Paylaş
DÜŞTÜĞÜMÜZ ekonomik cehennemin içinde çırpınırken gördük ki, yine verilecek savaşın gladyatörlüğünü üstlenmek dar gelirli halk kesimlerine düşüyor.
Gelecek için bir tek dayanağımız var, o da umut. Halkın yazgısı değişmiyor: Rahat, sıkıntısız bir yaşamı düşleyerek sıkıntılara katlanmak...
Böyle karamsar bir ortamda içimizi biraz aydınlatan, bizi geçici de olsa mutlu eden olay Galatasaray'ın kazandığı başarı.
Sarı-kırmızılıların Avrupa'nın sekiz takımından biri olması hepimizi gururlandırıyor.
Düşünün bu 8 arasında İtalyan, Fransız, Hollanda, Belçika, Portekiz, Avusturya, Doğu Avrupa ülkelerinin takımları yok.
Yunanistan'ın adı bile geçmiyor.
Şimdi bu olağanüstü başarıyı doğal olarak Avrupalılar içlerine sindiremiyorlar.
Dünya şampiyonu bir Fransa, İtalya, Şampiyonlar Ligi'ne bir takım bile sokamazken, üç beş yıl önce Avrupa'da esamisi okunmayan bir Türkiye, İspanya, İngiltere ve Almanya'yla birlikte Avrupa kupasına ortak oluyor.
Hem de Galatasaray, bu sekiz takım arasında da favorilerden biri...
Onun için sarı-kırmızılılara Avrupa'da gösterilen tepkilerin altında, bu psikolojik rahatsızlığın da yattığı kesin.
Popescu'nun maça ara verilince yöneticilere yaptığı uyarı çok ilginç:
‘‘Aman maç iptal edilmesin, oynansın; yoksa bunlar bizi elimine ederler.’’
* * *
Gerçekten de eğer hakem maçı tatil edip oynatmasaydı, inanın kabak dönüp dolaşıp Galatasaray'ın başına patlayabilirdi.
Bu saldırının Ali Sami Yen'de yaşandığını düşünün.
Galatasaray taraftarları, bir avuç Paris Saint Germain taraftarına saldırıp ağızlarını burunlarını kırsaydı neler olurdu neler...
UEFA hemen toplanır, rapor filan beklemeye gerek görmeden Galatasaray'ı Şampiyonlar Ligi'nden atardı.
Adım gibi biliyorum ki, böyle bir durumda UEFA'nın kararı kesinlikle bu şekilde olurdu.
Leeds maçındaki olayları anımsayın.
Sokak kavgasının faturası bile Galatasaray'a kesildi. Oysa kavgayı başlatanlar İngiliz holiganlardı.
İngilizleri bıçaklayan üç beş kendini bilmez yüzünden Leeds maçına Türk seyirci alınmadı.
Türklere ayrılan tribün boş bırakıldı.
Bakalım şimdi göreceğiz, Paris Saint Germain'e ne yapacaklar?
Ufak tefek bir cezayla olayı geçiştireceklerinden eminim.
Galatasaray'a ise linçten kurtulmak için sahaya atlayan Türk seyirci bahane edilerek para cezası verilecek.
Zaten maçtan hemen sonra bunu ilan ettiler.
Dilerim UEFA beni utandırır.
* * *
Olaya tanık olan gazeteci arkadaşlarımızın yazdıklarından öğrendiğimize göre, Paris polisi yeterli önlemleri almamış.
Hatta saldırıya ilgisiz kalmış.
Olaylardan sonra yaralı sayısının çarpıtılarak açıklanması ise tam bir rezalet. Böyle bir insafsızlık olamaz.
Olayları medyanın gizlemesi olayına gelince...
Ben bazı arkadaşlarımızın, ‘‘Efendim Fransız medyası kanı göstermemek için sorumlu yayıncılık örneği verdi’’ yaklaşımını baştan sona saçma buluyorum.
Medyanın gerçekleri sansür etme hakkı olamaz. Böyle bir yayıncılık meslek ahlakına da aykırıdır.
Utanç verici bir davranıştır.
Bu utanç istese de istemese Fransız medyasının tarihine yazılmıştır.
Parc Des Princes'ten ölü çıkmadıysa, bu Türk seyircisinin sabrı ve olgunluğu sayesinde olmuştur.
Paylaş