Geçen yıl ekim ayında Kosova’daydım.17 Kasım seçimleri öncesinde.
Sıcak beraberlikler yaşadık Priştine’de diğer kentlerde.
Ve Hürriyet EGE kanalı ile bağımsızlığı o günden duyurmuştuk:
"Şubat’ta bağımsızlık tamam"
Hem de Devlet Başkanı Fatmir Seydiu’nun ağzından.
Tarih 10 Şubat olarak hesaplanıyordu.
17 Şubat oldu.
Seçimlerden sonra oluşan tablo Kosova’nın bağımsızlığı ve statüsünün belirlenmesi anlamında da önemli bir aşamaydı.
Kolay değil; dünyanın gözü Kosova’daydı.
Bir sürü provokasyon, bir sürü tehdit.
Vazgeçirme çabaları.
Hatta... Türkiye, KKTC bağlamında söylemler.
Ama... Ben o zaman da yazmıştım, sonra ki ziyaretlerimde de halkın yüreğindeki arzuyu net gözlemledim; ok yaydan çıkmıştı bir kere.
Varsa yoksa bağımsızlık.
Ve öyle de oldu.
Kosova; Balkanlar’da stratejik olarak önemli bir konumda. Birçok ülke için geçiş merkezi.
Elbette kullanacak bu avantajını.
Bağımsızlık her şey.
Yeni bir heyecan, yeniden yapılanma... Acıların biraz hafiflemesi, çekilen çilelerin, yapılan mücadelenin mutlu sona ulaşması...
Uzun yıllardan beri hazırlıkları sürüyordu 17 Şubat’ın. Bağımsızlığın.
Altyapı hazırlandı. Herkes katkı koymaya çalıştı.
Kosova Devlet Başkanı Fatmir Seydiu, ülke için temel bir yapı taşı...
Güven sembolü. Büyük acılar çekmiş, yaşamış, tanık olmuş...
Ne demişti 4 ay önce bize:
"Türkiye’ye teşekkür ediyoruz. Bize her zaman destek oldu. Seçimden sonra yeni adımları atacağız. Artık bağımsızlık zamanı. Türkiye’den bu konuda tam destek bekliyoruz. Önemli kültürel bağlarımız var. Onca anı, paylaşım. Bizim topraklardan yetişme 35’ten fazla devlet adamı, sadrazam görev aldı Osmanlı’da. Şimdi çok önemli görevlerde başka isimler var. Bu ne güzel bir duygu. İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif gönüllerde. Yeni dönemde Türkler, Boşnaklar, Arnavutlar, Çingeneler, hepimiz bağımsızlık için kenetlendik. Başaracağız. Başarmak zorundayız. Artık bir yolun sonuna geldik. Bu yolun sonunda güzel günler var. Bağımsız Kosova Devleti sadece Balkanlar için değil, dünya için de önemli bir istikrar güvencesi olacaktır."
Ve o sözlerden birkaç ay sonra "bağımsızlık".
Coşkulu kutlamalar. Sadece Kosova’da mı?
Dün İzmir’de de bağımsızlık sevinci yaşandı.
Mutluluk, sevinç.
Kosova kökenli yurttaşlar büyük coşku yaşadı.
Herkes birbirine sarıldı, bağımsızlık şarkıları söylendi.
Balkan Federasyonu Başkanı Vahap Savaşan, "Mutluluğumuz sonsuz. Bağımsızlık ne güzel bir duygu. Tarifi zor. Artık sıkıntılar bitti" diyordu gözleri dolu dolu.
Gerçekten de bitti mi her şey?
Değil, elbette.
Ama... Bağımsızlık... Her şeye değer.
Bundan sonra ki zorluklar, birlik beraberlik ve dayanışma ile çözülecek.
Herkesin dilinde bu var, yüreğinde de...
Bağımsızlıktan söz edildikçe herkes heyecanlanıyor.
Gözler ışıl ışıl oluyor. Mutluluk tarifsiz.
Ve Türkiye’nin ilk tanıyan ülkeler arasında yer alması.
O zaman Seydiu’nun beklediği buydu.
Gecikmeden oldu.
Yani... Bağımsız, özgür, güçlü bir Kosova...
Neden olmasın?
Onca acıyı, sancıyı yaşayan bu toplum daha iyi için zoru başaramaz mı?
Başarır. Bu inanç tam.
Kosova’daki hava da öyle, Türkiye’deki hava da...
Bu sevinç biraz daha sürecek.
Tabii bazı tartışmalar da.
Hatta savaş çığırtkanlıkları da.
Ama... Sonuçta Kosova için her şey daha güzel olacak.
O toprakların sıkıntılarını yaşamış, o insanlarla acıyı, derdi ve sevinci paylaşmış, zor günlerinde, savaş rüzgarlarının estiği günlerde soğukta, yağmurda, çadırlarda onlarla birlikte olmuş, bir somunu bölüşmüş bir kişi olarak söylüyorum bunu.
Ben buna inanıyorum.
Evet, her şey daha güzel olacak.
Ve bir de görev. Türk işadamlarına. Yatırımcılara.
Tarihi bir miras... Paylaşımlar...
Artık Türk işadamlarının ve yatırımcılarının Kosova’ya daha çok ilgi göstermesi gerek.
El uzatması. Dostluğunu somut olarak göstermesi.
Kökleri buralara dayanan yüzlerce başarılı işadamımız var.
Neden bir araya gelip Kosova’nın geleceğine damga vurmasınlar? Destek olmasınlar? Bunun onurunu yaşamasınlar?
İnşaat, taahhüt, turizm, madencilik, nakliye, otelcilik, sağlık, kargo, tekstil. Her türlü ticaret... İnşaat malzemeleri, gıda, sağlık araç - gereçleri...