Tasarruf ve müsrif

"MÜHİMMATTAN değil, asker hayatından tasarruf edin!"

1916 Verdun Muharebesi’nin tam ana baba günlerinde yapılan ve en yüksek ordu ricálini hedef alan bu uluorta çağrı, Fransız politikacı George Clemenceau’ya aittir.

"Kaplan" lákaplı radikal devlet adamı "Zincirlenmiş İnsan" gazetesinin manşetinde yayınladığı makalede, bütün oklarını Başkomutan Joseph Joffre’ye yöneltir.

Zira, 1914’deki Alman saldırısını tesadüfen durdurabildiği için "Marne kahramanı" efsanesiyle donatılan General Joffre, yeni payesinden sonra burnundan kıl aldırmaz olmuştur.

Sanki mostralık duruyor, sivil hükümetin kurmay işlere bulaşmasını kösteklemektedir.

Ve paşa hazretleri şimdi de toplardan ve güllelerden "tasarruf" (!) emri vermiştir.

Ama beis yok, Fransızca’da "Mehmetçik"e eş anlamlı kullanılan "Poilu" askercikler kırım kırım harcanılabilir. Cesetler cesetlerin üzerine yığılabilir ki, kıyamet kaç para eder.

İnadım inat, hazret kafasına hem gıdım gıdım yer kazanmak için "tırmık stratejisi" uygulamayı; hem de Somme Nehri üzerinde "yarma taarruzu"na geçmeyi koymuştur.

* * *

OYSA, yine kendisi gibi insan hayatını çok ucuza harcayan Alman Başkomutan von Falkenhayn’ın emri ve Berlin tácına veliaht Kronprinz’in komutuyla Cermen ordular Şubat ortasından itibaren Verdun cihetine tam istim yüklendiler. Fakat Joffre işi alargadan alıyor.

Aklı fikri yaz taarruzunda ya, o Verdun’dan boşalttığı topları hálá batıya sevkettiriyor.

Cephesinin yarılmakta ve Paris yolunun açılmakta olduğu ise neden sonra dank etti.

Şafak atıverince de, "geri çekilen divan-ı hárb derhal önüne çıkartılacaktır" talimatını yayınlayıp, bölgedeki 2. Ordu komutanlığına General Philippe Petain’eyi gönderdi.

Ve, bir sonraki savaş ertesi adı Nazi işbirlikçiliğiyle bütünleşse dahi, Petain efsanesi o an ve yeni komutanın, Joseph Joffre’nin aksine, asker hayatını sakınmasından doğdu.

* * *

NEYSE, hiçbir taktik ve stratejik avantaj sağlanmadan Verdun Muharabesi Aralık ortası sona erdiğinde, tarafların genel kayıpları yedi yüz bin "Poilu"ye ve "Hans"a ulaşmıştı.

Bu dehşet rakama bir de, yine sıfır sonuç elde edilen ve Alman kolektif hafızasına "kan banyosu" diye yazılan Somme taarruzundaki diğer korkunç rakamı eklemek gerekir.

Ve zaten, Verdun arbedesi noktalandığında, sadece 1916 yılı takviminde iki milyona yakın insanı harcamış olan General Joffre Paris; onun Prusyalı muadili Erich von Falkenhayn ise Berlin hükümetleri tarafından alelácele "başka mevkiler"e (!) kaydırıldılar.

Tabii burada parantez içinde hemen ekleyeyim.

Bu sonuncusu oradan sepetlendi ama bizim İttihatçı şurekánın hemen "müşir" rütbesi bahşetmesiyle, Doğu Cephesi ve Yıldırım Orduları komutanı von Falkenhayn Paşa oluverdi.

* * *

ÖTE yandan, zaten General Douglas Haig’den hiç hazetmeyen yeni İngiliz Başbakanı Lloyd George, Avrupa’daki Britanya kuvvetleri komutanını anında görevinden azletti.

Yani, bizzat Harp içinde bir viraj oluşturan Verdun Muharebesi özellikle Londra ve Paris’te, "savaş askerlere bırakılmayacak kadar ciddidir" doğrusunu tekrer geçerli kıldı.

"Namluya siyaset komuta eder" ilkesi kabristanlarda "kitabe-i sengi mezar" oldu.

Ama bunların zincirleme bir süreçte gerçekleşmesi için de, "vatan haini" iftirasına meydan okuyan o "kaplan" yürek Clemenceau’nin tam savaş ortasında, "mühimmattan değil, asker hayatından tasarruf edin" diye haykırmak cesaretine öncülük etmesi gerekti.

Pekii, seferberlik türküsünde "askeri kırdıran Enveri Paşa" diye lánet yağan bizim İttihatçı elebaşı Sarıkamış katliamına sebep olurken, tek bir Allah’ın kulu láf söyledi mi?

İşte, ülkemizde hála süren ve şu an da "Kurtlar Vadisi"ne yansıyan "hayat müsrifi" ideoloji 1. Dünya Harbi’nden miras bir zihin sistematiğine uzanıyor ki, yarın değineceğim.
Yazarın Tüm Yazıları