SOSYAL Güvenlik sistemindeki iyileştirmelere hep ihtiyaç var.
Evet; mevcutla yetinme değil, hep geliştirme.
Çünkü... Toplum gelişiyor, değişiyor ve yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor.
Mevcutla yetinilmesi halinde ise ’çökecek’ bir yapıda sosyal güvenlik.
Ben Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı üstlendiğim 56. Cumhuriyet Hükümeti döneminde de böyleydi, şimdi de böyle...
Hep yenilik, hep atılım.
O yüzden görev sürem sınırlı olsa da ilk ciddi reforma imza attım.
Gerçek buydu, toplumun beklentisi de...
Bu anlamda genel tavrım; sosyal güvenlik sistemindeki çağdaş, katılımcı ve yenilikçi tüm arayışları destekleme yönündedir.
Ama... ’Ben yaptım, oldu’larla bir yere varılamayacağı da ortada.
Bir reform çalışması daha noktalandı.
Artıları ve eksileri ile.
Dedim ya; amaç hep daha iyiye ulaşmak.
Toplumun mutlu bir geleceğe koşması için.
Sosyal devletin tüm kurul ve kuralları ile daha iyi yerleşmesi için.
Bizdeki tablo yıllardır net: Her 2 çalışan bir emekliyi finanse ediyor.
Oysa... Çağdaş ülkelerdeki rakamlar iki katı. Yani... Her dört çalışan bir emekliyi finanse ediyor.
Uzun vadede varacağımız nokta bu.
Geçenlerde İzmir Ticaret Odası’nda Sosyal Güvenlik Reformu ile ilgili bir toplantı gerçekleşti.
Güzel tarafı; birinci ağızdan bilgilenme şansı.
Bilinmeyenleri öğrenmek, eksiklerin tamamlanması yolunda önerilerde bulunmak, kafaları karıştıran soruları net bir şekilde irdelemek.
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Fatih Acar, konuyla ilgili sağlıklı değerlendirmelerde bulundu.
Yenilikleri anlattı.
Bu; ’uzun ince bir yol’...
Hep gidilecek, hatta hep koşulacak.
Sosyal devletten vazgeçemeyeceğimize göre...
Başka yol yok...
Sosyal Güvenlik Reformu’nun anlatılması önemli.
Toplumsal destek için.
SGK Başkanı’nın bu toplantıları mümkünse Türkiye’nin birçok ilinde tekrarlaması da çok yararlı olur.
Benim hatırlatmak istediğim; prim borcu olanlar için kritik bir süreç, daha doğrusu, son günler.
Prim borcu olanlar 28 Temmuz’a kadar başvuruda bulunurlarsa, yeni yapılandırmadan yararlanabilecekler.
Sonra... Sonrası yok...
Yeni düzenlemeden yararlanacaklar, borçları peşin ödedikleri takdirde cezanın yüzde 85’i kalkacak, ayrıca gecikme zammı ödemeyecek.
Borçlular için taksitlendirme olanağı da var.
Bence... Bu fırsattan yararlanmalı.
SGK rakamlarına göre, 1 milyon 118 bin dolayındaki aktif işyerinden 615 bininin kuruma borcu var.
3 milyon 368 bin Bağ-Kur’ludan da 2 milyon 140 bin kadarı SGK’ya borçlu.
Kurumun alacağı 24 milyar dolar, gecikme cezası ve zam tutarı ise 10 milyar doların üzerinde.
Az buz rakamlar değil bunlar.
Hem devlet kazanacak, kaynak yaratılacak, Sosyal Güvenlik sistemi bir ölçüde rahatlayacak, hem de yurttaşlar ’iyi vatandaş, iyi insan’ olma özlemini yerine getirecek...
Bir de... Yasal takibattan, yüksek ödemeden kurtulmuş olacak.