Tufan Türenç: Birbirimize o kadar çok benziyoruz ki...

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

BİNDİĞİMİZ taksi şoförü daha 10 metre gitmeden bir büfenin önünde durdu, ‘‘Karnım çok acıktı bir sandviç alayım’’ dedi.

İnerken de ‘‘Siz de ister misiniz?’’ diye sordu.

Sonra sandviçini aldı, yiye yiye bizi gideceğimiz yere götürdü.

Bu sahneyi görünce kendimi İstanbul'da bir takside sandım.

Çünkü Yunanlı şoförün yaptığının aynısını İstanbul'daki taksici de rahatlıkla yapar.

Zaten günlük yaşamın içinde, Atina veya Selanik sokaklarında avare avare dolaşırken insanların davranışlarının ve alışkanlıklarının bizimkilerle bir farkı olmadığını çok rahat gözlemliyor insan.

Örneğin esnaf müşteri beklerken tıpkı bizde olduğu gibi dükkánlarının önünde ya yarenlik ediyor, ya tavla atıyor.

Bazıları tıpkı bizdekiler gibi turistleri dükkánına davet ediyor.

Sokaklarda tıpkı bizde olduğu gibi başıboş köpekler dolaşıyor.

Avrupalı Yunanlı'da Avrupa'nın o disiplinli ve programlı yaşamdan eser yok.

Kimi oturmuş gönlünce yemeğini yiyip içkisini içiyor, kimi bir kafede pinekliyor, kimi hızlı hızlı, kimi yavaş yavaş bir yerlere gidiyor.

Kimi de hiç gayesiz dolaşıyor.

Tıpkı bizde olduğu gibi yaşamın doğallığı hiç ama hiç bozulmadan akıp gidiyor.

Selanik ve Atina sokaklarında bir Türk turist gibi değil de, bir Yunanlı gibi hiç yadırganmadan dolaşmanın keyfi yaşanabiliyor.

* * *

Yunan insanı da tıpkı bizim gibi rahatına düşkün.

Hatta bizden biraz daha fazla...

Günlük yaşamları Avrupalı'dan çok bizim çizgimizde.

Öğle tatili saat 14.00'te başlayıp 17.00'de sona eriyor.

Bu arada herkes siesta yapıyor. Devlet daireleri, bankalar, dükkánlar kapanıyor ve yaşam duruyor.

17.00'de yeniden başlayan çalışma saat 20.00'de bitiyor.

Herkes evine gidip banyosunu alıyor, biraz dinleniyor, sonra da üstünü başını değiştirip sokağa fırlıyor.

Lokantalar, tavernalar, gazinolar saat 23.00'ten sonra dolmaya başlıyor.

Yunanistan'da eğlence ile dolu olan gece yaşamı sabaha kadar sürüyor.

Hele cuma ve cumartesi günleri her yer tıklım tıklım doluyor.

Gazinolar ise bir álem... Onları biraz anlatmak gerekiyor.

* * *

Yunanistan'da gazino anlayışı bizden daha değişik. Genellikle yemek düzeni yok.

Çok modern olan bu müzikhollerde masanıza oturur oturmaz servis başlıyor. Önce şişe şişe su, Coca Cola ve kova kova buz geliyor masaya.

Daha sonra isteğinize göre içki servisi başlıyor.

Uzo, yani Yunan rakısı buralarda verilmiyor. Onun dışında her türlü içki var. İçki ile masaya kuruyemiş ve meyve getiriliyor.

Fiyat bizim paramızla otuz milyon civarında. Yediğinize içtiğine göre bu rakam artabiliyor. Ama öyle anormal bir para ödemeniz söz konusu değil.

Yunanistan'da tabak kırma yasaklandıktan sonra karanfil atma modası başlamış.

Genç ve güzel kızlar sepet sepet karanfil satıyor.

Bir işaret masanıza yüzlerce sapı koparılmaş karanfilin boşaltılmasına yetiyor.

Sonra bu karanfilleri sahneye çıkan sanatçılara atıyorsunuz.

Bazen o kadar çok karanfil atılıyor ki hesaptan daha çok çiçek parası ödeniyor.

Yunan müziği de tıpkı bizdeki gibi arabesk ağırlıklı hale gelmiş.

Zaten halk bizim arabesk şarkıcıları çok iyi tanıyor, parçalarını biliyor.

Özetle eğlencemizle, müziğimizle, soframızdaki düzenle ve damak tadımızla, öfkemizle, coşkumuzla, günlük yaşamdaki kurallara uymama alışkanlığımızla biz bize çok benziyoruz.

Hiç kuşku duyulmasın ki bu iki ülkeye dostluk, düşmanlıktan çok daha fazla yakışıyor.

Yazarın Tüm Yazıları