Paylaş
Hikaye malum ama konuyla ilgisi olduğu için bir defa daha tekrarlıyorum: Zaptiyebaşı yolda çakırkeyif rasladığı Bektaşi'yi çevirmiş ve kükremiş:
‘‘Söyle bre zındık, namaz vakti cami mihrabında secdeye vardığın olur mu?’’
Erenler hemen aymış ve çok hızlı ve çok vurgulu bir biçimde cevaplamış:
‘‘Her bayram, her bayram.’’
Zaptiyebaşı bu kez ‘‘Peki ey kafir, şarap zıkkımlanır mısın?’’ diye sormuş.
Hem korku boku Selanik, hem de yalana başvurmanın faydası yok, Bektaşi şimdi gayet alargadan alarak ve eliyle küçümseme işareti yaparak yanıt vermiş:
‘‘Eh, akşamdaan akşama.’’
Şükür, kolektif hafızamızda biz böyle bir toplumsal kültürün insanlarıyız.
* * *
ZATEN Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi üyesi Prof. Dr. Alparslan Özyazıcı tarafından hazırlanan son araştırma bunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Türkiye'deki genel alkollü içki tüketimi 1990 yılına oranla 2 misline çıkmış ve 885 milyon litreye ulaşmış. Anlaşılan, Bektaşi'nin yeni torunları eski kantodaki ‘Vokta, rakı ve şarap / İnsan oluyor harap’ uyarısına pek aldırmadan günde 2,4 milyon litre ab-ı hayat şurubu lıkırtdatmayı sürdürmüş.
Turizmin tüketime yaptığı katkıyı hesaba katsak bile yine de yukarıdaki rakkam kişi ortalamasına vurulduğunda yabana atılmayacak bir düzey tutturuyor.
Eminim, belki Balkan ve Asya'daki Müslüman ülkeler hariç, yılda 21 litreye varan bu ortalama diğer İslam devletlerinin skalasını kat be kat aşmaktadır.
Çok muhtemelen onların ortalaması bizlerle kıyaslanmayacak ölçüde azdır.
Burada içkiyi öven laf yumurtlayarak alkolizmi teşvik edecek değilim.
Ne var ki yukarıdaki olguyu tarihi, dini ve sosyolojik bir çerçeveye oturtmak ve dolaylı yönden de bundan siyasi sonuçlar çıkartmak gerekiyor.
* * *
MAİDE suresinin 91. ayetinde ‘‘Ey Müminler, şarap, kumar (...) şeytan işi pisliktir. Kaçının ki selamete eresiniz’’ diyen Kur'an, şarabı yasaklamıştır.
Ancak bu sureden önce inmiş olan Nahl suresinin 67., Bakara suresinin 219. ve Nisa suresinin 43. ayetlerinde her hangi bir yasaklama yoktur. Men kararı mayhoş üzüm suyuna dadananların ipin uçunu kaçırmasından sonra inmiştir.
Öte yandan, Kutsal Kitap'ta yalnız şarabın zikredilmesi ve diğer içkilere değinilmemesi yoğun tartışmalara yol açmıştır. Biz Türklerin önemli bölümünün de aidiyetini taşıdığı Hanefi mezhebi uleması alkol duvarını aşmamak kaydıyla mayalanmamış içkilerin tüketilebilirliği konusunda içtihat oluşturmuştur.
Zaten, şarap veya başkası, Hayyam ‘Rubaiyat’ından Yahya Kemal şiirine alkollü içkiler İslam kültür ve edebiyatında her zaman büyük yer tutmuştur.
Buna karşılık, pek softa davranan Alamut Kalesi Hasan Sabbah'ı veya Afgani kabile reisi, eh Kur'an'da haram değil ya, afyon dumanına dadanmışlardır.
Gizli açık ve saklı aleni, Müslüman halklar da tıpkı diğer dinlerden olanlar gibi keyif sıvısı veya maddesi tüketmişlerdir.
* * *
YİNE başa dönüyorum, bizim kollektif hafızamızda ise Bektaşi fıkrası var.
Bu kültürü bugün de yaşıyoruz ve belki Balkan ve Asya Müslümanları hariç diğer tüm İslam ülkelerinin ortalamasından çok daha fazla içki tüketiyoruz.
Eh yalanı yok, ‘akşamdaan, akşama’ iki tek atıyoruz.
Dolayısıyla, ‘laikçi’ mürteciler ödlek davranmayın ve şirretlik etmeyin!
Yılda kişi başına 21 litre alkollü sıvı tüketen bir ülkeye Şeriat gelmez.
Rakı bardağını kırmaya yeltenecek ele bizzat halkın kendisi izin vermez.
‘Dinci’ mürteciler siz de uzatmayın ve zaptiyeliğe heveslenmeyin!
Dediğim gibi ve kefareti bizim boynumuza, alt tarafı ‘akşamdaan, akşama’ iki tek atıyoruz ve de Allah kabul etsin, her bayram camide secdeye varıyoruz.
Günahkar kullarız, mey kadehinden dem alsak da Rabb'a iman eyliyoruz.
Paylaş