Bir süre önce dile getirmiştim.Bazı somut şeyleri ortaya koymak ve çözüm beklemek hakkımız.
Sevmediğim; sadece "cek-cak" yapanlar...
Akıl verenler, büyük büyük konuşanlar...
Ama... Hiç bir şey yapmayanlar...
Sadece eleştirenler...
Oysa ihtiyacımız; çözüm.
Sorunların çözülmesi.
Türkiye aydınlık bir geleceğe ancak böyle koşabilir.
Geçenlerde "Sosyal Güvenlik açıkları çözülür mü?" başlıklı bir yazı yazdım.
Öneriler dile getirdim.
Geçmişte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapmış bir kişi olarak deneyimlerimi aktardım.
Ankara’da bir toplantıda bu görüşlerimi, şimdiki Bakan Faruk Çelik’e de ilettim.
Önerilerimi yetkililere duyurdum.
Ne oldu?
Olumlu sonuç verdi.
Yani... Salt eleştirmek değil, çözüme katkı koymak.
Bunun mutluluğunu yaşıyorum.
Ne demiştim:
"Sigortasız işçilerden/çalıştırılanlardan Kurumun haberdar olmasının mekanizmasını kurmayı tasarladığımız önerimizde, teftiş ve denetim faaliyetlerinden bağımsız bir biçimde, devlette belge kaybolmaz prensibine uygun olarak başka bir kamu kuruluşundaki/resmi kuruluştaki sigortalı tesciline uygun bilgi ve belgelerin belirli periyotlarla Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) gönderilmesi sağlanabilir..."
Ne oldu?
Önerim karşılığını buldu.
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5763 sayılı Kanun ile 1774 sayılı Kanuna ek 2. madde eklendi. Maddede aynen şöyle denildi:
"EK MADDE 2 - Bu Kanunun 4’üncü ve 6’ncı maddeleri gereğince verilen sürekli veya geçici olarak çalışanlara ait kimlik bilgileri, genel kolluk kuvvetlerince ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı il müdürlükleri veya merkez müdürlüklerine bildirilir."
Öneri yasallaştı.
Geriye ne kaldı?
Uygulayıcıların bu konuya gereken önemi vermesi.
Üzerinde durması.
Bu yolla birçok kayıtsız çalışan kayıt altına alınacak.