Tufan Türenç: Bayrama huzurla giremedik dilerim huzurla çıkarız

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

BİZ köşe yazarları, her bayram oturup üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri yazarız.

Toplumda kavgaların, küskünlüklerin sona ermesi, insanlarımızın birlik, beraberlik içinde olması dileğinde bulunuruz.

Çoğumuz özellikle tatile gidecekleri uyarır, ‘‘Aman araçlarınızı dikkatli sürün. Sakın sürat yapmayın. Trafik kurallarına uyun. Tatiliniz zehir olmasın’’ deriz.

Yetkililer de parlak demeçler verir, karayollarımızda her türlü önlemin alındığını söylerler.

Ama değişen bir şey olmaz.

Her bayram olduğu gibi yüzlerce insanımız kazalar sonunda can verir.

Aileler bölünür, çocuklar anasız babasız, anneler babalar evlatsız kalır.

Gepegenç insanları, yaşamlarının baharında toprağa veririz.

Sonuçta bayramlar hepimize zehir olur.

Şu gerçeği artık görelim...

Her geçen gün Türkiye'nin sorunları daha da büyüyor.

Bu nedenle de üzücü olaylar giderek çoğalıyor.

Artık bayramları sakin, huzurlu bir ortamda yaşama olanağını bulamıyoruz.

Belki de eski bayramları özlemle anmamızın bir nedeni de onların sakin ve huzurlu geçmesiydi.

Türkiye belki daha yoksul, olanakları daha sınırlı bir ülkeydi, ama bugünden çok daha az sorunluydu.

Doğrusu çocukluğumuzun bayramlarının tadı tuzu vardı.

* * *

Bir de işin bir başka yönüne değinmek istiyorum.

Biz gazeteciler 8 yıldır bayramları yaşayamaz olduk.

Sanırım 1992'ydi. Büyük bir sürprizle karşılaştık.

Sabah Gazetesi yönetimi, ‘‘Okurumuzu gazetesiz bırakmaya hakkımız yok’’ gerekçesiyle bayramda çıkacaklarını açıkladı.

Dediklerini de yaptılar ve yıllardan beri süren bir Babıáli geleneğini yıktılar.

Bu geleneğin bozulmaması için hepimiz seferber olduk, ama o zamanki Sabah yönetimini razı edemedik.

Sonuçta bütün gazeteler bayramda çıkmaya başladı.

Böylece Şeker Bayramı'nda 2, Kurban Bayramı'nda 3 günlük tatilimiz uçup gitti.

8 yıldır bayramları gazeteler çıkıyor. Belki siz gazetesiz kalmıyorsunuz ama biz hiç tatil yapmadan çalışmak zorunda kalıyoruz.

Durmadan çalışmanın fiziksel yorgunluğu hiç önemli değil.

Önemli olan, yılda 5 gün olsun stressiz yaşama hakkımızın elimizden alınması.

Gazetecilik gibi dünyanın en yıpratıcı mesleklerinden birinde sorumsuz bir 5 gün geçirebilmenin değerini sadece gazeteciler anlayabilir.

* * *

Türkiye büyüdü, gelişti ama huzuru daha zor sağlanabilen bir ülke haline geldi.

Bu ülkeyi yönetmek her geçen gün daha da zorlaşıyor.

Onun için hiç zaman geçirmeden ekonomik ve yapısal reformları gerçekleştirmek zorundayız.

Demokrasi ayıplarımızı bir an önce gidermeliyiz.

Geçtiğimiz günlerde yaşadığımız trajediler hálá belleklerimizde.

Bayramı, olayların yıprattığı paramparça ruh yapımızla karşılamak durumunda kaldık.

Önümüzde çok zor günler, aylar var.

İşimiz hiç de kolay değil.

Sevgili okuyucularım, dostlarım, huzurla karşılayamadığımız bu bayramı yine de tüm ailenizle birlikte mutluluk içinde geçirmenizi bütün kalbimle dilerim.

Bayramın ulusumuza da esenlikler getireceğine inanıyorum.

Yazarın Tüm Yazıları