LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Belkİ "Uzaklar", ama... O kadar "yakınlar ki" aslında... Oraları bizim eller.
Bizim canımız, kanımız topraklar.
Öyle bağlar var ki... Öyle ortak değerler...
Dışişleri Bakanı Ali Babacan Kosova’ya gitti...
Birkaç ay önce de ben gitmiştim.
Devlet Başkanı Fatmir Seydiu bize "bağımsızlık mücadelesi"ni anlatmıştı.
Bu kez Türk devletinin tepesinden Kosova’ya "bağımsızlık" desteği verildi...
Bunlar anlamlı çabalar.
Bu destekler çok önemli.
Ama... Benim bugün anlatacağım bir başka mücadele...
Bir başka güzellik.
Kosova’nın dünya cenneti köşelerinden Prizren’de bir Türk Tiyatrosu olduğunu kaçımız biliyoruz?
Hem de 70 yaşında. Dile kolay; yarım asırdan fazla. Üstelik son 30 yılı verimli, aktif.
Bu 70 yıl boyunca kültür, sanat...
Turgut Özakman’dan "Ak masal, kara masal", "Ah Şu Gençler", Orhan Asena’dan "Dede Torun", Haldun Taner’den "Gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım", Aziz Nesin’den "Toros Canavarı"...
Daha niceleri...
Türklük, Atatürk...
Şarkı, türkü, şiir, resim, tiyatro...
Bizden ne varsa o.
Bize ait ne biliniyorsa...
Ve o duygularla bütünleşen sevgi, saygı, paylaşım, dayanışma...
Ve kardeşlik. Ve barış...
Evet, Prizren Türk Tiyatrosu 70 yaşında.
Başkanı Hayrullah Skurtak, bir büyük değer.
"Amacımız, kültürü yaşatmak" diyor.
Sevgi ekiyorlar, dostluk biçiyorlar.
Türk kültürünü yaşatmak adına geçen ömürler.
Orada yetişen nice değerler.
Oradan tüm dünyaya haykırılan "Türklük mesajları"...
Atatürk sevgisi...
Kim bilir kaç kez dinledim Kosova’da bestelenen Atatürk marşını...
Şu dizeler hatırımda:
"Ayyıldızlı bayrağı / yükseklerde hep tuttun / Yurtta sulh, cihanda sulh / bundan büyük söz olur mu / izindeyiz Atatürk".
Melodisi de o kadar güzel ki...
Hele, onların kendilerine özgü şive ile söyleyişleri...
Kosova’da Türk varlığı için mücadele eden ünlü sanatçı, büyük kültür adamı Aluş Nuş’un bir bestesi bu.
Daha niceleri var. Prizren’de 70. yaşını kutlayan Türk Tiyatrosu Balkan Birliği, Türk varlığı ve Rumeli kültürü için bir şans.
Bir anıt merkez.
Zor koşullarda öyle güzel şeyler yapıyorlar ki.. . Konserler, Türk bestecileri için özel günler, oyunlar, gösteriler...
Sadece Türklerin ilgi odağı mı?
Değil; herkesin. Çünkü; kültür herkesin.
Bir paylaşım. Bir buluşma. Sevgi birlikteliği.
Prizren’de, Kosova’da 50 yıldır yapılan bu.
Tüm çabaları Türkçe’nin, Türk müziğinin, kültürümüzün, Balkan dostluğunun, Atatürk sevgisinin gelecek kuşaklara aktarılması.
Zor koşullar içinde kayıtlar yapıyorlar, kasetler hazırlıyorlar, turneler gerçekleştiriyorlar, konserler düzenliyorlar, oyunlar sahneliyorlar.
Ayakta kalmaya çabalıyorlar.
Bizim için. Bizim adımıza.. .
Bir kültürü yaşatıyorlar. Büyük bir özveri ile.
Acaba bu yürekli insanlara bir şeyler katamaz mıyız bizde?
Bir şeyler yapamaz mıyız?
Onlara manevi destek.
Örneğin; kayıt yaptıkları stüdyolarını geliştiremez miyiz? Daha çağdaş bir hale getiremez miyiz?
Oradaki kayıtları Türkiye’de dağıtamaz mıyız? Evlerde dinlenmesini sağlayamaz mıyız? Onlara böylelikle manevi bir güç katamaz mıyız?
O insanları Türkiye’ye sık sık davet edip, o kültür kaynaşmasına tanık olamaz mıyız?
Bilmem... Yapılacak o kadar çok şey var ki...
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları