Oturarak ya da ayakta fark etmez yeter ki şiddet dursun

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Çukurca’nın sıfır noktasındaki siperlerde ayakta durmuş, hâlbuki Başbakan Erdoğan, Gediktepe’de çömelmiş.

Şiddetin pençesinde kıvranan bir toplumda tartışmanın bu noktaya kadar gerilemesi bana göre topyekün bir cinnet halidir.
Türkiye’nin son otuz yılını karartan bu savaşı ancak bilgisayar oyunu sanallığında izleyenlerin kafaları böyle çalışabilir.
Genç ölümlerin ve sakat kalan bedenlerin üzerimize attığı derin çiziklerin acılarını hissetmeyenler ancak böyle bir denklem kurabilirler.
Terörle mücadele siperlerinde kim daha cesur, oturan mı, ayakta duran mı?
Sorumlu gazetecilik çok tartışmalı bir kavram. Bu bahane ile medyayı kendilerine göre biçimlendirmek isteyenlerden hiç hoşlanmam ama öte yandan bu mesleğin gerçekten de püf noktaları var.
Üstelik yazılı, çizili, uluslar arası kabul görmüş kriterler bunlar.
Şiddeti, çatışmayı teşvik etmeyeceksin. Kavgayı derinleştirmeye değil, barıştan, çözümden yana olan dinamiklere çevireceksin projektörlerini. 
* * * 
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Çukurca’da ayakta durup durmadığı önemli değil. Ziyaretten sonra yaptığı açıklamalar manşetlik bana göre.
“Terörün çözümü hep askere havale edilmiş. Asker işini iyi yapıyor, orada da bunu gördüm. Oysa bu kadar köklü bir sorunun çözümü tümüyle askere havale edilemez. Siyasetin çözüm üretmesi lazım. Çözümün zor olduğunu biliyorum. Ama bu çözüm ancak kamuoyunun desteği alınarak sağlanır ve terör sonlandırılabilir. Cesur ve kararlı olmak lazım. Sorunun çözümü bir partiye bırakılamaz, başarı bir partinin başarısı olarak görülemez. Terör sorununun iç politika malzemesi yapılmaması lazım.”
CHP lideri, asker işini iyi yapsa da bu işin bitmeyeceğini açıkça söylüyor. “Siyasetin çözüm üretmesi lazım” diyor. Bana göre manşetlik bir çağrı.
Şiddetin tırmandığı bu dönemde ana muhalefet lideri siyaseti tekrar gündeme getirmişse bu her şeyden önemli değil mi?
Kılıçdaroğlu’nun, siyasi çözümün zorluğuna dikkat çekmesi de mi önemli değil mi? AKP’ye laf yetiştirmeye çalışmıyor. Yapabilirdi. Siperlerde ucuz siyaset yapabilirdi. CHP hiç mi yapmadı bunu?
Siyasi çözümün kamuoyunun desteği alınarak sonlandırılabileceğini söylüyor.
Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi, sorunun çözümü ne bir tek partiden beklenmeli ne de süreç siyasi malzeme haline dönüştürülmeli.
Düne kadar AKP’nin çözüm çağrılarına, şekil gerekçeleri göstererek karşı çıkan CHP’nin, AKP ile siyasi çözüm arayışı için masaya oturacağını söylemek için erken ama herkesi bu yönde birlikte çaba harcamaya teşvik etmek için geç bile. 
* * * 
KÜRT meselesi, herkes tarafından iç siyaset malzemesi haline dönüştürüldüğü için, şiddete karşı mücadele sadece daha fazla şiddet üretti.
Şiddet kimseye “haddini bildirmedi.” Kimsenin taleplerini kabul ettirmedi.
Hele artık, etrafımızdaki bunca savaştan, şiddetin yol açtığı bunca yıkımdan sonra bu yolla hiçbir mücadelenin kazanılamayacağı daha iyi anlaşıldı.
Siyasilerin siperlerde ayakta durup durmadıkları beni hiç ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren şiddetin durdurulması. Bunun ortak sorumluluk olduğunun bir an önce bilincine varılması.
Yazarın Tüm Yazıları