Paylaş
BERLİN
DAHA havaalanında böyle bir süprizle karşılaşacağımı hiç tahmin etmezdim doğrusu.
Şaşırıp kaldım. Ama sevinmedim desem yalan olur.
Bizim Berlin'e indiğimiz gün yani mübarek cuma günü Federal İçişleri Bakanı ile eyalet içişleri bakanlarının çok önemli bir toplantı yapacaklarını öğrendim.
Toplantının konusu şu: Aşırı ırkçı yani faşist NPD'nin (Almanya Nasyonal Partisi) kapatılması kararının alınması.
Demokrasiye toz kondurmayan, demokrasi demokrasi diye her fırsatta Türkiye'nin başında boza pişiren bu ülke açısından ne kadar matrak bir durum değil mi?
Bu gezinin düzenlemesini yapan Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin hazırladığı aşırı yüklü program nedeniyle havaalanından ilk görüşmemizi yapmak üzere Federal İçişleri Bakanlığı'na gittik.
Bizi Müşteşar Cornelie Sonntag-Wolgast kabul edecek. Yani şu kapatma olayıyla ilgili sağlıklı bilgiler alabileceğimiz bakandan sonra en yetkili kişi. Müşteşar, 40-45 yaşlarında sarışın bir hanım.
Kendisine doğal olarak ilk yöneltilen soru NPD'nin kapatılması oldu.
Bayan Sonntag-Wolgast bizi şaşırtan, ama keyiflendiren açıklamalar yaptı.
* * *
‘‘Bu partinin kapatılması için elimizde çok önemli belgeler var. Bu konuda çok titiz davrandık. Hiçbir açık istemiyoruz.’’
Doğal olarak sorular arka arkaya patlıyor:
- Demokrasilerde parti kapatmak olmaz. Bunu yapmak için önemli gerekçeleriniz vardır herhalde.
Lütfen dikkat, bunu bir Alman bir Türk'e değil. Bir Türk, Alman bir yetkiliye söylüyor.
‘‘Elimizdeki belge ve kanıtlara göre bu partinin amacının sistemi değiştirmek olduğunu kesin olarak anladık. Buna izin veremeyiz. Üstelik bu parti kurulduğundan beri, yani 36 yıldır bu görüşlere sahip.’’
- Peki şimdiye kadar neden beklediniz?
‘‘Çünkü 4-5 yıldır eyleme dönük hareket etmeye başladılar. Dazlakları yanlarına çekip, onları militan olarak kullanıyorlar.’’
- Ya, demek öyle...
‘‘Evet... Bunlar yabancılara, yani insanlara saldırıyorlar, öldürüyorlar. Yani bardağı taşırdılar. Kesin olarak kapatılacaklar. Çünkü bunlar insan onurunun bir bütün olduğunu bilmiyorlar.’’
Vay canına; demek insanlara saldırıyorlar, hatta öldürüyorlar, sistemi değiştirmek istiyorlar ve onun için de kapatılmayı hak ediyorlar.
(Hemen aklımıza Sıvas olayları geliyor.)
‘‘Evet aynen öyle...’’
(Burada bir parantez açalım. Son zamanlarda bu partinin militanları Yahudiler'e saldırmışlar. Onun için burada bu partinin suyu ısınıverdi diye ciddi yorumlar var.)
* * *
Ey büyük Tanrım, sen nelere kadirsin.
Türkiye'ye ‘‘Parti kapatamazsınız, demokrasilerde parti kapatmak diye bir şey yoktur’’ diyenlerin söylediklerine ve de yaptıklarına bakın.
Bayan Sonntag-Wolgast hiç oralı değil, ‘‘Biz kapatırsak olur’’ diyor.
Ben anlayamadım, bu nasıl demokratlık böyle?
Bizim politikacılar ve diplomatların gözü aydın. Sanırım bunu bol bol kullanırlar.
- Peki demokrasiye zarar veren bu partiyi kapatmak için ne gibi işlemler yapılması gerekiyor?
‘‘Önce Federal İçişleri Bakanı ile 16 eyaletin içişleri bakanı toplanıyor. Nitekim bugün toplandılar. Onlar kapatma kararı alıyor. Onlardan sonra başbakanlar toplanıyor. Onlar da aynı kararı alıyor. Ardından bu kararlar hem federal, hem de eyalet meclisleri tarafından onaylanıyor.’’
Müşteşar bayanın verdiği bilgiye göre, işlem şöyle tamamlanacak:
‘‘Son olarak hükümet toplanıp, karar alacak. Ve bu partinin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvuracak.’’
Sonra... Sonra, NPD'nin, yani faşist partinin ruhuna Fatiha...
Şimdi acizane bir önerim var.
Söyleyin Erbakan'a, hiç buralara adamlar gönderip nefes tüketmesin.
Buralarda sistemi değiştirmek isteyen partileri gözlerinin yaşlarına bakmadan kapatıyorlar.
Demokrasi memokrasi falan da dinlemiyorlar, haberi olsun.
Paylaş