Paylaş
Hemen bütün gazetelerin söz birliği etmişçesine dokuz sütun kullandıkları beş lideri yan yana gösteren o fotoğraf yalnız Türkiye için değil, dünya için sürpriz oldu.
Çünkü böyle bir tablo, böyle bir uzlaşma bırakın Türkiye'yi benim diyen demokratik ülkelerde bile bugüne kadar yaşanmadı.
Batılı diplomatlar bu fotoğrafı ‘‘Bir devrim’’ olarak tanımladılar.
Hele bir tanesinin değerlendirmesi hepimizi gururlandıracak kadar ilginç oldu:
‘‘Türkiye'de geçmişte beş generali gösteren fotoğraflara alışıktık. Ama parlamentoda çekilen bu fotoğraf, Türk siyasi tarihinde çok önemli bir gelişmenin kanıtıdır.’’
Yıllardan beri, birbirleriyle durmaksızın kavga eden liderleri izleyen bir gazeteci olarak bu fotoğrafın değeri benim için büyük.
Ben 1980 öncesinde Demirel-Ecevit didişmesi yüzünden ülkenin göz göre göre ihtilale gitmesini yaşamış bir insanım.
5 lider o fotoğrafta Türk halkının yıllardır özlemini çektiği bir büyük başlangıcı yarattılar.
Ülkenin yaşamsal sorunlarının böyle büyük uzlaşılarla çok kolay çözülebileceğine bütün kalbimle inanıyorum.
Tanık olduğumuz bu ‘‘uzlaşma refleksi’’ Türk demokrasisi için dev bir devrimdir.
* * *
Ancak...
Evet bu güzel fotoğrafı karalayan bir gelişme ne yazık ki benim buraya kocaman bir ‘‘Ancak...’’ şerhini koymamı zorunlu hale getirdi.
Aynı günün akşamı bir grup MHP milletvekilini konumlarına yakışmayacak bir zorbalık içinde tesbit eden o fotoğraf beni ve milyonlarca insanı yüreğimizden vurdu.
Önce küfürle başlayan, sonra itip kakmaya yönelen, sonunda da yumruklamaya varan zorbalığı izlerken inanın tüylerim diken diken oldu.
Üstelik büyük bir pervasızlıkla bu zorbalığa soyunanlar bunu ülkücü hareket adına yaptıklarını bas bas bağırmaktan çekinmiyorlardı.
O sırada Bahçeli'nin bu zorbalığı izleyip izlemediğini düşündüm.
Sanırım izlemedi.
Ülkücü hareketi gerçek yörüngesine oturtmak için büyük bir mücadele verdiğini bildiğim Bahçeli'ye bu sahneleri izlemesini öneririm.
Lütfen bunu yapsın, çağdaş, demokratik çizgiye oturtmaya çalıştığı MHP'ye bu zorbaların hiç mi hiç yakışmadığını görecektir.
Bir bakanın aday olma hakkını kullanmak istemesi dünyanın hiçbir demokrasisinde bu yöntemlerle engellenemez.
Kimsenin bu zorbalığı yapmaya hakkı yoktur.
* * *
Eğer Bahçeli bunun önlemini almazsa bugüne kadar verdiği emeklere yazık olur.
Gündüz o uygar, o demokratik fotoğrafta yer almasının samimiyeti de kuşkulu hale gelir.
MHP demokratik hakkını kullanmak isteyen bakanı değil, önce bu zorbaları cezalandırmalıdır.
Bahçeli, çağdaş bir çizgiye oturtmak için büyük uğraş verdiği ülkücü hareketin geleceği için bunu yapmalıdır.
Bu iki fotoğrafın aynı gün yan yana gelmesi Türk demokrasisi için büyük talihsizliktir.
Meclis bahçesindeki bu zorbaların demokrasiyi henüz içlerine sindiremedikleri her hareketlerinden belliydi.
Bunlar MHP'nin yakaladığı tarihi fırsatı bile değerlendirecek bilinç düzeyinde olmadıklarını gösterdiler.
Yazıya son noktayı koyarken birinci tur oylama sonucu geldi. 367 oy sağlanamadı ama Sezer'in seçileceği belli oldu.
Aslında birinci tur sonuçları sürpriz olmadı. 10 adayın katıldığı demokratik bir yarışta oyların böyle bir bölünmeye uğraması doğaldı.
Birinci tur sonucu Sezer'in seçilmesinin garanti olduğunu ortaya koydu.
Paylaş