Suçlu ayağa kalk...

İzmir'de yeni bir sancı. Önemli bir konu. Çünkü.. 7'den 70'e herkesi tehdit ediyor.

Tehlikeli atıklar. İzmir'de ayda 25 bin ton tehlikeli atık üretiliyor. Yıllık rakam 300 bin ton civarında.

Bu atıklar daha önce İzmit'te kurulu bulunan İZAYDAŞ fabrikasına gönderiliyordu. Ama artık bu yol kapandı. Çünkü İZAYDAŞ her atığı almıyor. Sözleşmeler yapıyor. İzmir de bu konuda hızlı davranmadı. İZAYDAŞ kapısı şu anda kapalı gibi görünüyor.

Zaten sıkıntı da bu ’’Tehlikeli atıklar ne olacak?’’.

Ya da bir süredir bu atıklar kentin orasına, burasına gömüldü mü? Denize mi akıtıldı? Nerede? Tüm zihinlerde bu soru?

Bir an önce yanıtının verilmesi gerekir.

Zaten ihmal var, gecikildi. Bari bu atıklar İzmirliyi, Egeliyi zehirlemesin. Zararın neresinden dönülse kárdır.

9 Eylül Üniversitesi Çevre Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aysen Müezzinoğlu, ciddi bir bilim insanı.

Ömrünü bu konulara adadı. Saygın, bilgili, ülkesini seven bir insan.

Aysen Hoca'nın uyarıları ile bu ciddi sancı gözler önüne serildi. Yoksa kulaklar sağırdı, gözler kör! Maalesef.

Depolama ile ilgili öncelikle Büyükşehir Belediyesi'nin üniversitelerden bilim adamların da bulunduğu bir ekip oluşturması gerekliliğinin altını çizen Aysen Hoca, ’’Oluşturulacak ekip, atıkları tespit edip, niteliğine göre en uygun imha yolunu seçmeli’’ diyor.

Bir süredir tehlikeli atıkların nereye atıldığı, ne yapıldığı belli değil. Sorun bu.

Kurumlar birbirini suçluyor. Çevre İl Müdürü Osman Tatar, ’’İzmir'e atık imha tesisi kazandırılmalı. Belediye acilen harekete geçmeli’’ diyor.

Ciddi suçlamaları var: ’’AB heyeti ile 14 il belediyesinin katıldığı bu konuda bir toplantı yapıldı. İzmir Büyükşehir belediyesinden tek bir yetkili bile katılmadı’’.

Bunlar ciddi iddialar.

Çatışma.. Kavga.. Yumurta kapıya dayanınca suçlama..

Güzel de.. Aklınız neredeydi? Bu kopukluk niye? Bu dağınıklık.

Sancı büyük. Suçlamalar ve savunmalar var. Sorun ortada.

Çözüm yok. İzmir bu kadar sahipsiz mi? Bu konunun bir an önce çözümü gerekli. Yani.. Bir an önce bu atıklar için yer tespiti ve tesis kurulması. Hem de gelecek kuşaklar için risk oluşturmayacak bir tesis.

Bugüne kadar ihmali olanlar mı? İzmirli, Egeli onları da bilmek istiyor. Ne oldu? Neden bu konuda duyarlı davranılmadı?

Kimler özensiz? Kimler dikkatsiz?

Karşılıklı suçlamalarla bu işten kaçılmaz. Suçlu ya da suçlular ayağa kalkmalı!

Görmek ve bilmek istiyoruz.

ANLAMLI DUYARLILIK...

Bir büyük devlet adamını, Türkiye için bilge isimlerden birini daha sonsuz yolculuğa uğurladık.

Türkiye'nin dört bir yanından insanlar Ecevit'e sevgi için Ankara'ya koştular.

Karaoğlan gibi girmişti yüreklerimize, yine Karaoğlan gibi sabitlendi.

O'na yakışanı da buydu.

Siyasetin cilveleri, eğriler, doğrular, günahlar, sevaplar.. Bunlar boş.

Ülkesini sevdi, milletine hizmet etti.

Milleti de O'nu son yolculuğunda yalnız bırakmadı.

Güzel olan bir ayrıntı daha vardı: Atatürk ve İnönü'den sonra 3. Genel Başkanı olduğu CHP de O'nu yalnız bırakmamıştı.

CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın CHP'lilere çağrısı anlamlıdır:

’’Şaibesiz ve lekesiz bir şöhretle aramızdan ayrılan üçüncü Genel Başkanımızı yurdumuzdaki CHP'lilerin geniş, yoğun katılımıyla son yolculuğuna uğurlamak istiyoruz’’.

Öyle de oldu. CHP'liler de yoğun katılımla Kocatepe'deydi.

Ve elbette Deniz Baykal'ın içten katkısı, demeçleri.. Örgüte verdiği sıcak mesajlar.

Bunlar Türkiye adına da güzel tablolar.
Yazarın Tüm Yazıları