Paylaş
‘Küsmek’ lafını oldum olası sevmedim. Ötesi, nefret ettim.
Rasyonel akılcılığı değil duygusal öfkeciliği yansıtan ve ilkel toplumlara özgü bir intikam dürtüsü çağrıştıran bu sözcüğü ne zaman işitsem aklıma derhal, çocukluk sayfiyelerinde her nasılsa saklambaç oynamak zorunda kaldığımız kenar mahalle kızları gelir.
Onlar bir yandan ağızlarında arsızca çiğnedikleri çikleti patlatıp, öte yandan şıpıdık terlikleri üzerinde boylarını uzatmaya çalışarak ‘o piti piti, karamela sepeti’ diye başladıkları sayma işlemini ‘terazi, lastik, cimnastik / biz size geldik, bitlendik’ diye bitirir ve hemen mızıkçılığa yeltenirlerdi.
Aramıza karışmış diğer hemcinslerinin ‘elma dersem çık, armut dersem çıkma’ parolasına kanıp paçayı ele verdiklerinde derhal mızmızlanır, kaprisleri kale alınmadığında da, kemirilmiş tırnakları avam annelerinin ucuz ojeleriyle renklendirilmiş küt parmaklarını uzatarak ‘boz’ derlerdi.
‘Küs oldum’ türünden ifrit bir cümle telaffuz ederlerdi.
* * *
O zaman, bütün demokratlığımla bu çapaçul kızların da bizimle oynamak hakkını kendi sınıf aidiyetimi taşıyan arkadaşlarıma karşı canla başla savunmuş olsam dahi aniden kafam atardı.
İyi aile çocuğu terbiyemi es geçerek ‘cehennem ol’ karşılığını yapıştırır ve uzatılan parmakları kopartırcasına çevirirdim. Ben daha beter ‘bozardım’.
Ama saklambacın tadı kaçmış olurdu. Bir süre köşesinde vızvızlanan küçük şıllık ise demin ‘küs olduğunu’ unutarak tekrar oyuna katılmak isterdi.
Ötekiler buna razı olmaya niyetlense bile ben şiddetle karşı çıkardım.
‘Sayım suyum yok’, ‘küskünlerin’ rezil şantajıyla artık asla uzlaşmazdım.
* * *
İŞTE, TBMM'deki yüzonaltı ‘küskün’ bana yukarıdaki çocukluk saklambaçlarının kenar mahalle kızlarını hatırlatıyor.
Çünkü bu efendiler de onlar gibi avam ve onlar gibi bencil davranıyorlar.
‘Küs oldum’ tavrıyla gradosu düşük bir mızıkçılığa yelteniyorlar.
‘Elma dersem çık, armut dersem çıkma’ parolasına uyup sobe yapacaklarını sandıkları için 18 Nisan seçimlerine olumlu oy veren muhteremlerin kendileri sobeye yakalandıklarından, şimdi küt parmaklarını uzatarak ‘boz’ diyorlar.
* * *
ŞÜPHESİZ, bana kalsa ‘bozdum canına yandığımın’ deyip parmakları ters çevirirdim. ‘Küs oldum’ diye mızmızlanan maymuna ‘cehennem ol’u yapıştırırdım.
Fakat Ankara Meclis'indeki demokrasi arenası çocukluk sayfiyesindeki saklambaç bahçesine benzemiyor.
Köşede kapris yapmaya çalışan şıllıklara aldırmayıp sobeye devam etmenin kural itibariyle imkanı olmadığı gibi, velev ki tatava çıkmadan oynansın, hür bir saklambaca zaten hiç hoş gözle bakmayan iyi saatte olsun ebeveynlerin bunların yaygaracılığını bahane edip oyunu tamamen yasaklaması söz konusu.
O zaman ilk tokadı belki bu mahalle kızları yiyecekmiş, dedim ya grado her bakımdan düşük ve küçük haspaların ufku şıpıdık terliklerin altından kayan zemini farkedemeyecek ölçüde dar, onlar kısa vadeli şımarıklıklarıyla iyi aile çocuklarından ne kopartırlarsa yanlarına kar kalacağını hesaplıyorlar.
TBMM ‘küskün’leri ucuz ojeli parmaklarını ‘boz’ diye uzattıklarında, bu parmakların üzerine inebilecek cetvelin çok fena can yakacağını göremiyorlar.
Bugün ‘küs oldum’ kaprisi yaparak kendilerini ağırdan satmaya çalışan küçük haspalar, yarın bu hafif meşrepliklerinin sırf kendilerine değil bütün saklambaç çocuklarına dehşet pahalıya mal olacağını anlayamıyorlar.
Paylaş