ON dokuz yıl önce "Duvar" yıkılıp komünizm çöktüğünde; dolayısıyla da, harakiri yapan Varşova Paktı intihar ettiğinde, ona zıt kutup NATO’nun hálá süreceğine kim inanırdı?
Eski Sovyetlerin enflasyon kapiğiyle bile olsa, kaç kişi "Kötülükler İmparatorluğu"na karşı kurulmuş bir Batı savunma örgütünün bugün de kalıcı olacağına dair bahse girerdi?
Doğrusu, benim gibi "cüretkár kumarbazlar" (!) hariç pek az kimse!
***
ÖYLE ve zaten Halep oradaysa arşiv buradadır ki, isteyen hemen araştırabilir.
O vakitler, Amerikan strateji dergisi "Foreign Affairs"deki çarşaf makaleler dahil, en "baba" yorumcular, misyonu bittiği için NATO’nun kısa - orta vadede yokolmaya mahkûm olduğunu söylerken, cereyana göğüs geren bu satırlar yazarı ısrarla tam tersini savundu.
Nedenlerini de daima dört ana çerçeveye oturttum:
***
BİR; Brüksel merkezli kurum Atlantik’in iki kıyısını birleştiren yegáne organizmadır.
Pakt’ın ortadan kalkmasıyla Amerika - Avrupa ilişkileri ölümcül bir darbe yemiş olur.
Bu tür bir gelişme de, ABD’de hep tetikte bekleyen "izolasyonist" hayaleti hortlatır.
İki; tamam, "Duvar"la birlikte eski statüko da yıkılmıştır ama, onun yerini alacak yeni bir statüko oluşmamıştır. Müneccimbaşı değiliz, ne zaman oluşacağı da meçhûlumüzdür.
Oysa, şimdi yaşanacak uzun "geçiş dönemi" mutlaka istikrarsızlıklar getirecektir.
Ve, eski statükonun ciddi bir istikrar unsurunu oluşturmuş olan NATO da "piyasadan çekildiği" takdirde, söz konusu istikrarsızlıkların kaosa dönüşmesi ihtimali kaçınılmazdır.
***
ÜÇ; Avrupa’nın siyasi çatısı olan AB ne diplomatik; bilhassa da, ne askeri bir güçtür!
Yaşlı Kıta’nın "cebri caydırıcılık" kábiliyeti yoktur. Cüssesi hantal ve hácmi koftur.
ABD’nin lojistikdesteği olmadan "kılını kıpırdatmak" mecáline sahip değildir.
Dolayısıyla da dört; kızıl veya değil, kendi tarihi deneylerinden ürü Rusya’nın hep Rusya kalacağını bilen eski Doğu Bloku ülkeleri işi sağlam kazığa bağlamak isteyeceklerdir.
Güvenliklerini ancak Washington eksenli bir NATO’ya emánet edebilirler.
Ve işte bütün bunlardan dolayıdır ki de, ruhuna pek erken Fatiha ve mevlit okutulan Kuzey Atlantik Paktı İttifakı’nın varlığı daha uzun bir süre devam edecektir.
***
NİTEKİM, etti, ediyor ve de edecek!
Oysa, söz konusu "Duvar"ın ve "Kötülükler İmparatorluğu"nun çöküşünden sonra aşağıdaki yeni, yepyeni "mucizeler"in (!) de yaşağınacağına kim inanırdı ki?
Dün biten ve atmış yıllık NATO tarihindeki en önemli oturumlardan birisi olan Bükreş Zirvesi’nin, kızıl voyvoda Çavuşesku’nun başkentinde gerçekleşeceğini kim düşünürdü ki?
Misafir Putin dahil, üyesi ve adayıyla tam otuz iki liderin, yıkılmış "Demir Perde" deki en "çelik zırhlı" (!) ülkelerden birisinde bir araya geleceğine kim ihtimal verirdi ki?
Üstelik de, aynı liderlerin aynı kızıl despot tarafından "Halk Sarayı" diye ve "Stalin barok" mimariyleinşa ettirttiğio megalomanik binada buluşacaklarını kim hayal ederdi ki?
***
SONRA, Tuna akıntılı bu son doruk toplantısında, fi tarihindeki "kıpkızıl"Enver Hoca’nınArnavutluk’u ve "pembemtırak" Tito’nun Hırvatistan da üyeliği garantiye aldılar.
Artı, Makedonya mutlaka; Gürcistan ve Ukrayna’ya da kapıyı kısmen araladılar.
Yani, "Duvar" çöktüğüde ancak on altı oysa şimdi yirmi altı bayrağı olan; yakında da bu sayıyı yirmi sekize ve belki otuz bire çıkartacak olan NATO, kalıcılığını kesinkes ispatladı.
Ancaak, aynı NATO kendi kurumsal kalıcılığını Bükreş’te "a" artı "b" tescil etmiş olsa bile, genel "kalıcı sorunları" hiçbir şekide çözümleyemedi ki, bunu salıya bırakıyorum.