Kızıl Oktobr

Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

Dün 1917 Bolşevik Darbesi'nin sekseninci yıldönümüydü. ‘Devrim’ sözcüğünü kullanmıyorum, çünkü tarihe pertavsız objektifiyle bakmış olanlar bilirler ki Rusya'da ne halk ihtilal yapmıştır, ne de kitleler ayaklanmıştır.

Bırakın Meclis ‘Duma’sında çoğunluğu, arbedenin gerçekleştiği Petrograd Sovyetinde bile ancak 822'ye karşı 105 gibi çok sınırlı bir üye sayısına sahip olan Komünistler, ne sihirdir ne keramet el çabukluğu marifet, cepheye gitmek istemeyen asker taburu vasıtasıyla legal Kerensky hükümetini devirmişlerdir.

Dolayısıyla, Eisenstein'ın sahtekar filmleri ve ‘Kızıl Oktobr’un yalan efsaneleri sonradan uydurma atmasyonlardır. Asılsız, astarsız mitolojilerdir.

Ne var ki tarihin etik kıstasları yoktur. Tarih, ‘momentum’u yakalayıp fırsatı iyi kullananın peşinden gider. Ahlakiyatçı nutukları takmaz. İplemez.

İşte bu yüzden de Lenin'in partisi muzaffer olmuştur. Palyaço generallerin 1991 darbesine kadar Rusyalar iktidarına tam yetmiş dört yıl hükmetmiştir.

Üstelik, dünya coğrafyasının da yarısını gaspetmiştir. Bir de, bu satırlar yazarınınki de dahil, dürüst ve naif insanlığın ütopyasını gaspetmiştir.

‘Büyük Ekim Devrimi’ efsanesi ‘Tarihin En Büyük Yalanı’nı yutturmuştur.

* * *

PEKİ, 1917 Bolşevik Darbesi'nden seksen yıl sonra bugün geriye ne kaldı?

Hiiç! Sıfıra sıfır, elde var sıfır...

Sovyet İmparatorluğu tek fiske vurulmadan çöktü. Rusya ve periferisinde tekrar ‘devrim’ gerçekleşeceğini sananlara Allah akıl fikir ihsan eylesin...

Çin ve Vietnam ise belagatte hala ‘sosyalizm’ kelimesini kullansalar dahi, bunlar aslında Konfiçyüsçü toplumların otoriter ve pre-kapitalist kalkınma metodlarıyla yönetiliyorlar. Artık pembemtırak bile değiller.

Kala kala komünist hanedandan ‘Tosun Kim’in Kore'si ve ‘Egzotika Castro’nun tropikal Küba'sı kaldı. Tarihin anakronik örnekleri olarak yaşıyorlar.

Bir de, dünyanın orasında burasında, bizim Maocu ‘karanlıkçı’larımız gibi ekmeğini ajan provokatörlükten çıkartan mostralık ‘devrim ağaları’ sürünüyor.

Ama bunların hepsini toplasan ne yazar?..Kaç basar?..Yine hiç!

* * *

TARİH bir kaostur ve sosyolojik olaylar önceden öngörülemez.

En faal toplumsal aktörler tarihe iradeleriyle müdahele edebilirler.

Punduna getirdiler mi ‘momentum’u doğru hesaplar ve fırsatı iyi kullanırlar. Müthiş bir azınlık olsalar dahi ‘Kışlık Sarayı’ basarlar, kanuni Kerensky hükümetini devirirler ve Petrograd'da iktidarı ele geçirirler.

Ve iktidara totaliter biçimde hükmettikleri an, tarihe de hükmederler.

Koltuğa tam yerleştiklerinde darbeyi ‘Büyük Ekim Devrimi’ ilan ederler.

Sahtekar film çevirirler ve ‘Kızıl Oktobr’ efsaneleri üretirler.

Onları kullanarak da dürüst ve naif insanlığın ütopyalarını gaspederler.

‘Büyük Ekim Devrimi’ mitolojisi etrafında ‘Büyük Yalan’ı örerler.

1917'den 1991'e kadar, yetmiş dört kahpe yıl boyunca tarihe hükmederler.

* * *

HÜKMEDERLER, hükmederler de yine de ilahi bir el mi var nedir, o tarih sonunda öyle bir şamar indiriyor ki ‘Büyük Ekim Devrimi’ kaç para, yetmiş dört yıl sürmüş ‘Büyük Yalan’ı bile dümdüz ediyor. Paspas niyetine kullanıyor.

Gaspedilmiş ve çalınmış ütopyalarımızın intikamını alıyor.

Baksanıza, seksen yıl sonra ‘Kızıl Oktobr’dan bir tek hava cıva kalıyor.

Kaos olan tarih galiba bazen şaka yapıyor...

Uzun sürmüş eşek sakası yapıyor...

Yazarın Tüm Yazıları