Hakan Ünsal

Final geleneği

13 Mayıs 2018
G.SARAY’a iç sahada da olsa sıkıntı verebilecek kadar iyi savunma yapabilen bir takımdı Malatyaspor. Erol hoca geldikten sonra takımda mini Başakşehir etkisi yaşanmış ve düşmenin önemli adaylarından biri iken başkalaşmıştı.

G.Saray için nasıl başlayacağı zaten en bilinen durumdu. Fakat Malatya karşısında seviye atladı takım. İlk dakikada Belhanda ile Malatya’yı ve planları, ilk çeyrek bitmeden Kral Gomis ile maçı bitirdi. Stres seviyesi zor maçlar geldikçe G.Saray farkını ortaya koyuyor. Bu tarz maçları oynama tecrübesi ve geleneği, futbolcular değişse de aynı kalıyor.

Final maçları deyince, teknik ekibin hayatının final maçllarıyla geçmiş olması bu seviyeyi anlatmak için yeterli olur.

NE GEREKİYORSA O...

- Maçın ikinci yarısı Galatasaray’ın belirlediği tempo ve düşündüğü şekilde geçti. Rakibi dahil etmeden, oyunundan taviz vermeden ve kazanmaya yetecek kadar oynayarak geçirdi 2. yarıyı. Gerekseydi gol atmakta sıkıntı çekmezdi. Belhanda kendisi için çok kolay final paslarını verebilse maç farklı olurdu. Rodrigues, asistleri ile gerekeni, Belhanda golü ile bekleneni, Gomis golü ile istenileni, savunma üzerine düşeni, Fernando-Donk ikilisi işlerini, Muslera da maçın keyfini yaptı. Haftaya son maç son final. İzmir, kutlamalar için güzel şehirdir. İzmir, Galatasaray’ı sever, Galatasaray da İzmir’i...

MAÇIN ADAMI: RODRIGUES

SON dönemde maçı izlemeden de ismini yazarsınız. Daha ilk çeyrek bitmeden 2 asist ile maçı bitiren adam oldu Garry Rodrigues.

 

Yazının Devamını Oku

Kazananlar kulübü

7 Mayıs 2018
KUPA maçında Akhisar’a karşı oynayan takım ile Beşiktaş derbisini kazanarak gelmiş takımın aynı olmayacağı, deplasmanda da olsa etkisinin daha fazla olacağı belli bir maçtı. İlk çeyrek ortada, pozisyonsuz ve kısır geçti.

İlk organize ve Galatasaray’ın DNA’sını ortaya çıkaran hücum girişimi gol oldu. Fakat gerçek olan bir şey vardı ki, yavaş ve beklenti altında geçen ilk çeyrekte bile sarı kırmızılı oyuncuların maçı kazanacağına dair vücut dilleri ve özgüvenleri yeterli mesajı veriyordu. Bu da derbi zaferi etkisiydi. Galatasaray’ın en zor dönemde, en önemli maçları rahat geçmesini sağlayan, 18 dakikada maçı koparan, 3 dakikada maçın adamı olan Rodrigues yine devreye girdi ve Galatasaray adına ilk yarının kolay geçmesini sağladı. Rodrigues’in bu sene verdiği katkının benzerini Feghouli ve Belhanda verseydi, Galatasaray ligi çok erken bitirirdi.

SİNAN-YASİN FARKIİlk yarıda bulunan çabuk gollerin rahatlığıyla ikinci yarıya başlayan Galatasaray defansı, arkasına yapılan koşuları ve atılan topları seyredince golü ve pozisyonları yedi. Yaşananlar neredeyse Alanya deplasmanının tekrarı gibiydi. 

Fatih hocanın değişiklikleri, etkisiz kalan oyuncuları almanın yanında takımın düşen temposuna da müdahaleydi. Sinan ve Yasin takımın savunmasına ve önde baskı yaparak rakibin rahat oyun kurmasına engel oldular. Gomis’in, kariyerinin en kötü maçını oynamış olması, Galatasaray adına maçın son bölümünün kabus gibi geçmesinin ana sebebiydi. Her şeye rağmen bütün sezon takımı domine eden adamın kötü oynama hakkı da var.

MAÇIN ADAMI: RODRIGUES-MUSLERA
YİNE, yeni, yeniden Rodrigues ve Muslera. En zor, en kritik haftalarda sadece maçları değil şampiyonluğu da kazandırdılar.

Yazının Devamını Oku

Meşaleleri yakın, 21 yakın!

30 Nisan 2018
VE geldik haftanın, ayın, yılın, sezonun maçına... Bir sezona bedel, bütün emeklerin karşılığının alınacağı, kazanıp kaybetmenin çok ama çok önemli sonuçlarının olacağı harika derbiye. Taraftarın tribünleri tamamen doldurmuş olması, stadın içindeki ambiyans ve hava, maçın önemine ekstra değer katan güzellikteydi.

Beşiktaş’ta maç kazandıran formda, kaliteli Quaresma, Talisca ve Babel üçlüsü öne çıkarken, Galatasaray’ın Rodrigues, Feghouli ve Belhanda’dan oluşan üçlüsü rakiplerinden biraz geri kalıyordu. İşte tam da burası derbiyi kazanmanın anahtarıydı. Feghouli, Rodrigues ve özellikle Belhanda iyi oynarsa maçı kazanmak Galatasaray adına daha kolay hâle gelirdi. Diğer bir açıdan, hangi üçlü pasif hâle gelirse o takımın kazanması zorlaşırdı. Mücadeleyi de, maçı da kazanan Galatasaraylı oyuncular oldu.

BEKLE, FIRSAT GELECEK

- Galatasaray için en önemli risk, verilen pozisyonlarda olduğu gibi bireysel hatalardı. Beşiktaş gibi özgüveni yüksek, formda bir takıma karşı çok az hata ile oynamak mecburiyetin vardır.

G.Saray, öne geçmiş olmanın verdiği rahatlıkla oynarken aynı zamanda sabırlı davrandı. Çünkü, Galatasaraylı oyuncular, önde geçilen dakikaların Beşiktaş’ın risk alması ile fırsatlar sunacağını biliyordu.

O fırsat önce Feghouli’nin ayağına geldi ama çok kolay harcandı. Ama fırsatın büyüğü kaçmamıştı. Penaltı ve kırmızı kartla gelen büyük fırsatı bu sefer Gomis harcadı. Ama gelen şansı geri çevirmeyecek biri vardı ve taraftarı rahatlatan, maça noktayı koyan kişi Rodrigues oldu. 

 İkinci yarı, müthiş temposu, pozisyonları, hataları, kartları, kaçırılan golleri ile tarihi derbiye yakışır oynandı. Beşiktaş’ın 10 kişi kalması ve sonrasında gelen Rodrigues’in golü kalan bölümde tempoyu düşürse de maçın genelindeki oyun, şampiyonluğa oynayan iki takıma yakışan bir mücadeleye sahne oldu.

MAÇIN ADAMI: RODRIGUES

- OYNADI, oynattı, golünü attı ve maçı bitirdi. Sezonun en kritik maçında en iyisini ortaya koydu Rodrigues. Galatasaray şampiyon olursa, Rodrigues’e özel bir teşekkür gerekir.

Yazının Devamını Oku

1 hata, 1 eksik 1 fazla...

22 Nisan 2018
G.SARAY’ın kredisinin kalmaması, Alanya’nın durumu, deplasmandaki kayıplar, Alanya hücumcularının ve özellikle Fernandes’in yaşatacağı sıkıntılar ve haftaya oynanacak şampiyonluk maçı öncesi kazanma mecburiyeti, maçı başka seviye taşıdı.

KEKLİK GİBİ...Alanya’nın hücum hattı ne kadar etkili ise defansı da o kadar sıkıntılı. Iışık görmüş keklik gibi dona kalan ve pozisyonları seyreden defansla ligin altında olması normal. G.Saray ilk yarıda bu zaaftan yararlandı ama rakibin en önemli ayağını da durduramadı.

2. yarı Rodrigues’in kaçırdığı net pozisyon maçın kırılma anı oldu. G.Saray öyle bir gol yedi ki, var olmayan pozisyonu geri pasla Mariano başlattı, Serdar ve Denayer seyretti, Muslera çıkmadı, Serdar penaltıyı yaptı. Alanyalılar ne yaptı derseniz? Sadece savunmanın kendi kendini imha etmesini değerlendirdiler!

