Paylaş
SEATTLE
AMERİKA Birleşik Devletleri'nin kuzeybatı ucunda, Kanada sınırının hemen dibindeki bu güzel kente dört saati havaalanlarında beklemekle, 16 saati de durmaksızın uçarak geçen bir yolculuktan sonra geldik.
Seattle, Pasifik Okyanusu ile Washington Gölü arasında Tanrı'nın bir dantel işler gibi yarattığı kıyılarda kurulmuş.
Denizin uzun, ince kıvımlarla içerilere sokulmuş kolları yer yer Washington Gölü'yle kucaklaşacak kadar yakınlaşmış.
Neresi deniz, neresi göl anlayamadığınız, her tarafı yemyeşil ormanlarla kaplı olan bu nefis doğa parçasında birçok köşe İstanbul'u andırıyor.
Bugün Seattle adını dünyada ünlendiren iki dev kuruluşun merkezi bu kentte.
Biri Boeing, öteki Microsoft.
Seattle'da iki büyük fabrikası olan Boeing'de 60 bin kişi çalışıyor. Microsoft'ta ise 25 bin...
Bill Gates bu kentte doğduğu için şirketinin merkezini burada kurmuş. Gazetelere sık sık konu olan o muhteşem evi de burada.
Çevresiyle birlikte iki milyon insanın yaşadığı Seattle'ın Amerika'nın en güvenli kenti olduğu söyleniyor.
Terör yok, insanların gelir düzeyi yüksek olduğu için toplumsal olaylar da olmuyormuş.
Adi suçlar yüzdesi Amerika'nın diğer kentlerinin çok çok altındaymış.
Bu yüzden huzur arayan birçok aile bu kente yerleşiyormuş.
Boeing ve Microsoft'un rolünün dışında kentin son yıllarda gösterdiği büyük gelişmeye huzur ortamının da büyük katkısı olmuş.
* * *
150 yıl önce kurulan kentin çok ilginç bir öyküsü var.
1800'lü yıllarda İstanbul iklimini andıran ve çok verimli topraklara sahip olan bu eşsiz güzellikteki bölgede Kızılderililer yaşarmış.
Amerika'nın gerçek sahipleri bu doğa harikası bölgede huzur içindelermiş.
Kızılderililerin bu huzur dolu yaşamı, beyazların bölgeyi keşfettiği 1851 yılında bozulmuş.
O sırada bölgedeki Kızılderili kabilesinin lideri, beyazlarla yaptığı çetin pazarlıklardan sonra bu verimli toprakları onlara satmış.
Beyazlar da burada hemen bir kent kurmuşlar ve Kızılderili reisin adını vermişler.
İşte Seattle adı oradan geliyormuş.
Reis Seattle, bu güzel otlakları olan toprakları beyaz adamlara sattığı için kabilesi tarafından sonsuza dek lanetlenmiş.
Aradan geçen 150 yıl içinde Seattle bugünkü hale gelmiş.
* * *
Seattle, Amerika Birleşik Devletleri'nin en kuzey noktası ama uzun dağ silsilelerinin kuytusunda kaldığı için İstanbul gibi ılıman bir iklime sahip.
Örneğin, çevresindeki dağların zirvelerinde bu mevsimde bile kar olmasına rağmen Seattle'a kar hiç yağmazmış.
Ama yılın yarısı yağmurlu geçermiş.
Aynı zamanda bir balıkçı limanı olan Seattle, balıkçı lokantalarıyla da çok ünlü.
Ayrıca kahvesiyle de...
İlk makineli kahve burada satılmaya başlanmış. ‘‘Starbucks kafe’’ Seattle'la birlikte anılıyor.
Kentin hemen her caddesinde birkaç tane çok güzel ve ilginç kafe var. Onlar da balıkçı lokantaları kadar Amerika'da ün salmış.
Bir ilginç not daha...
Kentte üç üniversite ile dört yüksekokul var.
Seattle Üniversitesi'nin tıp fakültesi Amerika çapında ünlü. Genom projesine bu fakültenin önemli katkıları olmuş.
Seattle, kalp hastalarının güvenle yaşayabilecekleri bir kent.
Verilen bilgiye göre özellikle kalp hastalıkları konusunda ilkyardım eğitimini bilen insan sayısı bakımından yüzdesi en yüksek olan kent.
Kalp uzmanları, ‘‘Kalp hastaları bu kentte huzur içinde dolaşabilirler, çünkü sokaktaki insanların çoğu fenalık geçiren bir insana ilk müdahalenin nasıl yapılacağı konusunda eğitimliler’’ diyorlar.
Üç beş gün daha buralardayız.
‘‘Boeing uluslararası medya turu 2000’’ nedeniyle ticari ve dev yolcu uçakları fabrikalarından savaş jetleri fabrikalarına, füze rampalarından uzay merkezine kadar birçok ilginç yeri gezip göreceğiz.
Tutabildiğimiz ilginç notları, izlenimlerimi size aktarmaya çalışacağım.
Paylaş