Láhika-2, elde var iki

CUMARTESİ günü gerçekleşen ve benim Galatasaray’da iltihak ettiğim "Darbeye Dur De" yürüşüne yaklaşık yedi bin kişi katıldı.

Hadi taş çatlasa sekizbin diyelim ama fazlası şişirme olur. İnatçı gerçeği yansıtmaz.

Ve tabii ilk bakışta, yukarıdaki sayı hiç de ahım şahım gözükmüyor.

Hele hele, geçen sene bu vakitler düzenlenen ve büyük patırtı kopartan "Cumhuriyet Mitingleri"yle kıyaslandığı takdirde deve kulak kalıyor.

Olsun, buradaki sayısal miktar zahiridir! Bu aşamada son derece ikincildir!

Çünkü "Darbeye Dur De" yürüyüşü, TSK’nın Türkiye toplumunu kışla nizamına sokmak için hazırladığı ve her bir maddesi anayasal suç ihtiva eden o "Láhika-1"deki stratejik hedefe u-l-a-ş-a-m-a-y-c-a-ğ-ı-n-ı-n ispatı ve delilidir!

* * *

BUNUN nedenine gelmeden önce, katılımcı sayısının nispi azlığını, Genelkurmay’ın yukarıdaki "Láhika-1"de yaptığı türden mazeretlerle açıklamaya çalışmayacağım.

Kılavuzumu kendim seçerim. Kopyacılık huyum da yoktur.

Dolayısıyla, cihet-i askeriye minareye kılıf uydurmaya kalkışıp "ama komuta kademesi onaylamamıştı" dedi diye, ben de şu gerekçeleri sıralayacak değilim:

Tamamen sivil inisyatifle gerçekleşen ve ancak ağızdan kulağa ve son anda duyurulan; háttá afişlemesi bile yapılmayan ’Darbeye Dur De’ yürüyüşünün arkasında, ’Cumhuriyet Mitingleri’ndeki gibi, öbek öbek otobüslerle değirmene su taşıyan emekli generaller yoktu.

Tabii ki bunların hepsi doğru ama, yine de biraz züğürt tesellisi olur.

Oysa, ne İstiklál Caddesi’nde yürüyenlerin; ne de, henüz silkinmemiş olsalar bile yine de yukarıdaki şiarına yürekten katılan sayısız milyonların böyle bir "teselliye" ihtiyacı var!

Zaten de, Cumartesi günkü sembolizmin ni-ce-lik önemi işte buradan kaynaklanıyor!

* * *

ÖYLE, çünkü sivil Türkiye insanları bundan böyle kendilerine kışlada postal adımı ve nizamiyede boy hizası dayatılamayacağını, Cumhuriyet tarihinde i-l-k kez ilán ettiler.

Yani, "Láhika-1"de öngörülen formata sığmayacaklarını, şablona uymayacaklarını, tuzağa düşmeyeceklerini ve emre itaat emeyeceklerini açıkladılar.

Daha doğrusu, bunları dobra dobra söylemeye nihayet c-e-s-a-r-e-t ettiler!

Üstelik de, hem hicáp giyimli genç kızlar ve "punk" saçlı delikanlılar olarak; hem şıkıdım sandaletli hanımlar ve sünnet sakallı müminler olarak; hem de mutaassıp cemaatli hocalar ve liberal öğrencili akademisyenler olarak hep bir ağızdan ve yürekten cesaret ettiler.

İstiklál Caddesi’nde, demokrasinin, çoğulculuğun ve laikliğin ortak yolunu katettiler.

Artı, o hicáp giyimli ama bileği halhallı ve burnu hızmalı genç kızlar, kolu dövmeli ve kaşı "piercing"li "rock" sevgilileriyle elele tutuşarak "Darbeye Dur De" diye haykırdılar.

Buradaki özgürlükçü ve ö-n-c-ü moderniteyi görmemek için de kör olmak gerekir.

Yahut da, "láhika"lardan medet ummak ve onlara bel bağlamak gerekir.

* * *

EH
, kimsenin keyfine karışmak hakkım yok! İsteyen medet de umar, bel de bağlar.

Fakat tekrarlıyorum, yukarıdaki i-l-k yürüyüşün katılımcıları, aslında bugünkü Türkiye’nin en temel ve en geniş parametrelerini içeren mikrokozmosu yansıttılar.

Çünkü, "öncü"ler sayıca az ve angaje olsalar dahi, onların şahsında temsil edilen yelpaze "Cumhuriyet Mitingleri"nden çok daha geniş bir "sessiz çoğunluğu"nu kapsıyor.

Hep korkutulmuş olanlar artık "korkudan korkmamak" cesaretini gösteriyor.

Dolayısıyla, modern toplumumuzun sivil bedeni "Láhika-1"in, varsa "Láhika-2" nin, daha varsa da "Láhika-3"ün askeri üniformasına artık sığmaz. Asla da sığmayacaktır.

Neden sığamayacağını ise benim yarınki üçüncü "láhika"ma bırakıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları