Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

1972 yılında yapılan ve İsmet Paşa'nın devrildiği o tarihi CHP Kurultayı'ndaki konuşmasını Ecevit şu çarpıcı cümleyle bitirmişti:

‘‘Özgür bir partinin özgür üyeleri mi olacağız, yoksa kapıkulları mı?’’

O tarihi kurultayın delegeleri Ecevit'i İsmet Paşa'ya karşı genel başkanlığa seçerek kapıkulları olmadıklarını kanıtladılar.

Pazar günkü kongrede ise bir kişi dışında Sema Pişkinsüt'ün konuşturulmaması için oy veren delegeler düpedüz kapıkulu durumuna düşmediler mi?

Ecevit, o tarihi kurultayda kapıkulu olmayı reddeden o yürekli delegelerin sayesinde İsmet Paşa gibi bir devi devirip genel başkanlığı kazanmıştı.

Pazar günü ise bu kez kapıkulluğu yapan delegelerin oylarıyla yeniden genel başkan seçildi.

Bilmiyorum, Ecevit bu durumu içine sindirebildi mi?

29 yıl önceki Ecevit böyle bir genel başkanlığı kesinlikle içine sindiremezdi.

Buna adım gibi eminim.

* * *

Ben o tarihi kurultayın sonuçlarını Haydarpaşa Garı'nda öğrenmiştim.

Ecevit'in zafer konuşmasını da gar lokantasının radyosundan dinlemiştim.

Bir pazar günüydü...

O sırada Tuzla Piyade Okulu'nda yedeksubay öğrenciydim ve her hafta olduğu gibi cumartesi-pazar izninden okula dönmek için kalabalık bir arkadaş grubuyla birlikte 20.00 trenini bekliyordum.

Ecevit'in o konuşmada söylediği ‘‘CHP iktidarında kalkınma köyden başlayacaktır’’ cümlesi hepimizi aşırı bir şekilde heyecanlandırmıştı.

CHP'nin yeni genel başkanı, o gün partisinin kurulu düzene başkaldırısını işte bu cümleyle ilan etmişti.

Halkın Karaoğlan adını taktığı ve peşine düştüğü genç politikacı, 1973 seçim kampanyasına ‘‘Su kullananın, toprak işleyenin’’, ‘‘Ne ezilen, ne ezen, insanca, hakça bir düzen’’ sloganlarıyla fırtına gibi girdi.

‘‘Emek en yüce değerdir’’, ‘‘Türkiye demokrasi içinde kalkınacaktır’’ diyen Ecevit, kalabalıkları peşinden sürüklüyor, CHP'nin mitingleri meydanlara sığmıyordu.

Kapıkulluğunu reddeden örgüt dağa taşa ‘‘Umudumuz Ecevit’’ diye yazmıştı.

Bu coşkuyla CHP sandıktan en büyük parti olarak çıktı.

* * *

O coşku dolu dönemi yaşamış bir gazeteci olarak pazar günkü kongreyi izlemek benim için tam bir düş kırıklığı oldu.

Sema Pişkinsüt'e yapılanlar DSP'ye yakışmadı.

Kongre başkanı İzmir il başkanına da yakışmadı.

İsmet Paşa gibi tarihi bir kişiye o kurultayda ‘‘Biz kapıkulu değiliz’’ diye haykıran ve Ecevit'e oy veren delegelerin çocuklarına da yakışmadı.

Hele Ecevit'e, hele ona...

Türkiye'de solculuğu ağza almanın bile aforoz edilmeye yeterli olduğu bir bağnazlık döneminde solu halka sevdiren, benimseten ve oy verdirten Ecevit'e ise hiç mi hiç yakışmadı.

Sema Pişkinsüt'e yapılanlara karşı çıkanları, partilerinden istifa edenleri bu yürekli davranışları nedeniyle kutluyorum.

Onlar kapıkulları olmadıklarını kanıtladılar ve atalarına ihanet etmediler.

Ecevitler'e bir şey söylemek istemiyorum.

Belli ki onlar bu kongreyi en ufak bir rahatsızlık duymadan içlerine sindirmişler.

Ama ya isimlerini tek tek saymaya içimin el vermediği öteki saygın DSP'liler?

Onlar bu kongreyi nasıl içlerine sindirebildiler?

Yazarın Tüm Yazıları