Paylaş
Meleklerin cinsiyetine ilişkin bu tartışma süredursun, işte o kriz ekseninde toplanacakPittsburgh G-20 zirvesine Başbakan Erdoğan’ı uğurlamadan önce, ilkin şunları saptayalım.
¡ ¡ ¡
TABİİ yine dünya geneli için konuşuyorum, son derece aşikâr ki söz konusu iktisadi buhran hiç de felaket tacirlerinin gaipten haber verdiği türden bir seyir izlemedi.
Kriz ne “ebedi” bir sürece dönüştü, ne de “batağın batağı” (!) bir dip noktaya çöktü.
Ama şüphesiz ve zaten de kim inkâr edebilir, spekülatif kazanç hırsının sebep olduğu fiyasko farklı ülkelerin farklı dirençlerine göre kâh nispeten az, kâh nispeten çok can yaktı.
İnsanlık sathında ve eskiye oranla, boş gezenin boş kalfaları arttı. Çorba tencereleri daha yavan nevaleyle kaynadı. Bayram esvaplarının kalitesi de işportaya düştü.
Fakat bütün bu olumsuzluklara rağmen, 2008’in ikinci yarısından itibaren mutlaklığı göz çıkartan son kriz, kapitalizm tarihinin geleneksel buhranları arasında öyle aman aman sivrilen ve öyle aman aman sarsan bir istisna, bir zelzele, bir kabus oluşturmadı.
¡ ¡ ¡
EVET oluşturmadı ve toparlanma işaretleri beklenenden çok daha erken ortaya çıktı.
İlk yangınların patlak verdiği ABD ve İngiltere de dahil olmak üzere, küresel iktisadi göstergeler yılın üçüncü, hatta ikinci çeyreğinden itibaren kısmi bir yükseliş trendine girdiler.
Artık “motor” rol üstlenen Asya ekonomileri ise zaten pek sarsılmadılar.
Nitekim, en ihtiyatlılar bile geleceğe ilişkin tahminlerinde ciddi bir iyimserlik havası yansıtmayave “esas vartanın atlatıldığı” konusunda ortak görüş beyan etmeye başladılar.
¡ ¡ ¡
OYSA, bırakın geçen yıl krizin tam ayyuka çıktığı bu dönemleri, şunun şurasında altı ay, hatta üç ay önce bile kim ne öngörmüyordu ki?Hangi “tahiller”i (!) yapmıyordu ki ?
Halep oradaysa arşiv buradadır ve zahmet edip şöyle bir karıştırın.
Kıpkızıl “solcu” (!) ve kepkeskin “ulusalcı” geçinen lâf ve kalem erbabımız cahil cüretkarlığıyla neler yumurtlamıştı ki?
Dereyi görmeden paçaları sıvayıp ve kendi öznel hezeyanlarını nesnel iktisadi kuralların yerine koyup “kapitalizm bitti ve mahvoldu” diye ahkâm kesenleri mi istersiniz?
Yoksa, “piyasa ekonomisi artık iflah olmaz” diye satır döşenenleri mi ararsınız?
Daha yoksa, o dillere destan 1929 buhranının bile şimdikinin yanında zemzem suyuyla yıkanmış kalacağına dair müneccimbaşılık yapıp, John Steinbeck’in “Gazap Üzümleri” nden sahne tekrarlarına soyunan tatlısu edebiyatçılarını mı arzularsınız?
Hepsinin bini bir paraya gazete sütunlarına, televizyon ekranlarına ve radyo mikrofonlarına arz-ı endâm buyuruyorlardı ki, afralarından ve tafralarından geçilmiyordu.
Eee, quo vadis ?
¡ ¡ ¡
ÖYLE tabii, çünkü hiç şüphesiz ki ne kriz tam anlamıyla sona erdiğini, ne de illâ “nurlu ufuklara” doğru ilerlediğimizi söyleyebiliriz ama, yukarıda belirttiğim gibi, hem bir – buçuk yıldır yaşanan yaşanan kaos kapitalist sistemin doğasındaki “sıradan buhranlar”ın ötesine taşmadı, hem de hafiften hafife inişin sonu ve çıkışın başlangıcı gözüktü.
Nitekim, Pittsburgh G-20 Zirvesi de o buhranları mümkün mertebe daha az “sıradan” kılabilmek ve çıkışın hızına ivme kazandırmak arayışlarında ciddi bir aşama oluşturacak.
Başka bir deyişle, tabii ki çok, çok vahim zaafları olan fakat yine de denenmişlerin en “ehven-i şer”ini oluşturan piyasa ekonomisi için iradi ve müdahil bir “düzeltme hareketi” gerçekleştirilmeye çalışılacak ki, bunun tutup tutmayacağı ihtimallerine yarındeğineceğim.
Paylaş