Hem bireysel tahminlere, hem de bilimsel kamuoyu taramalarına göre öyle gözüküyor.
Nitekim, dünkü "New York Times" gazetesinde yayınlanan son sondaj da Demokrat Parti adayının Cumhuriyetçi rakibi McCain’den on iki puan önde olduğunu haber veriyordu.
Eh, az buz bir fark değil ve bu takdirde, Birleşik Devletler’in tarihte ilk kez bir siyahi önder tarafından yönetileceğinin "çantada keklik" olduğunu söylemek fazla abartılı kaçmaz.
* * *
NE mutlu, çünkü tabii ki ben de bütün kalbimle bunu temenni ediyorum.
Ancak, sondajların zıddı sonuç vermiş Nixon - Kennedy çekişmesinden beri ağzım sütten yandığı ve "ortalama Amerikalı"nın son anda ne yapacağı konusunda tereddütlerim olduğu için, yoğurdu üfleyerek yemeyi ve ihtiyatı elden bırakmamayı yeğliyorum.
Fakat madem şu anki gidişat yukarıdaki gibi şekilleniyor, o halde, Obama’nın kırk dördüncü ABD lideri seçilmesi durumunda, Illinois eyaleti senatörünün neler yapabileceği ve bilhassa da, neler yapamayacağı hakkında tahminler yürütmemizde bir mahzur bulunmuyor.
* * *
BURADA en önce şunu vurgulayalım ki, Beyaz Saray’a yeni kiracı olarak yerleştiği takdirde, Barack Obama dört yıllık iktidarına çok ciddi bir handikapla başlayacaktır.
Başka bir deyişle,zenci liderin önüne çıkacak esas engeli, gerek Amerikan, gerek dünya halklarının çıtayı çok yukarılara çekmiş olması oluşturmaktadır.
* * *
ŞÖYLE ki, sekiz yıldan beri "W" rumuzlu George Bush’tan yaka silken o halklar, sanki elinde sihirli bir değnek varmışmış gibi, Obama’ya gereğinden fazla ümit bağlıyorlar.
Oysa onun böyle bir değneği yok ve olmayacak!
Çünkü en önce, hem iç bünyedeki iktisadi krizde, hem de dış politikadaki çıkmazda, halef ister istemez selefin "pisliklerini temizlemek" (!) zorunda kalacak.
Bu "temizleme operasyonu" ise zaman alacak ve bir çırpıda gerçekleşmeyecek.
Üstelik, devlet politikalarındaki devamlılık gereği, en azından ilk dönemde, arzulasa dahi, Barack Obama’lı Demokrat yönetim öyle geniş bir manevra marjı sahip olmayacak.
* * *
NİTEKİM seçim kampanyası sırasındaki vaade rağmen, Guantanamo zindanını kapatsa bile, Obama iktidarının Irak’tan derhal çekileceğini düşünmek hayalcilik olur.
Bir - bir buçuk yıl iyimser bir süredir ve ay hesabı yapmanın alemi yoktur.
Öte yandan, Afganistan’a ilişkin siyaseti de üç aşağı - beş yukarı aynen sürdürecektir. Artı, yine kampanyada belirttiği gibi, Avrupalıların da artık burada aktif olmasını isteyecektir.
Tekrar artı, şüphesiz, "tek tabanca" Bush yönetiminden farklı olarak o Avrupa’yla daha eşgüdümlü bir politika üretmeye çalışacaktır ama, Yaşlı Kıta devletlerinden önemli bölümünün iradesi hilafına, NATO’nun Ukrayna ve Gürcistan’la genişlemesi ve Rusya’nın "dizginlenmesi" konularında, geleneksel ABD yaklaşımından ciddi bir taviz vermeyecektir.
Ayrıyeten, George W. Bush’un láçkalığıyla gelen iktisadi krizin çabucak aşılması ve yukarıdaki "ortalama Amerikalı"nın kısa vadede "feraha çıkması" söz konusu değildir.
Yapısal karakter arz eden bu ekonomik buhranın kökeni derinlerdedir ve Amerikan bütçe açığının "sıfırlanması" belki de kuşaklara dağılacak bir zaman süresi gerektirmektedir.
Ve işte tüm bunlardan dolayı da, yakın gelecekte hayal kırıklığına uğramamak için gerçekçi davranmak ve Obama’dan beklenti çıtasını daha aşağılara çekmek gerekmektedir.