Kore'den öğreneceğimiz çok şey var

YEOSU kazandı da, kimler izledi?

Zaman zaman organizasyonda hatalar oluyor. Örneğin; 2012 aday ülkelerinin sunumu önemliydi, ama bizim EXPO komitemiz izleyemedi.

Neden mi?

Aynı saatte büyükelçilikte bir yemek konulmuş.

Cumhurbaşkanı Gül’ün de katılacağı.

Herkes oraya koştu.

Bu gelişmeden elbette Gül’ün haberi olamaz.

Ama... Birileri de "Efendim sunumlar önemli. İzlememiz gerekir. Kokteyli öteleyelim, ya da yarın sabaha bırakalım" diyemez miydi?

Baktım; kazanan Kore’nin sunumunu 4 - 5 kişi izledi.

Gördüklerim; İTO Başkanı Ekrem Demirtaş, EBSO Başkanı Tamer Taşkın, İTO Meclis Üyesi Necmi Çalışkan, EXPO Genel Sekreteri Tunç Soyer, Dışişlerinden Avni Bıçaklı ve Büyükelçi Necil Nedimoğlu.

O yurtdışı olunca koşanlar, mangalda kül bırakmayanlar nerede peki?

Bu yanlışları aşmak lazım artık.

EXPO için kenetlenmek.

Biliyorum ki; bu gelişmeye Cumhurbaşkanı Gül de çok üzülecek.

Prodİ; Zorlu bİr mücadele...

İtalya Başbakanı Romano Prodi de önemli sunum için Paris’teydi.

İtalyan Başbakanı ile sohbet olanağı buldum.

Prodi’ye "Ne olacak bu işin sonu?" diye sordum.

Son derece sıcak şunları dile getirdi:

"Büyük bir mücadele bu. Hatta bir savaş. EXPO’yu almak için. EXPO iki ülke için de çok önemli. İzmir ve Milano için. İkisi de dünya güzeli kentler. Sonuçta iki kentte, iki ülkede bunu hak ediyor. Ama biri kazanacak. Son güne kadar aramızdaki yarış sürecek. Türkiye ile tarihi bağlarımız var. Dostluğumuz var. EXPO Milano’da olursa bir dünya platformu oluşacak"

Ben O’na başarı diledim, O da İzmir adına bana.

Dedim ya; Paris sunumu İzmir adına iyi geçti.

Artılar daha fazlaydı.

Amaç; son sunumda mükemmeli yakalamak.

O güne kadar da lobiyi etkin kılmak.

Unutmayalım ki; 2008 Martında sadece 30 dakikamız var.

30 dakikada son bir İzmir resitali.

Ve kulis yapacak, İzmir’i ve Türkiye’yi anlatacak şöyle böyle 100 gün.

O zaman...

Top bİzde

Artık top İzmirlilerde.

Yani bu büyük mücadeleden zaferle ayrılmak için daha çok çalışma zamanı.

Elbette yine devletin, hükümetin desteği ile.

Ama EXPO komitesi de sivil toplum örgütleri de daha yoğun bir çalışma temposu içine girmek zorunda. Daha çok ülke gezilecek, daha etkin lobi çalışması yapılacak.

Bu konuda avantajlarımızdan biri de, Türkiye’nin temasının iyi olması. Yani yaşamın gerçeği. Bir de ilk kez bir Müslüman, laik ülkenin bunu gerçekleştirecek olması tezi. Fas’la direkten dönüldü, Türkiye olmalı!

Yani Fas’tan sonra Türkiye’nin de kaybetmesi halinde EXPO’ya bir gölge düşeceği iması belki de...

Diplomatik, ekonomik, sosyal, kültürel anlamda bütün kozları oynamak zorundayız. Dedim ya; top hepimizde. Tabii bu arada, EXPO 2012’nin galibi Kore’nin de deneyimlerinden yararlanmalıyız. Kore ve Yeosu’nun BIE’ye yeni üye olan ülkelerden ciddi bir destek aldığı ortada. Bu destek neden Türkiye’ye de yansımasın?

Bunun için zaten çok dostane ilişkilerimiz bulunan Kore’den alacağımız büyük katkılar var. Öğreneceğimiz bazı şeyler de...

Ulu Önder Atatürk’ün bir değerlendirmesi ne güzeldir: "Hiçbir mazaret başarının yerini tutamaz". Artık mazeret üretme değil, çok çalışma ve başarıya ulaşma zamanı. Bu güç bizde var yeterki isteyelim...

Hürriyet Gazetesi Ege Temsilcisi Hakan Tartan, İtalya Başbakanı Romano Pirodi’yle Kongre Sarayı’nda sıcak bir sohbet etti.
Yazarın Tüm Yazıları