Yunanistan'da İzmir ve Ege rüzgarı

Messinia’da yeni bir buluşma. Yeni bir zirve: Türkiye Ege Kıyıları ve Yunanistan Ege Adaları 8. Ekonomi Zirvesi.

Milletvekilleri, belediye başkanları, bürokratlar ve işadamları orada. İzmir Ticaret Odasının en büyük çıkartmalarından birisi tam 280 kişi.

Yunanistan’da geçen yıl yangınla sarsılan, bizimde yüreğimizi dağlayan Messinia bölgesinin Başkenti Kalamata’da İzmir ve Ege rüzgarı.

Sokaklarda gülümsemeyle karışık "merhaba"lı selamlaşmalar. Kafelerde Türkçe şarkılar. Türkiye ve Yunanistan’ın her anlamda işbirliğini geliştirmesi hedeflenen büyük zirvenin yapıldığı salonda "Güzel İzmir şarkıları". İTO’nun, Ali ve Aysun Kocatepe’nin anlamlı katkılarıyla... Bizler söylüyoruz, Yunanlı dostlar müziğe tempo tutuyor, mırıldanıyor: "Aman efendim / Kalbim Ege’de kaldı". Sezen Aksu’nun buğulu, tutkulu sesi.

Emel Sayın’la nostalji dünyasında yeni bir yolculuk: "Bir münasip zamanda / Mesela saat 10’da / Buluşalım Kordon’da / Der gibi geldi bana".

İzmir ağlıyor, Ah bir ateş ver, Şu İzmir’in dağlarında, İzmir’in kavakları, Efem, Güzel İzmir...

Ege, Suavi, Haluk Levent, Kubat, Gönül Yazar, Tolga Çandar...

Dedim ya; keyif rüzgarı... İzmir nostaljisi.

Sadece nostalji mi?

Türkiye ve Yunanistan’ın geldiği nokta sevindirici; 10 yıl önce 300 milyon dolar olan ticaret hacmi, şimdi 3 milyar dolar. Hedef, 5 milyar dolar ama Türk-Yunan ilişkilerinin gelişimine büyük katkı koyan İTO Başkanı Ekrem Demirtaş, "10 milyar dolar neden olmasın? Yeter ki buna inanalım, gönül verelim" diyor.

Aslında, en ucuz ve kolay yatırım; dostluğa yatırım.

Kısa sürede ekonomik alışverişi 10’a katlamışız.

8. ekonomik zirvede önemli mesajlar var:

"Ticaret hacmi geliştirilecek. / Turizm yaygınlaştırılacak. / Doğal afetlerle ortak mücadele yapılacak. / Büyük tehdit orman yangınları için ortak yangın havuzları oluşturulacak, yangın uçakları konusunda işbirliği yürütülecek. / Üniversitelerarası ilişki geliştirilecek. / Kültürel ve sosyal ilişkiler arttırılacak. / Ege birlikte yeşillenecek, çevre duyarlılığı yoğunlaştırılacak.".

Ve bazıları rahatsız olsa da, güzel bir kampanya: Ege’de savaş uçakları uçmasın.

İmzalar toplanıyor.

Beklenen; martıların barış çığlıkları, şarkıları...

Ve aynı toplantıda güzel bir öneri: Zeytin yolculuğu. Yunanistan, Türkiye ve İpekyolu ile Çin’e kadar motosikletlerle bir tanıtım atağı. Zeytinin, zeytinyağının öneminin ve değerinin anlatılması. Ve elbette sembolik anlamda zeytin dalı ile barış mesajı.

Bu tür toplantıların güzel tarafı, ekonomik yakınlaşmalarla beraber siyasi mesajlar da vermesi.

Siyasetçileri de şöyle bir "sallaması".

Dostluk, sevgi, barış ve işbirliği adımı.

1885 yılında İzmir Ticaret Odasını kuranlar arasında Yunanlı iş adamları da vardı: Kostas Efendi, Yodanau Efendi. Hacı Hafız Süleyman’la birlikte. Yıllar sonra Yunanlı işadamları yine İTO’ya katılıyor. Bu birliktelik gelecek için de umut. Yeni işbirlikleri için. Gençlere mesaj.

Türkiye’nin ticaret gelişiminde Yunanistan 4. sırada. Çin, İspanya ve Romanya’dan sonra.

Neden daha da gelişmesin?

Yeter ki lafları, hedefleri projelerle süsleyelim.

Örneğin; ticaretin önündeki engelleri kaldıralım. Vize gibi yapay formaliteleri azaltalım. Ya da... Pire-İzmir arasında niye feribotlar, gemiler işlemesin? İzmir’den Atina’ya niye direkt uçuşlar yapılmasın? Yunanistan’a gelen Japon turistler dost Türkiye’ye, İzmir’e, Ayvalık’a neden uğramasın?

Messinia bölgesi orman yangınlarında büyük acılar yaşadı. Can kayıpları, yeşil örtünün yitirilmesi, floranın bozulması.

Bu konuda da güzel bir adım atıldı dün: Ağaç dikimi. Yani yeşile katkı.

Bu ağaçlar büyüdükçe dostluklar, barış, sevgi ve dayanışma da yeşerecek. Serpilip büyüyecek.

İtal Tur’un güzel organizasyonunda, akşam yemeğinde Dikili’nin sevilen, duruşu dik, çalışkan ve yenilikçi Belediye Başkanı Osman Özgüven’le birlikteydik. Özgüven, "Türk-Yunan dostluğunun geldiği nokta ne güzel.

25 yıl önce bu hareketi başlattığımızda bizi vatan haini ilan ettiler. İyi ki dostluk adına hainlik yapmışız" dedi şakayla karışık.

Bunları söylerken gözleri dolu dolu oldu. O’nun mücadelesi devam ediyor. Sadece Dikili’ye değil, Ayvalık’a, Bergama’ya, Foça’ya, İzmir’e hayat akıtıyor. Ekonomik canlılık akıtıyor.

İyi ki böyle "vatan hainleri" vardı.

Kemal Anadol, Veli Aksoy, Sefa Taşkın, Bülent Baratalı.

O dönem kıyı Ege’de yer alan birçok Belediye Başkanı bu uğurda çok emek verdiler. Ne mutlu...

Sonraları Ekrem Demirtaş aldı bayrağı.

O ekonomiye farklı bir canlılık getirdi. 300 milyon dolardan 3 milyar dolara. Herkes bir şekilde bir yerlerde. Türkiye’de iyi şeylerde oluyor.
Yazarın Tüm Yazıları