Rakibin top kendisinde değilken bir şey yapmadan ve sadece bir kez topa dokunarak gol atabildiği bir defansa sahip G.Saray. Aynı zamanda ciddi maliyetle alınmış, koşan ama iş yapmayan, yetenekli ama faydasız, takımı eksik oynatan bir 10 numarası var.

MUHTEŞEM MUSLERA...Ve bu savunma hataları ile neredeyse her maç 1 eksik oynayarak, Muslera’nın acayip kurtarışları ve Gomis’in golleri ile zirvede kalan bir takım. Bu maçı Fatih Hoca’nın hamleleri ya da Sinan’ın golü değil, Muslera kazandırdı. Muslera demek, takım demek, şampiyonluk demek. Muslera demek, Galatasaray demek.

Ama unutmamak lazım ki, haftaya oynanacak maç hata kabul etmez, eksik kaldırmaz, ciddiyetsizliği affetmez, ikramı etmez, geri dönülmez bir maç. Kazan, şampiyon ol...

MAÇIN ADAMI: MUSLERASADECE pozisyonları değil, hatalı oynayan savunmayı da, Belhanda’yı da, takımı da herkesi kurtardı Muslera

Yazının Devamını Oku

İçeride deplasmanı yaşatmak

19 Nisan 2018
İLK maçın avantajı, kendi sahasında oynadığı maçların ezici üstünlüğü ile birleşince Galatasaray için finale çıkılmış bir karşılaşma olarak görüldü Akhisar maçı.

Bu şekilde görülmesi doğaldı ama taraftar açısından.

Oyuncular ciddiyeti bırakınca işler değişir.

Başakşehir’e karşı sezonun en ciddi ve disiplinli oyununu oynar ve hata yapamdan maç kazanırsın, Akhisar’a sezonun en ciddiyetsiz ve kötü oyununu oynar finali kaybedersin.

Maç, Okan Hocanın senaryosu ile başladı. İlk maçı kendi sahanda kaybetmişsin, çok zor bir deplasmanda oynayacaksın ve turu geçmek istiyorsun. Tek isteğin ilk dakikalarda gol atmak olurdu ve Akhisar bunu yaptı.

Yazının Devamını Oku

Taktik de var bam bam da!

16 Nisan 2018
G.SARAY için galibiyet dışındaki sonuçların şampiyonluğun unutulması anlamına geldiği çok kritik bir maçtı.

Beklendiği gibi iç saha maçlarındaki istekli ve baskılı oyunuyla başladı Galatasaray... 15 dakika süren ve yüksek tempo, fazlaca ikili mücadele, gerginlik, oyun disiplini ve Rodrigues barındıran bölüm sonrasında oyun dengelendi.

Rakibin önemli ayaklarına önlem alan ve etkilerini azaltan Galatasaray, kendi silahlarını devreye sokamadı.

1- Rodrigues haricinde Feghouli ve Belhanda devreye girebilseydi, pozisyon üretmek bu kadar zorlaşmazdı.

2- Orta sahada Fernando ya da Donk’tan biri sorumluluk alsaydı, takımı rakip alanda tutmak daha kolay olurdu.

3- Adebayor’un top alması engellenseydi rakip dinlenemez, takım fazla geri koşmaz ve daha çok baskı olurdu.

4- Pas hızı ve yön değiştirme daha çabuk olsa, rakibin dengesini bozup pozisyona girmek daha kolay olurdu.

BU OYUN REFERANS OLUR...Maçın genelinde, Galatasaraylı oyuncuların mücadelesi ve verilen taktiğe uymaları iyiydi. Fakat karşılarındaki rakip, tam da bu işi en iyi yapan takımların başında geliyordu. Dolayısı ile böyle bir rakibe karşı tavizsiz, sabırlı bir oyun disiplini ile en iyi bildiğini devamlı yapman lazım.

Galatasaray’ın kazanmasını sağlayan da bu oldu. Hem taktik disiplini hem oyun disiplini hem de kora kor savaş. İkili mücadelede ayakta kalan, baskıyı ve tempoyu yüksek tutan Galatasaray son dönemde maçın tamamında en istekli ve en agresif oyununu oynadı.

Yazının Devamını Oku

Deplasman demeyin

10 Nisan 2018
ÜMİT Hoca’nın Gençlerbirliği’ne ikinci dönüşünden sonra, takımın savunmadaki toparlanışı ve dirençli oyunu en dikkat çeken tarafıydı.

