Paylaş
BİZİM meslek sürprizlerle doludur. Zaman zaman hiç ummadığınız olaylarla karşılaşabilirsiniz.
Bazen mesleğin en yüksek noktasına kadar çıkmış insanların yanlış yaptığına tanık olursunuz.
Bazen de mesleğinin daha başındaki genç gazetecilerin inanılmayacak kadar sağduyulu davrandığına...
Bizim meslekte her yerde olduğu gibi çok büyük haksızlıklar da olur, kayırmalar, torpiller de...
Şans kimine güler, kiminin yanına bile uğramaz.
Çok yetenekliler de vardır, orta ve az yetenekliler de...
Babıáli'nin acımasızca işleyen çarkı gereğini yapar, kalan kalır, ötekiler kaybolup gider.
Bu genel değerlendirmeden sonra sözü Demirel ile Cüneyt Arcayürek arasındaki tartışmaya getirmek istiyorum.
Bildiğiniz gibi tartışma Arcayürek'in son kitabı ‘‘Etekli Demokrasi’’ üzerine çıktı.
Arcayürek'in, Demirel'le yazılmamak koşuluyla yaptığı konuşmaları yayımladığı iddia edildi.
* * *
Demirel'in konuyla ilgili açıklamalarından yazılanların yazılmamak koşuluyla söylendiği anlaşılıyor.
Peki bu kadar deneyimli, on binlerce makale, araştırma ve haber yazmış bir gazeteci meslek ilke ve kurallarına neden bağlı kalmadı acaba?
Öncelikle bir gerçeği vurgulayalım.
Cüneyt Arcayürek belki de Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi ve usta gazetecilerin başında gelir.
Meslek yaşamı gazetecilik deyimiyle ‘‘bomba’’larla doludur.
Yıllarca bıkmadan usanmadan haber peşinde koşan, emeğiyle kazandığının dışında boğazından bir kuruş geçmeyen dürüst bir gazetecidir.
Son kitabı dışında yazdıklarının tartışma konusu olduğunu da anımsamıyorum.
Bu kitapda yazılmamak koşuluyla yapılan konuşmaları yazması bir anlık gafletten ileri gelmiş olabilir.
İnsanların ne kadar usta olurlarsa olsunlar hata yapma hakları vardır.
* * *
Demirel'in sözlerinden anladığıma göre bu konuşmalar bir cumhurbaşkanı-gazeteci ilişkisi içinde yapılmamış.
Çünkü diyor ki Demirel: ‘‘Yazar gazeteci olarak değil, devlet memuru olarak karşımdaydı. Bunların nasıl değerlendirilmesi gereği basın erbabına düşer.’’
Bu konuşmaların yapıldığı dönemde Cüneyt Arcayürek, Cumhurbaşkanlığı başdanışmanıdır.
Yani Demirel Arcayürek'e bir gazeteci olarak değil, bir devlet memuru olarak konuşmuştur.
Konuyla ilgili olarak meslektaşlar arasında değişik görüşlerde olan arkadaşlarımız var.
Kimi, ‘‘Arcayürek Demirel'in sözlerini görevde bulunduğu sırada yazmadı. Görevi bittikten sonra yazdığı kitaba koydu. Bu nedenle meslek etiğini çiğnemedi.’’
Kimi de ‘‘O konuşmalar yazılmamak koşuluyla yapıldı. Yazılması meslek etiğine aykırıdır’’ diyor.
Ben de ikinci görüşte olanlar gibi düşünüyorum.
Cüneyt Arcayürek gibi bir ustanın bu konuşmaları kitabına koymaya hiç ihtiyacı yoktu.
Ama bizim meslekte bazen insanın basireti bağlanıyor.
* * *
Dün gazete dışındaydım. O nedenle haberi geç öğrendim. Bir ustayı daha yitirmenin acı şaşkınlığı ile bir süre öylece kalakaldım.
Son günlerde ölümün keskin tırpanı bizim dünyada savrulup duruyor.
Son kurban Nezih Demirkent usta.
Acımız büyük.
Ona Tanrı’dan rahmet diliyorum.
Paylaş