Tufan Türenç: Bildim bileli medya hep tartışılır

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

Mesleğe yeni başladığımız yıllarda gazeteciliğe, gazetelere toz kondurtmazdık.

Bunca yıldan sonra da bu konuda pek değişmedik ama biraz daha hoşgörülü olmayı yaşadıklarımız bize öğretti.

Gördük ki bir ülkede ahlakın belli bir standardı var.

Yani bir kurum çok ahlaklı da öteki kurum çok ahlaksız diye bir şey yok.

Üç aşağı beş yukarı ahlak anlayışında düzey birbirini tutuyor.

Biri ötekinden çok yukarıda veya çok aşağıda değil.

Doktoru, mühendisi, bürokratı, politikacısı, işadamı neyse, yazarı, çizeri, sanatçısı da o...

Onun için artık medyaya yöneltilen eleştirileri, hatta suçlamaları duyunca eskisi gibi hop oturup hop kalkmıyoruz.

Hiç unutmam, yıllar önce gazeteci arkadaşlarla bir barda bir yandan kafayı çekiyor, bir yandan da mesleki sorunlarımızı tartışıyorduk.

Birden masanın üzerine madeni bir liralık düştü ve zıplayıp ayaklarımızın arasında kaybolup gitti.

Hepimiz şaşkına döndük. Şakınlığımızı arka masada oturan genç bir adamın söyledikleri daha da artırdı:

‘‘İki saattir ne kafa ütüleyip duruyorsunuz be... Yarın bu bir lirayla hepinizi satın alırım tamam mı? İşte o kadar.’’

Hepimiz öfkeyle adamın gırtlağını sıkmak için yerlerimizden fırladık.

* * *

Hemen garsonlar araya girdi ve tiyatrocu olduğunu öğrendiğimiz genci bardan kaçırdılar.

Yıllar sonra o genç, çok ünlü bir tiyatrocu oldu. Ama bu ünü taşıyamadı ve ziyan olup gitti.

Bu olayı hiç unutmam.

Ortalık yatıştıktan sonra içimizden biri demez mi:

‘‘Oğlanın söylediği de hiç yalan değil. Herif bir lirayı verdi mi hepimizi satın alır. Biz boşuna nefes tüketiyoruz. Hep kendi tutkularımızı dile getiriyoruz, okurun ne istediği umurumuzda değil.’’

Bu sözleri hepimiz onayladık.

Aslında saatlerden beri basının içinde bulunduğu çıkmazı kendimize göre yorumluyorduk.

Aklımızca çözümler üretiyorduk.

Ama acaba doğru, bizim önerdiklerimiz miydi?

Bütün bunları Kandemir Konduk'un yazdığı, Ahmet Gülhan'ın sahneye koyduğu ‘‘Medya Medya Nereye?’’ adlı kabareyi izlerken anımsadık.

Şunu kabul edelim ki, medyanın başı büyüktür ve her zaman tartışma konusu olur.

Onun için eleştirilere, suçlamalara kızmamak, onların içinden doğruları ayıklayıp bunlardan yararlanmak galiba en akıllıca yol.

Hop oturup hop kalkmak, celallenip naralar atmak durumu düzeltmeye yetmiyor çünkü...

* * *

Gelelim ‘‘Medya Medya Nereye’’ye...

Uzun zamandan beri hasret kaldığımız bir kabareye kavuşmamız açısından sevindirici bir olay.

Bu işin piri Rahmetli Haldun (Haldun Taner) Ağabey'di. Yazdığı oyunu her gece izler, güncel olayları metne eklerdi.

‘‘Kabare sürekli yaşamalı derdi.’’

Öğrendiğime göre Kandemir Konduk da aynı yöntemi uyguluyormuş. Ustanın izinden gitmek her zaman akıllıca bir iştir.

Bu oyundaki eleştiriler, suçlamalar bazı arkadaşlarımızı kızdırmış olabilir.

Eleştiri oklarının sadece onlara yöneltilmesini haksız bulabilirler.

Bir de bana göre oyunda verilen bazı mesajlar gereksiz.

Genelde oyun güzel. Olayın en önemli yanı da oyunda rol alan gençlerin başarıları. Onları yürekten kutluyorum.

Zaten duyduğuma göre oyun iyi gişe yapıyormuş. Kandemir Konduk büyük usta. Ayrıca zeki, cin gibi bir adam.

Çuvaldızı bize batırsa da onu içtenlikle kutlarım.

Yazarın Tüm Yazıları