Gençler’in toparlanan savunması, Galatasaray’ın deplasman sıkıntısına eklenince maçın zor geçeceğini öngörmek zor değildi. Galatasaray, benzer sıkıntıları yaşayabileceği maçları ya erken golle ya da öne geçen taraf olarak çözdü.

ŞEHiR SAVUNMASI GiBi!

Ümit Hoca’nın Galatasaray’a karşı önce ve sadece savunmayı düşünmesi doğaldı. Çünkü, kafa kafaya oynamaya çalışsa biliyor ki daha yarım saatte biterdi iş. İlk yarıda ciddi ve sıkı savunma ile Galatasaray’ın önemli ayaklarını bir bir eritti orta saha potasında. Bunu da Galatasaray’ın bir deplasmanda oynadığı en baskılı ilk yarı oyununa rağmen başardı.

Kenarda Mariano ve Nagatomo’nun çıkışını engellerken, Feghouli ve Rodrigues’e de alan bıraktırmadı. Kenardan oynamak isteyen G.Saray’ı orta sahanın kalabalık ve boğucu ortamına çekerek tuzağa düşürdü. G.Saray maçın büyük bölümünde tek kale oynadı. İstatistiklere ciddi katkısı olacak kadar pas yaptı. G.Birliği zaten bunu kabul ederek başladı ve oynadı. Ama sadece pasla olmuyor. Adam geçmiyorsan, şut atmıyorsan, ceza alanına top indiremiyorsan antrenman maçına döner iş ve büyük yara alırsın.

BELHANDA?

Bu maçlar benim için yetenekli oyuncuların sınavıdır. Sorumluluk alma, kaliteni gösterme ve oynadığın bölgenin hakkını verme zamanıdır. Sneijder bu tarz rakiplere karşı çok maç oynadı ve farkını ortaya koydu. Belhanda, takımın zorlandığı bir maçta sıradan orta saha oyuncusu gibiydi. Ne etkili bir şut, ne ceza alanına yakın yerlerde adam eksiltme, ne de pozisyon hazırlayacak iyi paslar.

BASKI BÜYÜK ETKi KÜÇÜK

1- Kenardan etkili ve dengeli oyun kurmasına izin verilmedi.

Yazının Devamını Oku

Çok eskidendi...

2 Nisan 2018
RIZA Hoca’nın Antalyaspor’un ve Trabzonspor’un başında iken Galatasaray’a karşı istediği sonuçları almış olmasının 2 sebebi vardı.

İlki, rakibini iyi analiz etmesi ve tedbirleri alması. İkincisi, elbette Tudor gibi bir hocaya karşı oynuyor olmasıydı.

Bugün ise, 2 tane etken önemli değişimin sebebi oluyor. İlki, Fatih Hoca’nın geldikten sonra takımın oyun planını pozitif değiştirmesi, ikincisi ise takımın iç sahada çok çoşkulu ve istekli oyunu.

TARAFTAR DEVREDE...

Tabi burada en önemli itici güç taraftar. G.Saray taraftarı son yıllardaki en bilinçli, en etkili taraftar konumunda. Oyuna nasıl ve nerde dahil olacağını, rakibi nasıl etkileyeceğini bilerek, küfür etmeden ve şampiyonluğa inanarak çok ciddi destek veriyor. Kendi oyuncusuna pozitif destek verirken, rakibe tam bir deplasman yaşatan Galatasaray taraftarı işini tam olarak yapıyor.

Maçın ilk çeyreği tam bir Galatasaray iç saha klasiği olarak geçti. Oyuna ve topa hakim olma, rakibe çok etkili ve doğru baskı ile net pozisyonlar...

Maçın başında gelen gol, Rıza Hoca’nın planlarına darbe vururken, diğer taraftan Galatasaray’ın baskı hissetmesini engelledi. İlk yarıda kaptan Selçuk’un direkt, çabuk ve öne pasları oyunun hızını artırırken, Gomis’in gelen topları saklama ve servis becerisi ceza alanı etkinliğini artırdı. Rodrigues, Nagatomo ve Mariano kenar hücumlarını organize ederken, en kritik final paslarını atamayan Belhanda işin erken bitmesine engel oldu.

KISA DEVRE...

İkinci

Yazının Devamını Oku