Hasan Aziz İsmail’e İzmir’e, Ege’ye son mesajını soruyorum.Bakın neler dökülüyor dudaklarından: "Buradan gidenler Kırcaali’yi unutmasın. Duygularını hep canlı tutsunlar.
Buralara gelsinler, doğdukları, ya da anne-babalarının, dedelerinin, akrabalarının doğdukları toprakları görsünler. Burası yabancı değil ki Onlara. Burası dost toprak. Dünya hem büyük, hem çok küçük. Bir aradayız. Ama bizim burada yaşayan insanlara da ihtiyacımız var. Kırcaali’de her haneden en az bir kişi Türkiye’de. Nesiller geçse de bağlarımız hep güçlü olmalı, var olmalı, canlı olmalı".
Yüreği ferahlatan bir aydınlık; güneş. Kırcaali güneşi.
Gözlerimizde ne çok şey, ne güzellikler!
Sevgi, saygı, tarih, kültür, gelecek.
Dayanışma, paylaşım.
Fonda bir hasret şarkısı:
"Kırcaali ile Arda arası/Saat sekiz sırası/Civanda boylu Yusuf’umu/Arda aldı yok bunun çaresi/Aman bre Deryalar/Kanlıca Deryalar/..."..
Ev ve arsa fiyatları uygun
Aslında çok iyi biliyoruz, çok seviyoruz da, "bazen gözden ırak mı" koyuyoruz ne?
Yurt dışında birçok ülkeyi ziyaret ediyoruz da, bizden izlerin, anıların olduğu bu topraklara yeterince koşmuyor muyuz ne? Oysa o kadar güzel ki. Doğası, tarihi, insanı.
Sonra bu topraklarda kökleri olanlar?
Ev ve arsa fiyatları o kadar uygun ki.
Hem kent yaşamı, hem huzur.
Hem her şey var, hem yorucu değil.
8-10 milyar liraya arsa almak, 30-40 milyar liraya ev sahibi olmak mümkün.
Denemeye, görmeye değmez mi?
Kırcaali ismi?
Kırcı Ali Anadolu’dan gelme bir asker. Rodop akınları sırasında başarı göstermiş. Bu yörede dostluklar edinmiş. Sadece iyi bir asker değil, iyi bir hatip, iyi bir insan. Herkesin derdine koşan bir dost. Savaş sonrası da bu topraklarda kalmış. Yöre halkı, askerleri ve çevresi tarafından çok sevilmiş. Öldüğünde gerisinde birçok seven bırakmış. Sevenleri de bu yöreye O’nun adını vermiş: Kırcı Ali, zamanla Kırcaali olmuş. Alevi-Bektaşi kökenli bir kişi olduğu sanılmakta.