Tufan Türenç: Amerika sevgisi ama bir o kadar da öfkesi

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

CLEVELAND

BENİM belki de yaşamak zorunda olduğum tek lüksüm, her yıl yaptığım Amerika turları.

Doktor Murat Tuzcu her yıl yaptırdığım sağlık denetimleri için Cleveland Clinic'e gelmemi istiyor.

‘‘Burada fotoğrafı daha iyi görebiliyorum. Onun için buraya gelmeni tercih ederim’’ diyor.

Bu nedenle her yıl bu lüksü yaşamak külfetine katlanıyorum.

Ne yapalım, sağlığımız için yılda birkaç ay Cleveland'a çalışıyoruz.

Bir başka açıdan da iyi oluyor. Dünyanın bu lokomotif ülkesindeki gelişmeleri de her yıl gözlemleme olanağı buluyorum.

Ben Amerika'yı severim. Nedenini biraz anlatmak istiyorum.

Amerika'da gerek insanların davranışlarındaki, gerek yaşamın akışındaki doğallık beni çok, ama çok etkiliyor.

İnsan bu ülkede kısa zamanda yabancı olduğunu unutuyor. Buranın bir parçası gibi hissediyorsunuz kendinizi.

Kimse kimsenin nereden geldiğine, kökeninin ne olduğuna bakmıyor.

Kimse kimsenin diliyle, diniyle, giyimi kuşamıyla, parası puluyla, yediği içtiğiyle, şekli şemaliyle hiç ilgilenmiyor.

Avrupa'da ise bunun tam tersidir. Eğer o ülkenin dilini kullanmıyorsanız hemen bütün gözler yabancı olduğunuz için sizi ikinci sınıf olarak görür.

Davranışlar ona göre şekillenir.

Amerika, Avrupa'nın bu ilkel alışkanlığını hiçbir zaman göstermez.

Çünkü orada herkes bir yerlerden gelmiştir. İnsanlar yabancının psikolojisini çok iyi bilirler. Bu ülkede yabancıya yabancılığını hissettirmeme duyarlılığı yaygındır.

* * *

Ama... Amerika'nın sevmediğim yanları da var.

Örneğin, bu ülkede ten rengi hálá bir sorun.

Belki de aşamadıkları tek sorun da bu.

Ne kadar çabalanırsa çabalansın, Amerika'da siyah derililer hálá ikinci sınıf insan.

Güney Amerikalılar, Ortadoğulular ve Uzakdoğulu çekik gözlüler ise zencilerle beyazlar arasında bir yerdeler. Birinci sınıfla ikinci sınıf arası bir şey.

Eğer beyazsanız, hele sarı saçlıysanız hiç sorun yok demektir.

Sonra... Amerika'ya kızmamın bir başka nedeni de Washington'un dünyanın kaymağını sıyırıp alması ve kendi insanına yedirmesi.

Amerika dünyanın en ucuz ülkesi. Çünkü dünyayı kendi çıkarlarına göre yöntmesini çok iyi beceriyor.

Gerekirse savaş bile çıkarıyor. Yeter ki Amerika'nın çıkarları bozulmasın.

Ben her Amerika'ya gidişimde buradaki insanlara sunulan yaşamı gördükçe kendi ülkemin insanları adına hep yüreğim sızlar.

Ama sonra düşünürüm ve suçun bizde olduğuna karar veririm.

Çünkü biz kalkınmamak, rahat bir yaşam sürmemek ve güçlü bir ülke haline gelmemek için elimizden geleni yapıyoruz.

Sabah akşam birbirimizin gözünü oymak için fırsat kolluyoruz.

İşte bu yüzden de Amerika uçuyor, biz kaplumbağa hızıyla ilerliyoruz.

Bu durumda bizim Amerika'yı yakalamamız sanırım binlerce yılı alır. Zaten bu hesaplara girmeye hiç gerek yok, çünkü insan rahatlıkla kafayı yiyebilir.

* * *

Evet bu koca Amerika'nın başı şu sıralarda ciddi olarak belada.

Bir seçim, dünyanın bu devini yerle bir etti.

İnanılmaz bir durum.

Florida'daki dalavereler yıllardan beri tıkır tıkır işleyen ve dünyada örnek alınan demokrasiyi zora soktu.

Bütün dünya o kusursuz Amerikan demokrasisiyle matrak geçiyor şimdi.

Küba lideri Castro, gözlemci heyeti göndermeyi teklif ederek Washington'dan acı bir intikam alıyor.

Amerika bu seçimin yarattığı depremi uzun süre atamaz.

Bakın ilk kurbanı da bizim meslek verdi. Florida seçimlerini yanlış yansıtan CNN, faturayı yine bir siyah deriliye çıkardı. (Bu bir rastlantıdır, buna inanıyorum.)

Ünlü meslektaşımız Bernard Shaw'ın görevine son verildi.

20 yıldır CNN'e emek veren Shaw, mesleği bıraktığını açıklarken gözyaşlarını tutamadı. Dramatik bir son.

Yadırgamadım. Bizim mesleğin yazgısıdır bu.

Belirttiğim gibi, bu seçim daha çok kurbanlar alır. Çünkü Amerika böyle bir fiyasko yaşamadı. Bakalım nasıl çıkacaklar işin içinden?

Ben çıkacaklarına inanıyorum. Çıkar çıkmaz da sistemin aksayan tarafını bulup düzeltecekler. Amerika'da bir daha böyle bir olay yaşanmaz.

Üç beş gün buralardayız. Gördüklerimizi, yaşadıklarımızı, öğrendiklerimizi size aktaracağız.

Yazarın Tüm Yazıları